‘Ýnsan devlet için vardýr devlet insan için deðil!’

Takvimler 1935 yýlýný gösterdiðinde yurt dýþýndaki Türklerin sorunlarýný siyasi görüþlerle savunan yazýlar göstermelik de olsa, hükümetin tepkisini çekiyordu. Ancak Reha Oðuz Türkkan'ýn"Her Irkýn Üstün de Türk Irký"alt baþlýðýyla çýkardýðý Ergenekon dergisine devlet de aboneydi!

Yeni kimlikleriyle ortaya çýkabilenlerle, yeni görüþleri içeren fikir hareketlerine ilgi duyanlarýn yaþadýðý Türkiye'de, Avrupa'nýn, özellikle de Nazi Almanyasýnýn sesi kulaklarý dolduruyordu. Hitler'in Almanya Cumhurbaþkaný olmasýndan bu yana bir yýlý geçmiþti. Her fýrsatta"bir ulus, bir imparatorluk, bir milli þef" söylemi demokrasilerde tepki görüyorsa da muhalefetsiz tek partili Türkiye'de, kimi çevrelerde itibar görüyordu. Atatürk'ün ölümünden sonra Ýnönü "Milli Þef" ilan edilecekti."..

CHP, muhalefetin sesini çýkarmadýðý ülkede, 1935 yýlýnda 4. Kurultayýný toplarken gündeminin birinci maddesi devletçilikti. Genel Sekreter Recep Peker radyoda 9 Mayýs 1935 tarihinde bir konuþma yapmýþ, halkýn devlet için var olduðunu söylemiþti satýr aralarýnda:

"Ulusal çalýþmayý yýpratan ve ulus yýðýnýný sömüren liberalizme karþý cephemizi daha da sýklaþtýrýyoruz."

Ýþte bu sýklaþtýrýlan cephe önce tartýþmalara giderek alttan alttan bir muhalefeti oluþturacak devletçilik anlayýþýnda yatýyordu. Gazeteci Hikmet Bila "CHP Tarihi" adlý kitabýnda, CHP'nin görüþünü, Genel Sekreterin aðzýndan anlatýyor:

"Devletin fiili olarak hangi ekonomik iþleri yapacaðýnýn belirlenmesi, ulusun genel ve yüksek çýkarlarýna baðlýdýr. Bu lüzum üzerine devletin fiili olarak kendi yapmaya karar verdiði iþ, eðer özel bir giriþimin elinde bulunuyorsa, onu almasý için her defasýnda bir kanun çýkartmayý gerektirmektedir. Bu kanunda özel giriþimi uðrayacaðý zararýn devlet tarafýndan ödeme þekli gösterilecektir."

Kýsaca 4. Kurultayda Devlet-Parti birliði oluþturulmuþ, özel kiþilerin ticaret ve küçük sanayide çýkarlarý zedelenecek diye baþlayan karþý çýkma, tazminat sözüyle susturulmuþtu. Anask devletin belirlenen tazminatý "teneþir vadeye"baðlayacaðýndan henüz kimsenin haberi yoktu.

Faþizm yeni modaydý; hem siyaset hem de basýnda. Siyasetçi Hýfzý Oðuz Bekata yayýnladýðý Çýðýr adlý dergide (1.1.1933) Mussolini'nin bir özdeyiþini "Faþist anlayýþa bir açýklýk getirdiði gerekçesiyle" sayfalarýna almýþtý. Türkiye'de Dergiler Ansiklopedisine göre dergi o dönemde güçlenen faþizmden oldukça etkilenmiþ görünüyordu. Ha bu arada özel giriþimcilikten, hele hele de Ýslam'dan söz etmek gafletinde bulunanlarýn baþýna olmadýk belalar geliyor, zindaný boyluyordu alayý! Faþizm ya da Komünizm tehlikeli deðildi de dindarlýk çok ama çok tehlikeliydi 1935 Türkiye'sinde! Hele de Cuma'ya gitmek... Öf öf öf fesatýn baþýydý!! Hitler yanlýsý emekli generaller, kimi dergilerde, açýkça "din sözcüðünü aðzýna alanýn dili koparýla.." fetvasýný vermekteydi! Araþtýrmacýlar için 1935 ilginç bir yýl ama yaþayanlar için tam bir felaketti!