Ýnsanýn insandan çektiði

Bilim kurgu, sinemada insan zekasýný en yüksek tondan sergilediði türdür. O yüzden bilim kurgu sinemasý benim için önemlidir. Star Wars’u ilk kez sinema salonunda seyrederken uzayda uçan harflerin hemen ardýndan koskoca bir uzay gemisinin yakýn çekimde perdede geçtiði aný unutamam. Þimdi bütün B sýnýfý bilim kurgularda yapýlan bu jenerik o dönemde insanlarýn beynini uçurmuþtu. Video döneminde 1968 yýlý yapýmý 2001 Uzay Macerasý filmi için de ayný þey geçerli. 1970’ler ve 80’lerde artýk iyice kendini gösteren kapitalizm karþýtlýðý bilim kurguda yeni bir kötü yaratýr. Uluslararasý þirketlerin devletlerin veya imparatorluklarýn önüne geçtiði galaktik savaþlar dönemidir bu. Tabii aslýnda gerçek hayatta globalizmin iktidarýna verilen bir cevap da sayýlabilir. Belki de bunun en büyük örneði James Cameron’un Avatar’ýdýr. Orada da büyük bir þirketin silahlý güçler sayesinde baþka bir gezegeni sömürme ve köleleþtirme çabasý anlatýlmaktadýr. Bu hafta vizyona giren Bilim Kurgu Bölüm 1: Son Savaþçý ayný konuyu iþliyor. Tüm dünyanýn yönetiminin Exor adlý þirketin eline geçtiði distopik bir gelecek. Geliþen teknoloji ile insanoðlu diðer  gezegenlere ulaþmýþ, Exor gezegenler arasý bir koloniyi yönetmektedir. Exor biyogenetik deneylerle yarattýðý mutasyon geçirmiþ dev yaratýklarý, insan popülasyonunu engellemek ve isyanlarý bastýrmak için asker olarak kullanýr. Kane Sommerville ise geçmiþte yaptýðý hatalardan dolayý sürgüne gönderilmiþ, Exor pilotudur. Küresel kriz nedeniyle Exor’un bazý gezegenlerde nüfusu yok etmeyi planladýðýný öðrenince, gezegenin baþkentindeki 11 yaþýndaki kýzýný kurtarmak için harekete geçer. Bunun için esrarengiz bir geçmiþe sahip hapishane kaçaðý Sy Lombrok’la güçlerini birleþtirir. Ýnsanlýðý kurtarmak için 22 saati kalmýþtýr. Filmin Avatar gibi baþyapýt olduðunu söylemek zor. Ama son dönemlerde çizgi roman uyarlamalarýyla çölleþen bilim kurgu diyarýna da yeni bir soluk getirdiðini düþünebiliriz. Burada önemli olan ise filmin Avustralya yapýmý olmasý ve yönetmeni Shane Abbess’in gelecek için büyük umut vaat etmesi. Daha önce Infini’yi çeken yönetmen özellikle sinematografisiyle bu baþarýyý yakalýyor. Her ne kadar ortada bir çocuk oyuncunun yer almasý, filmin öyküsünün yine ergenlere göre anlatýlmasý filmin elini zayýflatsa da bir þirketin kötücüllüðünün peþinden gitmesi filmi önemsememize sebep oluyor. Film geniþ ve parlak alanlarda geçiyor. Zaten bu alan seçimi bilim kurgu sinemasý için bir imza gibi. Star Wars ve Dune’daki çöl çekimleri ve o coðrafyanýn yarattýðý insan algýsýný zorlayan boþluk hissi bu tür filmler için vazgeçilmez bir atmosfer yaratýyor. Bilim Kurgu Bölüm 1: Son Savaþçý’da bunu iyi kullanýyor. Oyunculara gelince Kellan Lutz Twilight’tan hatýrlayacaðýmýz bir isim. O filmde Vampir ailesinin bir üyesi olan Lutz kabiliyeti sýnýrlý bir oyuncu. Bu filmde öyle büyük bir baþarý tutturduðu söylenemez. Avustralyalý oyuncu Daniel MacPherson ise Yüzbaþý Kane rolünde daha baþarýlý. Negatif kahramana daha uyan bir fiziði var. Kýsacasý eksikleri olan ama bilim kurgu severlerin kaçýrmamasý gereken bir yapým.