Vahdettin ÝNCE
Vahdettin ÝNCE
Tüm Yazýlarý

Ýnsanlýða aðýt


Kafamda onlarca konu var, tarihi, dinî, sosyolojik, siyasal, güncel meselelere dair. Aciliyeti olan var olmayan var. Yazmamý bekliyorlar.

Yazýnýn baþýna oturdum. Dünyaya, bölgeye, ülkeme dair kurtarýcý, parlak fikirlerimi satýrlara dökmek için. Zihnimde geçit resminde akýp giden çýðýr açýcý kelimeleri yakalamak için beynimin kývrýmlarýnda pusuya yatmýþ, bekliyorum klavyenin baþýnda. Baþýmda tarihin akýþýný deðiþtirmenin bir tuþ kadar uzaðýndaymýþým yelleri esiyor.

Sosyal medyanýn akýþýnda gördüðüm o resim yüzüme çarpana kadar. Allak bullak etti bütün benliðimi. Sözlerin ahenkli, görkemli, heybetli, disiplinli düzeni bozuldu. Fikirlerin resmigeçit töreni kesiliverdi. Simsiyah bir perde indi tarihin tozpembe akýþýna. Kelimeler utandý sonra, kuytulara sindi. Boncuk boncuk utanç terleri aktý beynimin sýfatýndan. Aklým mahcubiyet perdesini çekti yüzüne. Orta dünyayý aratmayan nefessiz býrakýcý Babil kulesi boyutlarýnda bir kaos çöküverdi göðsümün tam ortasýna. Kýzýl kýzýl kavrulan yazlarda donakaldým.

Bir kadýn ve kýzý Tunus çöllerinde kumlara kýzgýn kýzgýn uzanmýþ yatýyor. Yaz yazabiliyorsan, dedim. Hadi satýrlara dök, derin analizleri, yüksek stratejileri, çýðýr açýcý saptamalarý... Kelime avcýsý cengâver, hadi, durma!..

Ýnsanlýk... Zavallý insanlýk... Ýki büklüm insanlýk... Sistematik olarak Tiranlara, Zorbalara, Zalimlere, düzmece tanrýlara taptýrýlan... Kullara kul olmasý için eðim eðim bükülen, eðitilen, geleneklerinden, köklerinden koparýlan yorgun, bitkin, bezgin, bitap insanlýk... Her sabah doymak nedir bilmeyen sahte tanrýlara dilim dilim kurban edilen... Ýliklerine kadar lokma lokma yutulan... Her Allah'ýn günü Ceberutlara kulluk yemini ettirilen... Boynu zincirli, beyni kelepçeli, ruhu bilekçeli, iradesine tel örgü çekilmiþ, çaðdaþlýðýn muasýr tutsaðý insanlýk. Sürüngenlerin kafesinde çile çeken biçare...

Özgürlüðüne sýnýr biçilen insanlýk. Özgürlük diye kýpkýzýl seraplara savrulan. Ceset ceset denizleri boðan. Medeniyet kýyýlarýnda itilen, kakýlan, postal postal baþý ezilen. Aklý muðber, ruhu bulanýk, beyni medeniyet meftunu, kalbi çaðdaþlýk diye atan, Samiri'nin putunu andýran teknoloji ile kamaþmýþ zihinlerin sahiline cansýz bedeni vuran. Onuru, kiþiliði, haysiyeti çiðnenen insanlýk... Tek övgüye layýk rabbini aradýðý için ateþ dolu çukurlara atýlan. Kurtarýcý diye katillerinin eteklerine sarýlmak zorunda býrakýlan.

Ýnsanlýk, tarihin hiçbir döneminde bugünkü gibi bir zulme duçar olmadý. Tarihin hiçbir döneminde düzmece tanrýlar bugünkü gibi sofistike, bugünkü gibi geliþmiþ, bugünkü gibi komplike, bugünkü gibi mücehhez musallat olmamýþtý insanlýða. Ýnsanlýk, tarihin hiçbir döneminde bugünkü gibi çaresiz, güçsüz, kimsesiz, donanýmsýz... Ali'siz, Tarýk'sýz, Selahaddin'siz, Fatih'siz... yakalanmamýþtý Tiranlara.

Ýnsanlýk, tarihin hiçbir döneminde elinin altýndaki tevhidi özgürlükten, adaletten, merhametten bu kadar uzak kalmamýþtý. Resimdeki kadýnýn ve kýzýnýn bir karýþ kalmýþken can verdikleri çölün serabýndaki gerçek gölge kadar yakýnken.

Elinin altýndaki ilahi tevhit, adalet, özgürlük manifestosuna dokunmasýna bir karýþ kalmýþken engellenen insanlýk. En büyük, en medeni, en evrensel düzmece tanrýnýn, þöhret boyasýyla parlatýp tenekeden yaftalarý andýran unvanlara boðduðu yerel mabet bekçisi olarak atadýðý din adamý kýlýklý küçük putlarýn her gün geleneðine, kiþiliðine, tarihine, kimliðine, hürriyet membaý dinine, hadisine, fýkhýna, kelamýna, kurbanýna, iftarýna... suikast düzenlediði. Küçük putlarý darmadaðýn edecek ve baltayý en büyük suçlu diye en büyük putun boynuna asacak tevhidi adalet ve özgürlüðün timsali Ýbrahim'den yoksun insanlýk.

Kurtuluþa ulaþtýracak denizin kýyýsýnda Firavun oðullarýnýn ordusuna Musa'sýz yakalanan insanlýk. "Rabbim! Bizi kurtaracak birilerini gönder" diye þirkin, zulmün, cahiliyenin baskýsý altýnda feryat eden, inim inim inleyen çocuklarý, kadýnlarý ve yaþlýlarýyla Muhammed'siz býrakýlan çaresiz, kimsesiz, zavallý, iki büklüm insanlýk. Sýnýrlarýn gerisinde deðerleri, sýnýrlarýn berisinde deðerlerin kaynaðý ateþe verilen.

Dünyaya aðýt yakmak için gelmiþ acýlarýn dili Kürtçe ile insanlýða "wah û heywah" desem sezadýr.