İpek yolu hattındaki ülkelerde ayaklanmalar olur mu?

Bir gün önceki yazımda üzerinde durduğum bir notla, konuya başlamak isterim. Avrasya Harekâtı Başkanı ve Kremlin ideoloğu olarak kendini lanse eden Dugin, bir kaç gün önce Bakü’deydi. Verdiği beyanlar, üzerinde durulması gereken niteliktedir.

Yukarı Karabağ sorununun çözümüne, Yukarı Karabağ dışı beş şehrin geriye alınması ihtimallerini konuşurken, bir uyarıda da bulunmuş. Azerbaycan’a diyor ki; “eğer Rusya’nın istekleri dışına çıkarsan ve ona sorun olursan, Gürcistan kaderine benzer bir kader seni bekler.” Tam bu cümleleri kullanmasa da, olayın Türkçesi budur. Emperyalist hayaller ustası daha sonra demiş ki; “Rusya’nın, sizin toprak bütünlüğü konunuza bakış açısı şimdilik bütünlükten yanadır. Yani bu durum işimize yarıyor” demiş. “Onu bozmaya kalkıp savaş mavaş çıkarırsanız, asabımız bozulur” imasında bulunmuş. Dugin demiş demesine lakin işin daha vahimi tam da onun Bakü ziyareti sırasında, Amerika’dan “Karabağ’da savaş olabilir” beyanının gelmesi oldu.

Tüm bu olaylar, Türkiye'nin Suriye’de durumu kontrole alma hamleleri sırasında baş veriyor.

Rusya’nın, Kafkasya’da durumu tamamen kontrole alma çabasını biliyoruz. Rusya’ya rağmen, Amerikan eğilimi gayretlerini ve özellikle renkli devrimlerin, şimdilik ortaya çıkmasının veya çıkarsa sonuç veremeyeceğini de tahmin edebiliyoruz. Ne Rusya, ne ABD, bu coğrafyada aynen Suriye'de ve Ortadoğu’da olduğu gibi yerli insanların, ahalinin çıkarları için meydanda olmadığını da biliyoruz. 

ABD, Rusya’ya yeni çatışma alanı açmaya meraklı. Ukrayna sonrası Kafkasya, buna en yatkın bölge. Orta Asya frekansı da devrede. Yani ABD ile Rusya’nın kozlarının paylaşılması durumu mevcut şu anda. Masadan kim daha fazla çıkarla kalkacağını, Suriye süreci daha fazla ortaya koyacaktır. Lakin Rusya yeni çatışma alanı istememekte. Ekonomik olarak, bunu şimdilik kaldırması zor! Tabi ki sır değil, kapısına dayanacak tehdide, vereceği karşılık askeri müdahale olacaktır. ABD’nin; Yukarı Karabağ’da istediğinin, kimin lehinde olmasından daha ziyade, bir an önce olayın bitmesidir. Ermenistan’ı, kendi projelerine ancak bu durumda dâhil edebiliyor. Aksi takdirde Rusya güdümünde kalan Ermenistan, kendisine sorundur. Ermeni kozu, Ermeni Lobisi ve uydurma soykırım sloganlarını pekiştirmek için Amerika’ya, sürece dâhil edebileceği bir Ermenistan lazım. Rusya bu durumun değişmesini, statüko durumunun devamını o yüzden istemektedir. Bir kaç cephede sorunlu ortam, eforunu tükenmekte! Rusya ile dengeli giden Azerbaycan, şimdilik sorun değil. Lakin Karabağ sorununu çözmek isteyen, toprak bütünlüğünü temin etmek isteyen bir Azerbaycan, sorundur! 2016 Nisan ayında, bir kaç günlük Karabağ savaşı, o nedenle en fazla Rusya’yı tedirgin etti. Diğer taraftan da Rusya, askeri güçle coğrafyaya müdahil olmak için zemin oluşturmakta. Şimdilik bu ortam söz konusu değil. Hatta şimdilik böyle bir hamlesi de işe yaramaz. Lakin Azerbaycan faktörü, Türkiye’ye yakınlık durumu, ortak askeri tatbikatı ve elbette Nahcivan üzerindeki Türkiye siyasi aktörlüğü, belki ileride ciddi koz olarak kullanılacak veri olabilir. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan; Çin ziyaretinde çok önemli yeni ipek yolu hattı projesine yönelik ufkunu ortaya koydu. Bu hattın Amerika tarafından arzu edilmediği aşikârdır. Doğu’ya kayan ekonomik hâkimiyetin, en önemli simgesi ve anahtarı olabilir. Türkiye tarihi süreç içerisinde hep bu yolun kullanıcı ve pekiştiricisi olmuştur. Şimdi tekrar aynı veriye odaklanması, ilerideki durumlar için altyapı anlamına gelmektedir. İşte o nedenle Kafkasya’da, Orta Asya'daki durumlara daha farklı gözle bakmakta yarar vardır. Amerika’nın; ipek yolu hattını bypass edebilmesi için yapabileceği tek şey, coğrafyadaki ülkelerde ayaklanmaları desteklemelidir. Bunu da demokrasi bayrağı ile yapacağı nettir.

Yukarı Karabağ meselesi nasıl ki; Sovyetlerin çöküşünü pekiştiren enstrüman olarak devreye sokulduysa,  yeni süreçte kontrolsüz operasyonlar ABD’nin işine yarayan ortamı pekiştirebilir. Rusya buna engel olmak için devreye girer ve “alın başınıza belayı” niteliğinde, coğrafya ile karşı karşıya kalmış oluruz. İşte bu nedenle Azerbaycan, kendi haklı davasını sonuca götürmüyor. Savaşabilecek gücü olmasına rağmen, bunu yapamamasının nedeni, işte bu dengede saklı. Amerika’nın ve Rusya’nın coğrafya ülkelerindeki gücünü; medya, STK ve başka unsurlarla pekiştirmesi gözükmektedir. Türkiye'nin içinde ve etrafındaki durumlar aydınlığa kavuşmadan, hinterlandı akil ülkelerin gaza getirilmesi, felaketin başlangıcı olur. Senaryosunu kendisi yazmadığı hiç bir operasyon, milli çıkara hizmet etmez. O nedenle Türkiye odaklı stratejiler, hinterlanttaki ülkeler için şimdiki durumda en yararlısıdır. Azerbaycan’daki istikrarı savunmak ve korumak ise, bu yararlı ortamın esas anahtarıdır.