Ýntegral hesaplamalarý ile laiklik arasýnda ne iliþki vardýr diye sorabilirsiniz.
Normal, yurttaþlarý benim anladýðým tür bir eðitimden geçmiþ ülkelerde doðal olarak integral hesaplamalarý ile laiklik arasýnda bir iliþki pek olmaz ama bizim ülkemizde vardýr, muradýmý anlatmaya çalýþacaðým.
Cuma günü televizyonlarda lise müfredatýndan integral ve türev derslerinin zorunlu olmaktan çýkarýlacaðýný öðrendim.
Matematikte integral hesabý aðýrlýklý olarak alan ve hacim hesaplamaya yarar ama sadece bu deðildir, hatta özünde hiç de bu deðildir, türev, integral matematiði insana düþünmeyi, soyut düþünmeyi öðretir.
Milli Eðitim Bakanýmýz Sayýn Nabi Avcý “bu bilgiler gerçek hayatta ne iþe yarayacak?” diye türev ve integral matematiðini seçmeli dersler haline getirmiþ ve “az ama öz öðreteceðiz” diye de bir deðerlendirmede bulunmuþ.
Kendisini, siyasi çizgisini takdirle izlediðim Sayýn Avcý’nýn bu deðerlendirmelerine katýlmam mümkün deðil, anlaþýlan Sayýn Bakanýmýz ile eðitim süreçlerinin özüne iliþkin görüþlerimiz çok farklý.
Herþeyden önce, bir eðitim süreci için en sakýncalý bulduðum konu bilginin bir fayda ile iliþkilendirilmesidir, kanýmca ve bu konuda ýsrarlýyým, en iþe yarayacak bilgi gerçek hayatta iþe yaramayan yani soyut bilgidir.
Bilginin yarar kavramý ile doðrudan iliþkilendirilmesinin altýnda somut bilginin üretime yönelik olduðu iddiasý yatar; oysa, üretim süreçlerindeki, hýzlý demeyeceðim, baþ döndürücü dönüþüm bugünkü somut bilgiyi yarýn tümüyle anlamsýz kýlmaktadýr.
Dolayýsýyla, öðretim süreçlerinde bilgi çaðýnda somut bilgi deðil, öðrenmeyi öðreten soyut bilgi öne çýkmaktadýr ve matematiðin de her düzeyi, integral hesabý baþta olmak üzere, en özünde bu iþe yarar.
Soyutu anlamayan, yani iyi matematik mantýðý olmayan birinin de 21. yüzyýlda üretim süreçlerinde fazla sözü olmayacaktýr.
Gelelim integral hesabý (matematik)-laiklik iliþkisine.
Bu satýrlarýn yazarý laiklik ilkesine, klasik laiklik ilkesine çok baðlý birisidir ama ayný zamanda matematik mantýðý da çok önemser.
Bir toplantýda Anayasa’nýn ikinci maddesinden laiklik ilkesinin çýkarýlabileceðini, bu ifadenin bu maddede matematik anlamda fazlalýk olduðu söylemiþ ve matematik bilmeyenlerin hýþmýna uðramýþ idim.
“Demokrasi, laiklik, sosyal hukuk devleti-Anayasa madde 2-” dediðiniz zaman laikliðin yazýlmasý þart deðildir zira bu maddede ifadesini bulan hukuk devleti kavramý için laiklik zaten bir gerekli koþuldur, laiklik olmaz ise hukuk devleti de olmaz, yani hukuk devleti derseniz, laikliði yazmaya gerek yoktur, mükerrer yazým olur ama tersi geçerli deðildir zira laiklik için hukuk devleti gerekli koþul deðildir, laiklik hukuk devleti hedefi için yeterli koþul da deðildir.
Bu basit iliþkiyi üniversite mezunlarýna anlatamýyorsanýz demek ki liselerde, üniversitelerde çok daha fazla matematik okutacaksanýz, herkes gerekli-yeterli koþul kavramlarýný içselleþtirecek ve belki de, mesela liselerde, matematik, ingilizce ve türkçe (anadil) dýþýnda da baþka þey okutmayacaksýnýz, az ama öz bilgiden ben bunu anlýyorum ama bu üç konuyu iyi, çok iyi öðreteceksiniz; bu iþi becerelim, bakýn öðrenci genel seviyesinde nasýl bir sýçrama yaþanacak.
Sayýn Bakanýmýz da öðretim üyesi, üniversitede karþýsýna gelen öðrenci anadilini, ingilizceyi ve matematiði çok iyi bilsin, muhtemelen baþka þey istemez idi; anadilini, ingilizceyi, matematiði iyi bilen öðrenci tarih de öðrenir, felsefe de, baþka þeyler de, hem de iyi düzeyde.
Liselerde, üniversitelerde, dal ne olursa olsun, daha çok matematik öðretmek lazým çünkü matematik demek integral ile alan hesaplamak deðil, soyut düþünmek, sorun çözmek demektir.
En çok da buna ihtiyacýmýz var.
twitter.com/KarakasEser