Birçok insan çevresindeki insanlarý deðiþtirmek ile ilgili güçlü isteklere sahip. Bir kýsým insan ise kendini deðiþtirmek için çaba gösterir. Psikoterapi ve danýþmanlýk disiplini de uzun süredir insanlarý deðiþtirmeye çalýþýyor.
Deðiþim ihtiyacý çoðu zaman gerçek bir ihtiyaç. Örneðin öfkenin kontrol edilmesi gerekiyor. Yalnýzlýk eðilimimiz ile mücadele edip sosyal baðlar kurmaya çalýþmak anlamlý. Erteleme veya bir yerlere geç kalma huyumuzu düzenlemek sorunlarýmýzý azaltýyor. Hayatýmýzý bozacak kadar temizlik ile uðraþýyorsak bunu durdurmamýz ruh saðlýðýmýzý koruyor.
Problem deðiþimin sýnýrlarýnýn olmasý. Bazý durumlarda biraz fazla bazý durumlarda ise kýsmen deðiþebilmek mümkün. Baþkalarýný onlara raðmen deðiþtirmekten zaten bahsetmiyorum. O hem zor iþ hem de anlamlý deðil. Kendi deðiþim motivasyonuna sahip olanlarýn deðiþim derecesinden bahsediyorum. Örneðin aþýrý içe dönük bir insanýn dýþa dönük bir insan haline gelmesi oldukça zor. Ama öfkeyi kontrol etmeyi öðrenmek kolay deðil ama mümkün. Yine de öfkeli birini sakin biri haline getirmek pek mümkün deðil.
Psikiyatri ve psikoloji alanýnda çalýþan profesyonellerde eski zamanlarda deðiþim konusunda daha hýrslý ve keskin inançlýydýlar. Þimdilerde duygu, düþünce ve davranýþlarýmýzýn halen deðiþebileceðine inanýyorlar ama eski inanç düzeylerinde deðil. Artýk geliþtirdiðimiz yöntemlerle insanlarda bazen tatmin edici düzeyde bazen de çok az deðiþim yapabildiðimizi biliyoruz. Ama bir heykeltýraþýn heykeli þekillendirmesi gibi bir insaný istediðimiz þekilde yontup deðiþtiremeyeceðimizi biliyoruz. Zaman içinde daha gerçekçi ve ýlýmlý hedeflere sahip olmayý öðrendik.
Eþ terapisi sýrasýnda, kendi haklýlýðýna oldukça inanmýþ, eþini hatalý gören ve onu deðiþtirmek için amansýzca zorlayan kiþileri sýklýkla görüyorum. Örneðin “bunca yýldýr þunu öðretemedim. Ne istediðimi anlamamakta direniyor. Benim dediklerimi yapmamak için inatçýlýk ediyor. Onun deðiþebileceðine artýk inanmýyorum!” þeklinde bolca sözler duyuyorum. Eþ iliþkilerinde karþýlýklý deðiþim beklemek gerçekçi bir yaklaþýmken; eþimizi istediðimiz hale getirme çabasý hem yanlýþ hem de beyhude bir çaba.
Deðiþimin sýnýrlý olduðu durumlarda tamamen çaresiz kalmamýz gerekmez. “Kabul etmek” gibi güçlü bir diðer silahýmýz var. Deðiþtiremeyeceðimiz özelliklerimizi kabul edip barýþmamýz gerekiyor. Yani biraz geniþ gönüllülüðe, Mevlana’yý dinlemeye ihtiyacýmýz var. Üstelik kabul etmek bizatihi kendisi de deðiþime neden olabiliyor. Örneðin biraz vesveseli ve kafaya takan bir yapýmýz var ve deðiþim için çaba göstermemize raðmen bir düzeyde devam ediyorsa, kalaný da kabul etmek gerekiyor. Biraz vesveseli bir insan olmayý kabul etmek ve vesveseleri akýþýna býrakarak hayata devam etmemiz gerekiyor.
Aslýnda en iyi çözüm “deðiþim ile kabul arasýnda denge” yaklaþýmý. Deðiþimi ile kabulü eþ zamanlý kullanmak. Alkol baðýmlýsý olup alkolü býrakanlarýn grubu olan adsýz alkoliklerin meþhur duasý bu durumu özetliyor: “Allah’ým deðiþtirebileceðim þeyleri deðiþtirebilmek için, deðiþtiremeyeceðim þeyleri de kabul edebilmem için güç ver!”