Ýyiyiz hoþuz da bazen yüksek daðlarý aþýp alçacýk bir derede boðuluyoruz. En okumuþ yazmýþlarýmýz arasýnda bile en temel kavramlarý -ezbere bildikleri için olsa gerek- yanlýþ bilen ve yanlýþ kullananlarý görünce baþka türlü düþünemiyor insan.
En temel kavramlar denince öncelikle millet ve etnisite kavramlarýný düþünüyorum. Mesela bu ülkede neredeyse herkesin aðzýnda “Türkler ve Kürtler” diye kalýplaþmýþ bir ifade var. Kürtlerin kim olduðu belli ama Türkler derken kimleri kastediyoruz, belli mi? Milletin adý mý Türk, yoksa bir etnik topluluðun mu? Milliyet ile etnisite ayný þeyler mi, yoksa millet dediðimiz yapý farklý etnisitelerin beraberce meydana getirdikleri manevi bir varlýk mý?
Bu konularda ciddi kafa karýþýklýðý var. Çünkü bilgilerimiz deðil, duygularýmýz yön veriyor bize. Kavramlarý da iþimize geldiði gibi kullanýyoruz. Doðrusunu söylemeye kalkýþaný da dinlemiyoruz, hatta dokuz köyden kovuyoruz.
Bir örnek... Siyaset dünyamýzýn kazanýmlarýndan olduðunu düþündüðüm Prof. Yasin Aktay geçenlerde bir üniversitede verdiði konferans sýrasýnda -kendi anlatýmýyla- “Türklüðün ýrka indirgenemeyeceðini, ýrktan öte bir þey olduðunu” ifade etmek maksadýyla “Türk ýrký diye bir ýrk yoktur” demiþ. Bilhassa sosyal medya üzerinden tuhaf bir kampanya baþlayýverince haberdar olduk bu konuþmadan. Baktýk ki birdenbire galeyana gelen birileri Aktay’ýn “Arap kökenli olduðu için Türklüðe düþman olduðu” ileri sürüyor, “bizim ýrkýmýzý nasýl yok sayarsýn” diye güya tepki gösteriyordu.
Sosyal medya trollerini veya heyecaný bilgisinden aðýr çeken çoluk çocuðu anlamak mümkün de, adý saný olan bazý aydýnlarýn ve siyasetçilerin de böylesi bir kampanya içinde yer almalarý sadece siyasi refleksle veya kötü niyetle açýklanamaz diye düþünüyorum. Ýþin içinde kopkoyusundan bir de cehalet olmalý.
Bir bilimadamýnýn, bir aydýnýn “ýrk -veya daha doðrusu etnisite- baþka bir þeydir, millet baþka bir þeydir” demesine niye tepki gösterilir, anlamak mümkün deðil. Hakikat budur çünkü. Ve bu basit gerçeði tarihle, sosyolojiyle en ufak ilgisi olan kimselerin bile bilmesi gerekir.
Üstelik “Vay! bizim ýrkýmýzý yok saydý...” kampanyasý içinde yer alanlar arasýnda MHP’li bazý milletvekilleri de arzý endam ettiler ki böylelikle Alparslan Türkeþ’in Türk milleti kavramýný soyla deðil kültürel aidiyetle açýklayan görüþünün kendi kurduðu partide dahi anlaþýlamamýþ olduðunu esefle görmüþ olduk.
Millet ve ýrk kavramlarýnýn farkýný bilmeyen, idrak edemeyen bir insanýn savunduðu milliyetçilik nasýl bir milliyetçiliktir ve milleti meydana getiren her kökenden insanýmýza bu milliyetçilik anlayýþý ne ifade eder diye düþünmek de MHP yöneticilerine düþer artýk...
Irk demiþken aslýnda bu kavramýn da yanlýþ kullanýldýðýný hatýrlatmak lazým. Irk esas olarak biyolojik bir kavramdýr; yani daha ziyade hayvanat ve nebatat için kullanýlmasý uygundur. Ýnsan topluluklarý için etnisite, milliyet gibi aidiyet veya mensubiyet ifade eden kavramlar kullanýlýr.
Milleti soy birliðinin deðil, kültür ve inanç birliðinin meydana getirdiðini savunan Ziya Gökalp“ýrk atlarda olur” demiþtir.
Gerçi antropolojinin insanlara iliþkin beyaz ýrk, siyah ýrk ve sarý ýrk þeklinde tasnifi vardýr ama o baþka bir þeydir. Bizim etnisite manasýna kullandýðýmýz ýrk deðildir o.
Bu arada, Ýstiklal Marþý’mýzda geçen “ýrk” kelimesinin de bugünkü manada kullanýlmadýðýný söylemeye gerek yok herhalde. Kelimelerin ve kavramlarýn anlamý dönem dönem deðiþebilir ve ayrýca kelimelerin mecazi anlamlarý sözlük anlamlarýndan farklý olabilir, biliyorsunuz. Arnavut asýllý Mehmet Akif’in ýrk sözünü hangi anlamda kullandýðýný anlamak için þiirin tamamýný okumak ve þairin dünya görüþünden haberdar olmak yeterlidir.