İnsan olmanın da Müslüman olmanın da gereğidir!

Filistin davasında temel yaklaşım her şeyden önce insânî olmalıdır.

Mağdur olan hele vatanı işgal edilen kim olursa olsun onun yanında durmak insan olmanın gereğidir.

Filistin meselesinin temelinde işgal vardır. Toprağı işgal edilen mazlumun dini ırkı ne olursa olsun insana düşen o mazluma destek olmaktır.

İnsan olmanın da Müslüman olmanın da gereği budur

Hele birilerinin, 'İslam'ın Kudüs meselesi yoktur!' cehaletinin ciddiye alınır tarafı hiç yoktur.

Hiçbir dine mensup olmayanların elbette ki Kudüs meselesi yoktur ama öyle anlaşılıyor ki bizdekilerin insanlıkları da yok olmuş, bitmiş, tükenmiş, ölmüş!

Hem insan olarak hem de Müslüman olarak Filistin meselesi bizim de meselemizdir.

'İçlerinde solcu var, laik var, Hristiyanlar var dolayısıyla Filistin, Müslüman meselesi olamaz!' tavrı da insani duygularını kaybetmiş mahlûklara aittir.

Solcu da insandır, laik de insandır, Hristiyan da insandır. Mağdur olan insanın dinine diline ırkına bakılmaz kucak açılır.

Müslümanlığa gelince, Filistin halkının ezici çoğunluğu Müslümandır ve mağduriyetin tamamına yakınını da Müslümanlar yaşamaktadır. Müslümanların kardeşliği ilkesi de Filistin'e destek olmayı gerektirir.

Çünkü biz bütün Müslümanlar, Hz. Muhammed ümmetiyiz!

MEŞRU TEMSİLCİ

Bir de profesör unvanlı birileri çıkıp TV kanallarında, 'Filistin'in meşru temsilcisi, Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin yönetimidir, HAMAS meşru temsilci değildir!' diyerek ahkâm kesiyorlar.

Katmerli cehalet!

Daha önce yazdım yine tekrarlayayım ki HAMAS, Filistin halkının meşru temsilcisidir. 2006 da yapılan seçimlerde yüzde 73 oy alarak, 132 sandalyeli Filistin meclisinin 74'ünü kazanmıştır.

İsrail ve Batı, HAMAS'a ambargo uygulayınca Mahmud Abbas, HAMAS hükümetini bir sene sonra azletmiş yeni seçim de yapılmamıştır. Meclisin süresi de Mahmud Abbas'ın başkanlık süresi de dolmuştur. Yani Abbas yönetiminin meşruiyeti de sorunludur. Abbas yönetimi, HAMAS'ın tekrar kazanacağını çok iyi bildiği(!) için seçim yapmaya da yanaşmamaktadır!

Yani kimse çıkıp da parlamentonun çoğunluğunu elinde bulunduran 'HAMAS, Filistin'in meşru temsilcisi değildir' diyemez, diyorsa ya cahildir ya da Filistin halkının değil işgalci İsrail'in sözcülüğünü yapıyor demektir.

Abbas yönetimi bile böyle bir laf etmiyor aksine HAMAS'ın mücadelesine sözle de olsa destek veriyor.

Hatta son gelen haberlere göre Gazze'ye yeterli destek olunmadığı için Abbas yönetiminde de çatlaklar oluşmuş!

İSRAİL FİLİSTİN SAVAŞI

İsrail ve destekçisi çevreler, 'İsrail-HAMAS savaşı' diyerek HAMAS'ı, Filistin davasından koparmaya çalışıyorlar.

Oysa HAMAS, halkın çoğunluğunu temsil eden bir Filistin direniş hareketidir!

Filistin direnişinin ta kendisidir!

Tabii ki HAMAS layüs'el değildir, hata edebilir, yanlış da yapabilir, dolayısıyla eleştirebilirsiniz.

Ama meşru temsilcilik ve işgale karşı direniş konularına girerseniz Filistin halkının HAMAS'ın yanında olduğunu görebilirsiniz.

Görmüyorsanız, göremiyorsanız ya İsrail ve destekçisi emperyalistlerin etkisinde kalmışsınızdır ya da doğrudan işgalci İsrail tarafındasınızdır!

FİLİSTİN HALKININ ASLI TÜRK'TÜR!

Bu tespit bana ait değil. Şeyh Şamil'in torunu tarihçi Said Şamil beyin tespitidir. Kaynak da merhum Ali Ulvi Kurucu Bey'in hatıratıdır.

Ali Ulvi Bey merhum hayatında karşılaştığı önemli şahsiyetlerden bahseder. Bunlardan biri de Said Şamil Bey'dir.

Hatıratın 3. cildinde Said Şamil Bey'e tam 27 sayfa (237-264) ayırmıştır. Orada Haçlıların Filistin'i ele geçirince bütün Müslümanları katlettiklerini, Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü fethedince şehirlerin ve köylerin boş kaldığını; Suriye ve Lübnan'dan Haçlılar atılmadıkları için Araplardan kimsenin Filistin'e gidip yerleşmek istemediğini; bunun üzerine Selahaddin Eyyubi'nin, Filistin'e Anadolu ve Irak'tan gelen Türkmenleri, Kafkasyalıları ve Kürtleri yerleştirdiğini yazar.

Der ki, "Filistin halkı hakikaten kahraman bir halktır. Bunlar haçlılara karşı cenk eden ve Filistin'i tekrar fetheden kahramanların özbeöz torunlarıdır. Bunların yüzde sekseni Anadolu ve Irak'a gelip yerleşen Selçuk Türkmenleridir. Yüzde yirmisi de Selahaddin Eyyubi'nin davetine icabet eden Kafkasyalılarla Kürtlerdir.".

Bunları, 'Kudüs bizim davamız değildir. Filistinli Arapların davasıdır!' diyen faşistlere kapak olsun diye hatırlattım.