İnsan öldürerek siyaset yapmak!

Cumartesi günü Ankara’da yüze yakın insanımızı hayattan koparan alçak terör saldırısının tek tek her birimize ve tüm Türkiye’ye, ‘biz’e yapıldığı çok açık. Evlatlarımızı, kardeşlerimizi kaybettik. Allah bize bir daha böyle acı yaşatmasın. Korkunç saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, canları yanan yakınlarına ise sabrı cemil ve metanet diliyorum. Yaralı kardeşlerimize Allah acil şifalar versin, onları ailelerine bağışlasın inşallah.

Ankara katliamının arkasındaki faile dair bilgiler dün itibariyle daha çok DAEŞ / IŞİD terör örgütünü işaret ediyordu. Henüz netleşmedi ama daha ilk dakikadan itibaren yaşananlar, adları farklı olsa da insan öldürerek siyasi sonuç elde etmek isteyen terör örgütlerinin ortak hedefini ve destekçilerini bir bir ele verdi.

Demirtaş’ın acelesi ne?

Olay 10.10.2015 günü saat 10.04’te meydana geldi. Sadece birkaç dakika sonra PKK medyası ve PKK yandaşı hesaplardan yapılan paylaşımlar saldırının failinin “AKP” ve “saray” olduğunu iddia ediyordu.

Olay gündeme “bomba” gibi düşmüştü, o ilk üzüntü, korku ve panik evresiydi. Saldırıya dair henüz hiçbir şey bilinmiyordu.

Aradan sadece 10 dakika geçmişken HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş “katilsiniz” diyerek “AKP”yi suçladı.

Bu pek acele ve sorunlu açıklama, üzüntüden veya anlık şuur kaybından herhalde diyebilirdik, eğer sonraki açıklamaları olmasa. Ama Demirtaş aynen şunları söyledi sonrasında da: “Bu saldırı, devlet tarafından halkımıza yapılmıştır”.

Kısa bir süre sonra da KCK’dan geldi yazılı bir açıklama. Evet, aynı minvaldeydi: “Katliam AKP’nin komplosudur”. 

Bunu diyen örgüt, 7 Haziran’da HDP’nin “insan onuru” ve “PKK’ye biz silah bıraktıracağız” diyerek aldığı yüzde 13 oyu, bölgeyi işgal yetkisi olarak değerlendiren örgüttü. İş bölümüne göre HDP oy topluyor, PKK işgal ediyordu. Hendekler-barikatlar arkasında kıstırılan Kürtlere özyönetim dayatılıyor, sokaklara gömülen bombalarla, evlere çevrilen roketlerle keleşlerle siviller katlediliyor ve 140’dan fazla askerimiz polisimiz bu siyasi yapı tarafından katlediliyordu. Ama iddialarına göre yaptıkları şey terör değildi.

PKK-HDP iş bölümü 

Hadi PKK’yı anlıyoruz. Konjonktürel olarak sahibi değişse de amacı değişmiyor: İnsan öldürerek Türkiye’ye siyaset dayatmaya çalışıyor.

Peki HDP’ye ne oluyor? “Türkiyelileşmek” iddiasıyla projelendirilip marjinal sol sosyalist partilere yamanan ama ancak Kürtlerin oyuyla var olan bir siyasi partinin lideri, nasıl bu kadar yıkıcı bir dil kullanabiliyor? Kendi seçmenlerini öldüren saldırının 10. dakikasında, henüz hiçbir şey bilinmezken, bu kadar emin bir dille siyasi rakibini suçlayabiliyor?

Bu, sadece acelecilikle ya da sorumsuzlukla açıklanabilir mi? Üstelik Diyarbakır mitinginde onlarca masum HDP’linin canına mal olan bombanın sonuçları apaçık görülmüşken. Kendisi o vahşi saldırılarının kanlı getirisi üzerinde oturuyorken. 

Demirtaş’ın açıklaması siyaseten ve ahlaken yanlıştır. Bundan öte suçtur. Halkı tahrikten ve PKK-HDP çizgisinin “Türkiye’de iç savaş çıkarma” stratejisinden bağımsız değildir.  

Ankara katliamının arkasından kim/ne çıkacağını henüz bilmiyoruz. Ama PKK’nın üç aydır yüz elliden fazla insanımızı nasıl katlettiğini biliyoruz.

KCK’nın eylemsizlik kararı konjonktüreldir. Tıpkı iç savaş stratejisi gereği PKK’nın çatışmaları kırsaldan şehirlere çekerken aynı siyasi yapının sivil uzantılarını PKK terörünü perdelemek ve devlet müdahalesini engellemek ya da zorlaştırarak sivil ölümlere sebebiyet vermek için sahaya sürmesi gibi. 

Bu arada KCK yöneticisi Karayılan’ın 15 gün önce Türkiye’yi “ölümsüzler taburunu şehirlere yönlendirmekle”, HDP yöneticisi Demirtaş’ın da “Sanmayın ki Bodrum Cizre’ye uzaktır” diyerek batı bölgeleriyle tehdit ettiğini hatırda tutmak gerek.