Geçen gün bir dostum, Eser Karakaþ’ýn “Eðitim ve UNDP sonuçlarý” (27 Temmuz) ve “Milliyetçilik, UNDP, 2023 hedefleri ve hukuk” (28 Temmuz) baþlýklý yazýlarýndan hareketle, Türkiye’nin Ýnsani Geliþme Endeksi’nde bir yýlda 90. sýradan 69. sýraya ilerlediðini ve bu büyük ilerleme konusunda ne düþündüðümü merak ettiðini söyledi.
UNDP (Birleþmiþ Milletler Kalkýnma Programý) tarafýndan hazýrlanan Ýnsani Geliþme Endeksi (ÝGE), doðumda ortalama yaþam beklentisi, öðrenim görme süresi beklentisi, ortalama öðrenim görme süresi ve kiþi baþýna düþen Gayrisafi Milli Hâsýla (GSMH) gibi göstergelerden hareketle oluþturulan bir deðer. Kalkýnma iktisatçýlarý tarafýndan da oldukça ciddiye alýnýyor.
Türkiye’nin sýralamadaki yeri konusunda ne düþündüðümü açýklamadan önce UNDP tarafýndan yayýmlanan 2014 Ýnsani Geliþme Raporundaki mevcut durumu ve sýralamayý doðru anlayalým: Rapora göre, Türkiye’nin sýralamasýnda geçen yýla göre bir deðiþim yok. Peki, o zaman Türkiye nasýl 21 sýra ilerlemiþ?
Sýralamadaki deðiþim, hesaplama yöntemindeki yani metodolojideki deðiþiklikten kaynaklanýyor. Bir baþka þekilde ifade edersek, bu yýlýn yöntemi geçen yýl kullanýlmýþ olsaydý, Türkiye, geçen yýlda 69. sýrada olurdu. Dolayýsýyla, Türkiye’nin 21 basamak birden yükseliþini kutlayan Karakaþ’ýn endeksin hazýrlanmasýndaki metodoloji ve uyarýlarý yeterince dikkate almadýðý anlaþýlýyor.
Karakaþ, sýralamadaki ilerleyiþi açýklarken, 2012’de on beþ yaþ ve yukarý nüfusun ortalama eðitim süresi 6,5 iken, bu ortalama sürenin 2013’te 7,6’ya yükseldiðini söylüyor. Oysa bu ortalama hem 2012’de hem de 2013’de 7,6 idi. Zaten bir yýl içerisinde 1,1 yýllýk ortalama eðitim süresi artýþý, milyonlarca eðitimli kiþinin Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðýna geçmesi veya milyonlarca eðitimsiz vatandaþýmýzýn vatandaþlýktan çýkmasý durumlarý haricinde teorik olarak da imkânsýzdýr.
Rapora dönersek, Türkiye’nin 2013 ÝGE deðerinin geçen yýlki deðeri olan 0,756’dan çok küçük bir artýþla 0,759’a yükseldiði görülmekte. Bu artýþtaki belirleyici olan, ortalama eðitim süresindeki artýþ deðil, doðumdaki ortalama yaþam beklentisinin 74,9’dan 75,3’e yükselmesi ile kiþi baþýna düþen Gayrisafi Milli Hasýlanýn 18.011 dolardan 18.391 dolara yükselmesidir.
Þunu da ekleyeyim ki, raporda yer alan Cinsiyete Dayalý Geliþme Endeksi’nde ise Türkiye 118. sýrada. Yani, genel insani geliþme sýralamasýnýn bir hayli gerisinde. Bir baþka ifadeyle, doðumda ortalama yaþam beklentisi, öðrenim görme süresi beklentisi, ortalama öðrenim görme süresi ve kiþi baþýna düþen Gayrisafi Milli Hasýla göstergeleri açýsýndan kadýnlar ve erkekler arasýnda önemli bir farklýlýk var Türkiye’de.
ÝGE’de 6. olan 80 milyon nüfuslu Almanya’da, doðumda ortalama yaþam beklentisi 80,7; öðrenim görme süresi beklentisi 16,3; ortalama öðrenim görme süresi 12,9 ve kiþi baþýna düþen GSMH 43.049 dolar. ÝGE’de 15. olan 50 milyon nüfuslu Güney Kore’de, doðumda ortalama yaþam beklentisi 81,5; öðrenim görme süresi beklentisi 17,0; ortalama öðrenim görme süresi 11,8 ve kiþi baþýna düþen GSMH 30.345 dolar.
ÝGE’de Türkiye’nin ilerlemesi için ne yapmak lazým?
Göstergeleri söyledim. Ekonomik büyüme lazým. Ayrýca MEB, YÖK, Saðlýk Bakanlýðý ve Kalkýnma Bakanlýðý’nýn daha iyi ve eþit saðlýk/eðitim hizmetleri saðlamaya odaklanmasý gerekmekte.
Ülkemizin garip bir kaderi var. Her fýrsatta “Türkiye, insani geliþmede Batý’dan çok geri” diye bize ders veren Batýcý çok bilmiþler ile “memlekette bu kadar çok üniversiteye ne gerek var?” diyenler genelde ayný kiþiler. Bu kiþilerin insani geliþmede daha iyiye gitmemiz için ne yapýlmasý gerektiði konusunda da en küçük bir fikirleri yok!
4+4+4’ün yani zorunlu eðitimin 12 yýla çýkarýlmasý ile yeni açýlan üniversitelerle birlikte, ortalama eðitim sürelerimiz yavaþ yavaþ, öðrenim görme süresi beklentimiz ise daha hýzlý artýyor. Ancak bütün göstergeler, daha çok üniversiteye ihtiyacýmýz olduðunu gösteriyor. Ayrýca, özellikle 30 yaþ üstü nüfusun eðitimini artýrmaya yönelik özel tedbirler gerekli. Bütün bunlar için ise eðitime ve eðitimin kalitesine daha çok yatýrým gerekli.