İnsanlık üzerine

Çocuklar; Allah’ın muhabbetinin somutlaşmış halleri.
Çocuklar,İnsana sonsuz iyiliği hatırlatan küçücük sevimli yaratıklar.
Kötülüğü yok eden minik devler.
Yaşamı var kılan derin anlamlar.
Bir yeni hareketiyle, tebessümüyle yeni bir dünya kurarlar.
Geleceğimiz,gözümüzü en uzak ufukları gördüren hazinelerimiz.
İman tazeleyen elçiler.
Nur kokan eşrefi mahlukatın tertemiz halleri.
Şimdi bu çağda gelişmişliğin bir azgın canavara dönüştüğü bu zamanlarda 
çocuklar diye bir kavram,anlam ve güzellik yok.
Akdenizin suları büyük bir kabristana dönüşmüş.
“Altı saat omuzumda tuttum “oğlumu diyor bir baba 
Akdenizin soğuk sularında bedeni donan yavru.
İnsanlık akdenizin öte tarafında bilim diye,gelişmişlik diye bir ejderhaya dönüşmüş.
Biliniz ki “yetimler” ve “yurtlarından sürülenler”dir dünyanın gerçek sahipleri.
Etrafında dönmeyi dünya bu günahsızların enerjisinden alır.
Ve bu arsız durum sonsuza dek sürmeyecek bilinçli bir mühletin tamamlanmasını beklemektedir.
Yine iman ediyorum ki,ölen öldürülen çocuklar yaşamayı daha onurlu elde edeceklerdir.
Asıl yurdun enva-i çeşit nimetleri içinde sonsuza dek çocuk güzelliğiyle kalıcıdırlar orda.
 
ADALET ÜZERİNE
Dün, HUDER Konya şubesinin “Hadimi Hukuk Mektebi” projesinin açılış töreni ve ilk dersi vardı.Konya milletekili Ahmet Sorgun ,Adalet Bakan müsteşar yardımcısı Musa Heybet,Yargıda Birlik Derneği Başkanı Dr.Birol Kırmaz ve birçok hukukçu katıldı.
Adaletin tesis ettirilemediği ve çok çalışmamız gerektiği konusunda hem fikirdi katılanlar.
Hakimde(Hukukçu) olması gereken özelliklerinden  bahsetti ilk dersi veren Prof.Mustafa Sönmez Hocamız.
Birçok ilim dalında söz sahibi olmalı.Sosyoloji,Psikoloji bilmeli.
Ve bir çok özellik daha ekledi.Ve en sonunda hukukçu, “hikmet sahibi olmalı”diye tamamladı.
Evet adalet ancak bu özelliklere sahip hukukçularımız olduğu zaman gerçekleşebilecektir.
Bu projeye katılan genç hukukçularımıza hikmetten nasiplenmeleri temennisiyle hikmetli insanlara ev sahipliği yapmış Konyamızdan ayrıldık.
 
OKUMA ÜZERİNE
“Okumak soylu bir eylemdir.”deyip özetleyebiliriz konuyu aslında.
Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü belki 3.kez okumaya başlamıştım ki
Bir baktım daha önce okuduğum kitabı artık gözlerim seçmiyor.Ve Dergah yayınlarının elimdeki baskısının 137-140 arası sayfaları ve bir iki sayfanın yarısı boş sayfa olarak duruyor.
Yani önceden eksik okuyup geçmişiz.Gözlerimizin iyi seçtiği zamanlarda demek ki eksik kısımları da dolduruyormuşuz.
Gidip tertemiz yeni bir tane daha aldım. Çok mutluyum.
Yazıları daha ne ve eksik sayfaları yok.
Kitap konusunda israfın bağışlanacağına dair bir fetvam var beni bağlar.
Evet Tanpınar’ın bu kitabını herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
Çok güzel dostlar edineceksiniz.
Zamanın Şeyhi Ahmet efendi,Halit Ayarcı,Doktor Ramiz ve yeni dostları ben tabii.
Birde okuyucularıma bir sırrımı paylaşmak isterim.
Hangi kitabı elinize alırsanız alın mutlaka yanınızda kitapların anası mübin olan Kur’an da olsun.
Okuduklarınızı aklınız ve Kur'an'ın hakemliğinde kendinizden kılın.
Kavramları sözlüğe bakar gibi önce Kurandan bakın.Yanılmaz bir idrak sağlayacaktır.
Son söz;
Güzel bir insanlık için adaletin tecellisine arasın diye iyi okumalar.