Bugünlerde “Human” adlý meþhur belgeseli seyrediyorum. Ýnsan cinsinin birbirleriyle zýt olabilen farklýlýðýný ve kurduðu sosyal düzeninin olumlu/olumsuz çeþitliliðini güzel anlatýyor. Gerçekten de insan teki birbirinden farklý. Birbirleri için acýlar da iyilikler de üretebiliyor. Kurduðumuz sosyal düzen dayanýþmayý da çatýþma ve adaletsizliði de barýndýrýyor.
Çocukluk çaðýnda kötülüklere maruz kalan eriþkinler ile çalýþtýðým için, insan tekinin bir diðerine yapacaðý kötülüklerin hikayelerini dinliyorum. Bu öyküler bazen beni umutsuzluða götürüyor. Ýnsan tekinin doðasýnýn kötü tarafýný görmek gerçekten de zorlayýcý. Allahtan zihnimi disipline edebilecek bir becerim var. Teorik olarak yaptýðým iþ gereði acýlarý dinlemeye daha fazla maruz kaldýðýmý biliyorum. Ayrýca hem çocukluk çaðý ile ilgili olumlu anýlar çalýþmasý hem de mutlu evlilikler çalýþmasý yaparak, spektrumun diðer ucu ile ilgili þahitlikler de oluþturmayý baþardým. Bu iki taraflý hem iyi hem kötülüklere hem uyuma hem çatýþmaya þahit olmak beni daha gerçekçi bir algýlamada tutuyor.
Gerçekten de insan tekinin birbirine acayip oranda hem sevgi hem de acý verme kapasitesi var. Birbirimize fena þeyler yapabiliyoruz. Birbirimize büyük fedakarlýklar da yapabiliyoruz. Birbirimizi hasta edebiliyoruz, ayný zamanda birbirimizi iyileþtirebiliyoruz.
Çocuklukta acý yaþamýþ ve bu acý eriþkin yaþamý belirleyecek kadar bugüne ulaþmýþ kiþilerle çalýþýrken tekrar tekrar þahit olduðum þeylerden biri de suçluluk duygusu, utanç duyma, kendini deðersiz hissetme gibi güçlü duygularýn var olmasý. Bu kiþiler hem maðdur hem de kendilerini suçluyorlar. “5-6 yaþýndaki bir çocuðun cinsel bir tacizden, tekrarlayan bir dayaktan veya anne babalarýnýn kavgalarý arasýnda kalmaktan ne suçu olabilir” þeklindeki bir soruya baþkalarý için mantýðýný kullanarak “bir suçu yok” derken, kendilerine ayný þeyi söylemeyip, duygusal bir düþünme ile kendilerini kötü hissetmeye devam ediyorlar.
Galiba insan tekinin birbirine yaptýðý kötülüklerin en fena þekillerinden biri çocuklara yapýlan kötülükler. Hem kalýcý iz býrakmasý açýsýndan hem de kendini koruma kapasitesi olmayan birine yapýldýðýndan alçakça bir eylem. Ama maalesef çocuklara yapýlan bu kötülükler her toplumda var. Amerika seyahatim dönüþü sýrasýnda Amerikalý eriþkinlerin çocuklukta kendilerine yapýlan cinsel veya fiziksel kötülükleri anlattýðý bir kitabý okuyorum. Benzer þeylerin dünyanýn her tarafýnda tekrarlamasý insan tekinin karanlýk tarafýnýn göstergesi.
Galiba insan tekinin bu fena taraflarýnýn olmasý kötülüklerin devamlýlýðýný saðlýyor. Bu sebeple de kötü olaný, eyleme dökülmüþ kötülükleri tamamen durduramayacaðýz. Ama ancak etkili önlemlerle onun yayýlmasýný, büyümesini, baskýn hale gelmesini durdurmak mümkün. Mazlum olanýn, kötülüðe uðrayanýn yanýnda olmak ve onu iyileþtirmek ise daha büyük görev. Bu sebeple kurbanlarýn iyileþmesi hem bireysel terapi sürecini gerektirir hem de toplumsal adaletin saðlanmasýný gerektirir.
Ýnsan tekinin temelde iyiye yatkýn olduðu konusunda ümitliyim. Hepimiz içimizde bir miktar kötü taraf barýndýrýyoruz. Çoðu kimsenin iyi tarafý kötü tarafýndan büyük. Bazýlarýmýzýn iyi tarafý oldukça büyük. Ama bazýlarýmýz oldukça fena þeyler yapabilecek kötülük potansiyeline sahip.