İnsansız Hava Aracı Bayraktar kimin, neyin bayraktarlığını yapıyor?

Bir gazeteci, hem de yıllardır teknoloji ve havacılıkla ilgili yazıp çizen, TV programları yapan bir gazeteci şöyle söylüyor.

“Biz uçak değil uçağın koltuğunu yapalım, başarıdır. Bu işler o kadar kolay değil. Motor konusunda çok başlardayız, ne  geliştirdiğimiz savaş uçağı için, ne İHA'lar ne de tanklar için motor yapamıyoruz. Başarımız yok.

Bu sözleri aklınızın bir köşesinde tutun. Zaten yıllardır duyageldiğimiz sözler, tutmakta zorlanmazsınız diye düşünüyorum.

Makine Mühendisi Özdemir Bey 1984’de bir makine üretim firması kurar. Kurduğu firmada makine üretir ama aklında bir yerlerde insansız hava araçları vardır. Üç oğlunu çok güzel okutur, öyle ki ortanca oğlu Selçuk, ABD’de insansız hava araçları üzerine ihtisas yapar.

Sonrasında yıllarca süren bir mücadele. Gecesiz, gündüzsüz, dağ, taş, kar, kış, uykusuz geçen zamanlar.

Bürokrasiyle uğraşırlar. Yıllarca, amansız, bitmek bilmeyen süreçlerle… İki saat boyunca insansız hava aracını anlattıkları bir üst düzey yetkili, iki saatin sonunda “Peki bu uçak kaç kişi alıyor?” diye sorunca bile umutlarını kaybetmezler.

Hikayelerini bizzat kendilerinden, sabahlara kadar süren sohbetlerinde dinledim Bayraktar ailesinin.  Çok bedeller ödeyerek, çok fedakarlıklar yaparak bugüne geldiler. Ama geldikleri bu noktada Türk ordusunun, Türk polisinin operasyonlarda eli-ayağı oldu BAYRAKTAR İnsansız Hava Araçları.

Hiç bakıyor musunuz bilmiyorum, Selçuk Bayraktar’ın İnsansız Hava Araçlarına dair yaptığı sosyal medya paylaşımları yüzbinlerce etkileşim alıyor.

Her denk geldiğimde girip alttaki yorumları okuyorum inatla.

Şunu fark ediyorum her seferinde, Baykar Makina sadece insansız hava aracı yapmıyor, Bayraktar sadece Milli Savunmamızın bayraktarlığını yapmıyor.

En tepede gördüğünüz açıklamaları dile getiren düşünce yapısı 1984’den beri konuşuyor Bayraktar ailesine. “Yapamazsınız, edemezsiniz, size yedirirler mi, bırakırlar mı size, siz kim oluyorsunuz da yapacaksınız?” diye milyonlarca dayatmaya maruz kaldılar.

Selçuk Bayraktar’ın paylaşımların yorumlarını okuyunca göreceksiniz ki;

- Bayraktar sadece İHA değil, bütün bu “Yapamayız, edemeyiz, beceremeyiz” kafasına karşı duruşun da bayraktarlığını yapıyor!

- Bayraktar sadece İHA değil, biz sadece uçağın koltuğunu üretelim ezikliğine karşı, dünyanın kendi alanında en gelişmiş, en iddialı İnsansız Hava araçlarını üreterek özgüvenin ve kararlılığın da bayraktarlığını yapıyor!

- Bayraktar sadece İHA değil, bundan sonra bu topraklardan bir icat çıkaran bir anadolu çocuğu çıktığında, onu durdurmak için etrafındakilerin söyleyeceği moral bozucu sözlere, enerji düşüren yaklaşımlara karşı dik duruşun ve bildiğini yapmanın bayraktarlığını yapıyor.

İşte bu yüzden ne kadar zor olursa olsun bu ülkenin gençleri uçak da yapacak, otomobil de yapacak, elektrikli otomobil de yapacak, yerli tank da yapacak.

Buna inanarak yola çıkarsak başarabiliriz ya da başaramayız, ama inanmazsak asla başaramayız.

İşte Bayraktar bize bunu öğretti.

İnanırsan olur, azmedersen olur.

 

***

SO-WON / HOPE / UMUT

Anneler, babalar, öğretmenler ve gençler;

2013 yapımı bu Kore filmini mutlaka ama mutlaka izleyin.

İzlemek zor olacak, kanınıza dokunacak, yaralayacak çokça ama izlemek zorundasınız.

Umut isimli küçük kızın okula giderken başından geçen cinsel istismar hadisesi, yaşadıkları, fiziksel ve ruhsal tedavi süreci, ailesinin pişmanlıkları ve adalet sisteminin insanı merkeze almayarak sapkınları elini kolunu sallaya sallaya dolaştırmasını anlatıyor.

Tanıdığım en soğukkanlı insan olan eşim bile film boyunca ağladı. Beni zaten sormayın gitsin…

Ama izleyin.

Gitgide karmaşıklaşan, köhneleşen, vicdansızlaşan bir dünyada çocuklarımızı nasıl koruyacağımızı, benim başıma gelmez nasılsa rahatlığının nasıl bir felakete yol açabildiğini bu filmde göreceksiniz.

Kötü insanlar maalesef bitmiyor, ahlaki yozlaşmanın tavan yaptığı günümüzde kötülerin önüne geçilemiyor. O zaman anne-babalar çocuklarını korumak ve onlara kendilerini korumayı öğretmen zorunda.

Ama hepsinin başında, onlarla konuşmak zorunda.

Konuşmayı, anlatmayı, öğretmeyi ertelemek, işe güce koyulup onları ihmal etmek felaketlerin ilk adımı.

Daha da fazla anlattırmayın, filmi mutlaka izleyin.

Yorumlarınızı da e-posta ile bekliyorum.

Güzel bir hafta diliyorum, Mübarek Kadir geceniz bütün dünyaya, ülkemize ve milletimize hayırlar getirsin.