Eskiþehir'de yaþanan saldýrý haftalarca konuþulmalý ve tartýþýlmalýydý. Medyamýzýn gündeminde ise birkaç analiz ve röportajda yer aldý. Oysa yakýn gelecekte benzer olaylarla karþýlaþacaðýmýz açýk.
ABD ve kimi kuzey Avrupa ülkelerinde toplu katliam yapan saldýrgan haberlerine rastlýyoruz. Eskiþehir'de yaþanan olay ise ülkemizde bir ilk. Üzerinde Nazi sembolleri taþýyan býçaklý saldýrganýn cami bahçesinde oturan insanlara yaptýklarý Yeni Zelanda'da gerçekleþen katliamýn benzeri. Bu saldýrý radikalleþmenin ne boyutlara varabileceðini gösteriyor.
Hilmi Demir, Enes Bayraklý ve Yenal Göksun gibi kýymetli akademisyenler olayýn hemen ardýndan titiz analizler yayýnladýlar. Analizlerde altý çizilen hususlardan bir tanesi internetin radikalleþmeye etkisi.
20. yüzyýlda kimlik inþasý büyük ölçüde okullar aracýlýðýyla gerçekleþmiþti. Ýdeal toplum yaratma arzusu ulus devletlerin misyonuydu. Ulus devletler kamusallaþan eðitim sistemi aracýlýðýyla küçük yaþlardan itibaren eðitmeye baþladýðý kitleleri ayný deðerler etrafýnda toplayabiliyordu. 21. yüzyýlda bu durum deðiþti.
2000'lerde doðan çocuklar teknolojinin içine doðdular. Evlerdeki bilgisayar, dijital TV platformlarý, tabletler ve cep telefonlarý çocuklarýn hayatlarýnýn merkezine oturdu.
Bugün okullara toplumu bir araya getirme misyonu yüklemek neredeyse imkânsýz. Çünkü gençler okuldan çok sosyal medyanýn ve internet mecralarýnýn etkisinde. Bilgiye giden yolda internetin kuþkusuz olumlu katkýlarý var. Ancak denetim ve bilinçlendirme þart.
Black Mirror serisi teknolojiye köle olan modern insaný anlatýr. Her bölümde ayrý bir hikâyenin anlatýldýðý bu gerilimlerde dijital dünyaya baðýmlý insanýn nasýl kontrol edildiði vurgulanýr. Ýnternet dünyasý sahte kimliklerin üretildiði ve alt kimliklerin öne çýktýðý bir dünya. Bizler daha çok görünen alanda internetten yararlanýyoruz oysa gençleri internetin derin karanlýðýnda avlayan þebekeler var.
Gençler, dijital dünyada aidiyet ve nihayetinde kimlik arayýþýnda þebekelerin ürettikleri içeriklerin cazibesine kapýlabiliyorlar. Profesyonel sosyal medya algoritmalarý, gençleri istediði gibi yönlendiren çekici içeriklerle dolu. Nazi sembolleri, ýrkçý söylemler, yabancý düþmanlýðý ve benzeri radikal görüþler, gençler arasýnda merak ve hatta sempati uyandýrabiliyor.
Gençleri bu içeriklerin zararlý etkilerinden nasýl korumak gerekli? Bu soru, internetin denetlenmesi tartýþmasýný da beraberinde getiriyor. Gençlerin dijital okuryazarlýklarýný artýrmadýkça ve eleþtirel düþünme becerilerini geliþtirmedikçe engellemelerin pek bir anlamý yok.
Eskiþehir saldýrýsý bugüne kadar gördüðümüz þiddet haberlerinin ötesinde bir durum. Radikalleþme, ýrkçýlýk, mizantropi, yalnýz aktör gibi kavramlar daha çok irdelenmesi gerektiðini gösteriyor.
Milli Eðitim Bakanlýðý, Gençlik ve Spor Bakanlýðý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý ve sivil toplum kuruluþlarý internet dünyasýna yönelik gençlerin okuryazarlýðýný artýrýcý faaliyetler yapmalý. Ýnternet dünyasýnda özgürlük-denetim ikilemine boðulmadan gençlerimizi ve ebeveynleri bilinçlendirecek adýmlar atmalý.