ÝZMÝR Büyükþehir Belediyesi, 2000 yýlýna kadar her türlü atýðýn aktýðý Ýzmir Körfezi’nde aldýðý tedbirler sonucu deniz dibindeki hayatýn yeniden baþlamasý adýna önemli katkýlar saðladý.
Maalesef kollektör hattýndaki doluluk ve Meles Deresi’nin baðlandýðý noktadan itibaren hattýn içerisinde aþýrý derecede malzeme olmasý nedeniyle, söz konusu bölgede zaman zaman denize atýk su deþarjý olmaktadýr. Bunca para ve yapýlan hizmete raðmen zamanla illegal olarak atýlan atýklar nedeniyle sistem iþlemez hale gelmekte ve Ýzmir Körfezi’ne akan pis sular nedeniyle- bunun bedelini Ýzmir halký ödemektedir...
Bir toplumda, emeðin yerini kiþisel iliþkilere güvenerek bir yerlere gelme sevdasý, dürüstlüðün yerini her türlü entrika ve tuzaklarla amaca ulaþma hýrsý almýþsa; sevginin yerini takýntýlarýyla dolduran insanlar, hýrslarýyla toplumun önüne geçmeye çalýþýr ve insanlarýn huzurunu bozarlar. Ama ne çare, Ýzmir Körfezi’ndeki koku gibi gizlediklerini zannettikleri her atýk, bir gün ortaya çýkar ve topluma yaptýklarýnýn bedelini öderler...
Ýnsanlar, korunma güdüsüyle, yaþamaktan korkar, incinmemek için incitmeyi tercih eder oldular. Hakikate akýllarýyla ulaþabileceklerini zannedip gönlü hesaba katmadan yaptýklarý plânlarla yaþamaya baþladýlar. Oysa insanca yaþamanýn yolu insan olmaktan geçer. Bunun için de karalarýmýzý akýl, mantýk ve vicdan üçgeninden geçirmeliyiz. Ahlâk ve faziletle ve de adaletle. Ýncinmemeyi istemenin yani sýra incitmemeyi de öðrenmeliyiz...
Ýnsanoðlu, yaradýlýþ sebebine uygun olarak çeþitli sýnavlara tabi tutulur. Amaç; hakikati bulabilmektir. Bu yollarý acýlý ve çekilmez yapanlar ise bizleriz. Yaþadýðýmýz olaylardan doðru dersler alýp kendimizi geliþtirebilmeyi, kendimiz olmayý baþarabilmemiz gerek. Kendisi olmayý býrakýp bir baþkasý olmanýn peþinde olan insanlarýn hýrslarý, akýl, mantýk ve vicdanlarýnýn önüne geçer. Akýl, mantýk ve vicdanýn ‘devre dýþý’ kaldýðý durumlarda ise; insan olmanýn gereði olan ahlâk, fazilet ve adalet de hükmünü kaybedip yerini kapkaranlýk bir ‘BEN’liðe býrakýr. Benlikteki kiþiler ise, içlerindeki çocuðu yani ‘insaný’ kaybetmiþlerdir.
Unutmamalý, insan; hem bir yoldur, hem bir yolcu. Hayat bir ipin üzerinde yürümeye benzer, ne aþaðýya bakmaya gelir, ne de saða sola. Ýleriye bakacaksýn ama öylesine deðil, umutla ve inançla. Kaybettiðin bir þey yok aslýnda, her yaþanan olaydan alýnmasý gereken dersler var. Kazandýðýn her tecrübe, sendeki yolu tamamlaman, olgunlaþma sýnavýný kazanman için yardýmcý vasýtalardýr sana. Ýçindeki çocukla gözünü açtýðýn her gün ise bir yoldur bu yolcuya; yeni umutlara ve yeni baþlangýçlara... Þimdi çayýný keyifle yudumla, bir yudum sana, bir yudum da bana...