Ýnsanýn insana yabancýlaþmasý

District 9 adlý yapýmla bilim kurgu türünü yeniden tanýmlayan Neil Blomkamp’ýn son filmi Chappie yönetmenin mesaj verme derdini hissetmediði tam bir eðlencelik.

Neil Blomkamp’ýn District 9 filmini seyrettiðimde bilim kurgu türünün nasýl toplumsal eleþtiri için etkili bir tür olabileceðini tekrar hatýrlamýþtým. 80’ler öncesi toplumsal ve siyasi eleþtirilerin en keskinlerini gördüðümüz bilimkurgu bu dönemden itibaren daha eðlence amaçlý, bol görsel efektlere boðulmuþ bir hal almýþtý. 2009 yýlýnda District 9, 60’larýn 70’lerin hicveden, eleþtiren filmlerinin devamý gibiydi. Böyle bir baþarýya ilgisiz kalmayan Hollywood hemen Neil Blomkamp’a el attý. Bu iþbirliðinden 2013 yýlýnda Ellysium ortaya çýktý. Ünlü Hollywood yýldýzlarýyla çekilen film, iki ayrý enerjinin birleþimi gibiydi. Blomkamp’ýn tarzýnýn etkisi görülüyor ama zekasýnýn esamesi okunmuyordu. Yani Ellysium, District 9’ýn peþinde gitmeye çalýþan ama Hollywood endüstrisi tarafýndan geriye adým attýrýlmýþ bir yapýmdý. Birçok otorite Ellysium’u yönetmenin filmografisinin saðlam bir devamý olarak görse de ben ellerine kelepçe vurulmuþ bir dahinin filmini seyrettiðimi hissettim. Onun için bu hafta vizyona giren Chappie’yi merakla bekledim.

BÝR ROBOT NELERE KADÝR!

Ayný District 9’daki gibi burada da hikaye Johannesburg’da geçiyor. 2016 yýlýnda Johannesburg’da kanunsuzluk almýþ baþýný gitmiþ. Her yerde soygunlar, cinayetler gýrla gidiyor. Þehir çetelerin eline düþmüþ, kanun kuvvetleri ise sürekli ölü veriyor. Her gün bir polisin daha vurulduðu haberleri gazetelerde yer alýyor. Bunun üzerine çýlgýnca ama cesaretli bir adým atýlýyor. Bir robot þirketinin ürettiði robot polisler iþe baþlýyor. Kurþun geçirmeyen demir vücutlarý, attýðýný vurmalarýný saðlayan objektif gözleri ve ateþ güçleriyle hemen etkilerini belli ediyorlar. Bu arada robot polisleri üreten þirkette, bu robotlarý geliþtiren Deon (Dev Patel) baþka bir buluþun peþinde koþmaktadýr. Amacý insan bilincine sahip bir robot yapmaktýr. Þirketteki rakibi, bir diðer mucit Vincent (Hugh Jackman) kendi ürettiði robotun seçilmemesini ve pahalý bir proje olarak görülmesini hazmetmek zorundadýr. Ýkisinin ürettiði robotlar arasýndaki fark ise Deon’un robotlarýnýn iþlemcisinin kendi baþýna çalýþmasý, Vincent’ýn robotlarýnýn bir insan tarafýndan beyinle kontrol edilmesidir. Tam bu sýrada Deon insan bilincini bir robotta yaratabilmenin yolunu bulur. Denemek için eski bir robotta bunu denemek ister ama þirketin sahibi Mich uygulamayý yeni robota yükler.

Chappie artýk doðmuþtur. Ama bir çocuk gibi her þeyi yeniden öðrenmesi gerekir. Problem ise bütün bu olaylar olurken bir sokak çetesi polis robotlarla baþa çýkabilmek için Deon’u kaçýrmayý akýl etmiþtir. Deon, Chappie ile birlikte bu garip çetenin eline düþer. Chappie çetenin kadýn lideri Yolandi ile Ninja’nýn çocuðu olmuþtur. Ninja, Chappie’nin iyi niyetini suistimal ederek kendi  soygunlarýna alet eder. Bir soygun sýrasýnda televizyonlar tarafýndan kayda alýnan Chappie artýk bir numaralý halk düþmanýdýr.

BU BÝR YÖNETMEN FÝLMÝ

Filmin baþrolünde oynayan Dev Patel parýltýsýz oyunculuðunu devam ettiriyor. Kötü adam Vincent’i canlandýran Hugh Jackman ise Dev Patel’e nazire yaparcasýna etkisiz bir performans ortaya koyuyor. Chappie’yi seslendiren ve District 9 ile yýldýzlaþan Sharlto Copley, Neil Blomkamp’ýn oyuncusu olmaya devam ediyor. Filmin en ilginç performanslarý ise aslýnda bir Rap gurubunun üyeleri olan ve ilk filmlerinde oynayan Ninja ile Yolandi Visser. Tabii onlar da rol mü yapýyorlar yoksa gerçek hayatlarýndaki sýradýþý yaþamlarýný mý kopyalýyorlar bilinmez. Kýsacasý oyunculuklar öyle ahým þahým deðil ama sonuçta ne kadar eðlenceli olsa da bu film bir yönetmen filmi. Yani oyunculuklarýndaki zaaflar filme deðer kaybettirmiyor. Belki yönetmenin tercihi de bu yönde olmuþtur. Film, felsefi açýdan Blomkamp’ýn önceki filmlerinden geride dursa da eðlencesi gýrla, hatta espirisi üst düzeyde.

Vizyondakiler

Yeni Dünya

Soner ve ailesi, taþranýn kalbinden koparak metropole, Ýstanbul’a göç etme kararý alýr. Fakat Soner’in tek yükü, taþrada yaþamanýn sýkýntýsý deðildir. Ailenin çocuklarý down sendromludur ve hayat önlerine pek çok engel çýkartmaktadýr. Soner ve ailesi bu engellere raðmen Ýstanbul’a taþýnýr. Fakat devletin Soner’e vereceði maaþ bile, ailenin geçinebilmesine ve yeniden hayat kurmasýna yetecek miktarda deðildir. Filmin senaristi ve yönetmeni Caner Erzincan.

Bir Varmýþ Bir Yokmuþ

Film, duyduðu bir þarkýnýn peþine düþen Nehir ile þarkýyý yapan Ozan’ýn tüm zorluklara raðmen bitirmeyi baþaramadýklarý aþklarýnýn dokunaklý hikayesini anlatýyor. Bir þarkýyý beðenirsiniz çünkü onu yazan bir þekilde size dokunmuþtur. Nehir’in peþine düþtüðü þarkýda ise sonu olmayan bir yol Ozan’a çýkmaktadýr. Ýlksen Baþarýr’ýn yönettiði filmin baþrolünde Mert Fýrat ve Melisa Sözen var.

Asabiyim Ben

Öfke ile yoðrulmuþ bir toplumda aþk, nefret ve intikam... Satýn alýnan þereflerin gölgesinde kanunlarýn çaresiz býraktýðý insanlarýn öfkesi ve tepkisi. Yolsuzluðun ve karmaþanýn kol gezdiði bir ülkede, muhteþem düðünler, öç ve ölüm danslarý. Garip gelecek size, ancak þaþýracaksýnýz ve güleceksiniz aðlanacak halimize. Film, Arjantin-Ýspanya yapýmý.

Havana’ya Dönüþ

AMADEO, 16 yýlýný Madrid’de sürgünde geçirmiþtir. Sonra Havana’ya dönen Amadeo bir gün batýmýnda dört eski arkadaþýyla buluþur. Þafaða kadar konuþacak çok þeyleri vardýr. Kübalý edebiyatçý Leonardo Padura’nýn dünyaca ünlü romanýndan uyarlanan filmin yönetmenliðini Altýn Palmiye’li sinemacý Laurent Cantet üstleniyor.

Lazarus Etkisi

Bir grup araþtýrmacý ölüleri geri getirmeyi baþarýr ancak üniversitenin dekaný olayý kapatýr. Frank, Zoe ve diðer ekip üyeleri deneyi tekrar uygulamak zorunda kalýr. Bu uygulama sýrasýnda bir þeyler ters gider ve Zoe ölür. Deney tekrarlanýr. Zoe hayata döner ama farklý bir karaktere bürünmüþtür. Ve olaylar baþlar. Filmin yönetmeni David Gelb.

FÝLMÝN KÜNYESÝ

Yönetmen: Neill Blomkamp

Senarist: Neill Blomkamp

Oyuncular: Sharlto Copley, Dev Patel, Jose Pablo Cantillo, Hugh Jackman

Yapým: 2015, Meksika-ABD 120 dakika.