Ýpotek siyasetçileri neyin peþinde?

Size de anlamlý gelmiyor mu; Gezi kalkýþmasýnýn baþladýðý tarih, Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun bittiði tarih. Türkiye, 2008 ekonomik krizinden ciddi hasar almadan çýkmayý baþarmýþtý. Büyüme, yatýrým ve kiþi baþýna düþen milli gelir gibi ülke refahýnýn göstergesi olan pek çok kalemde iþler çok iyi gidiyordu. Öyle ki o günlerin deðiþmez muhabbeti "Bu gidiþle ülkede iktidar falan deðiþmez"di. CHP klasik laikçi vesveselerle siyaset yapýyordu. Ýktidar vizyonu zaten yoktu. Liberal, Batýcý, sol çevreler, PKK-HDP çizgisi ve Ergenekon sürecini kendi yayýlmacýlýðý için kullanan FETÖ ile henüz "düþmanýmýn düþmaný dostumdur" ittifakýný kurmamýþlardý.

***

Sonra alttan alta gerilen hatlar bir bir kopmaya baþladý. Önce liberaller desteðini çekti. Gezi kalkýþmasý ile birlikte bir taraftan emniyetteki FETÖ yapýlanmasý diðer taraftan sokaklarý iþgale kalkan terör örgütü unsurlarý danýþýklý dövüþ þahane bir tiyatro sergiledi. Büyük sermayenin revir, bira ve pizza desteði, uluslararasý medyanýn "Aðaç için sokaða çýkan insanlara polis orantýsýz þiddet uyguluyor" algýsý oluþturmak için yaptýðý 24 saat canlý yayýn ve sosyal medyadan yayýlan asýlsýz bir sürü fake bilgi ve görüntü ile ülke bir anda kaos manzarasýna büründürüldü. 

Birileri iktidarý terbiye etmeye çalýþýyordu. Ardýndan 17-25 Aralýk yargý kumpasý ile hükümet bir anda yolsuzluk ithamýyla düþürülmek ve evvelce hazýrlanmýþ "dönemin baþbakaný" ibareli kumpas dava dosyalarýyla Erdoðan vatan haini konumuza sokulmak istendi. 

Gezi ile birlikte bir konsorsiyum aksiyon almýþtý. Baþarýsýz olduklarý her saldýrýdan sonra el yükselttiler ve Erdoðan'ý hedef haline getirdiler. Bu süreçte zaten CHP devþirilmiþti. Ulusalcý bildiðimiz tipler Amerikancý çýktý. Önceleri “F tipi” diyerek bu yapý üzerinden hükümete vurmaya çalýþýrken FETÖ'nün devleti iþgale kalkan mesiyanik bir terör örgütü olduðu ve darbeye kalkýþmaktan dahi çekinmediði anlaþýldýktan sonra bir daha “F tipi” bile diyemedi. FETÖ yerine Erdoðan ve Ak Parti'yi suçlamayý tercih etti. 

Bu zaman zarfýnda ülke çok badireler atlattý. Ayný anda üç dört terör örgütünün iþ birliði içinde ve CIA karartmasýyla büyük terör saldýrýlarýna muhatap oldu ülke. Son tahlilde FETÖ kanlý bir darbe giriþiminde bulundu. Ve ne yazýk ki tüm bu süreçte memleketin barýþ ve güvenliði ile ilgili en temel konularda muhalefet partisi iktidarla hem fikir olamadý.

***

Bir kaç gündür konuþulan CHP ve ÝP'in IMF ile yaptýðý gizli görüþme bana 2013'ten bu yana yaþadýklarýmýzý bir daha hatýrlattý. Her þey yolunda gidiyordu. “Artýk darbe olmaz, PKK sorununu da çözdük mü kim tutar bizi” diyorduk. Ama içerideki bu iyimser duruma mukabil Türkiye'deki siyasilerin tavrý Ýsrail'in canýný sýkýyordu. Ne olduysa iþte bundan oldu. 

Batýlý müttefiklerinin talep ve þikayetlerini Türkiye'nin baðýmsýzlýðý, barýþ, güvenlik ve refahýna önceleyenler, bugün hala ittifak geniþletme çabasýndalar. IMF ile gizli görüþme yapan CHP ve ÝP, Türkiye, IMF boyunduruðundan kurtulduðundan bu yana yeniden ülkeyi ipotek altýna sokmak için her þeyi yapýyor.

***

Siyasetin yarattýðý psikolojik yorgunluða ve müstakil konulardaki eleþtirilere raðmen büyük resim budur. Türkiye'nin geleceðinde kim ne yapacak, sorusunu sorarken bu büyük resmi akýlda tutmak zorundayýz. En çok da AK Parti. Çünkü ülkenin geleceði konusunda muarýzlarýnýn maalesef ümit vaat eden bir hali tavrý yok. Bu durumda Ak Parti'nin kendiyle ilgili þikayet ve temennileri dikkate almasý ve yeniden bismillah demesi gerekiyor. Dünya mazlumlarýnýn “Bizim sesimiz” dediði bir ülke ve liderin kat ettiði yolu heba etme lüksümüz yok.