İradeye suikast

Müslüman Anadolu halkının ruh köküne yapılan 28 Şubat darbesinde Batı’nın savaş makinesi PKK, Türk Silâhlı Kuvvetleri içindeki cuntaya “Doğu’da laikliğin teminatı biziz” diyerek aynı safta olduklarını hatırlatıyordu. Bu ikrar, PKK’nın hangi amaç için Batı tarafından kurdurulduğunu ve himaye gördüğünü açıkça anlatıyordu. Kemalist rejim Kürt halkını İslâm’dan uzaklaştırıp Batıcı yapamayınca, Türk Batıcılar’ın zulmü üzerinden bir Batıcı Kürt hareketi peydahlandı. PKK, Kürt halkını “yeniden yaratmak” yani Allahsız yapmak için onbinlercesini öldürdü! Batıcı Türklere rahmet okuttu! İki şer odağına da verilen görev aynıydı: Anadolu topraklarından İslâm’ı silmek...

PKK üç hafta önce bir kez daha TSK’ya seslendi! PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan, “Savaşlarının AKP ile olduğunu, orduyla savaşmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını” söyleme ihtiyacı hissetti. 28 Şubat darbe döneminde Türk Silâhlı Kuvvetleri içindeki cuntaya laiklik güvencesi veren PKK bugün TSK içindeki hangi yapıya sesleniyor acaba? Son genel seçimde yüksek oranda HDP’ye oy çıkan askerî lojmanlardaki subaylara sesleniyor olabilir Duran Kalkan, ne dersiniz!

PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan’ın bu seslenişin ardında, Ak Parti’nin Batı’yı ve içimizdeki uzantılarını rahatsız eden Müslüman Anadolu’nun ruh köküne uygun hamleler yapması var. Bu hamleler sırasında yapılan hatalar, eksiklikler tartışılır ama şu hakikat tartışılmaz: Batının, Müslüman Anadolu’nun ruh köküne dönüşe, o ruh köküne uygun adımlar atılmasına tahammülü yok. İşte bu sebeple, Halkların Demokrat Partisi (HDP)’nin yüzde 13 oy almasına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 80 milletvekiliyle temsil edilmesine rağmen PKK’nın savaşmak, Kemalist Türkler’in PKK militanlarını “yere sigara izmariti atmayan çevreci gençler” olarak göstermek ve Fethullah Gülen Terör Örgütü’nün (FETÖ) emniyet ve ordudaki uzantılarının neden HDP’ye oy atmak zorunda olduğu anlaşılır. “Üst akıl” isteyince, ruh istemeze bile, uzuvlar yapmak zorundadır!

İki gün önce Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak’a yapılan suikast de hangi uzvun yaptığı polisiye yöndür, işte bu “Üst aklın” işidir. Çok şükür Sayın Murat Sancak ve yanındaki iki arkadaşımız yara almadan bu saldırıdan kurtuldular. Hatırlanacağı üzere bir ay önce de gazetemizin binasına bombalı saldırı olmuştu. Bu saldırıyı, uzuvlardan bir uzuv olan Marksist Leninist Komünist Partisi (MLKP) üstlenmişti.

Star Medya ve Star Medya gibi Müslüman Anadolu halkının yanında yer alan medya organlarının Batı’nın hedefinde olması, hukukta geçen tâbirle söyleyeyim, hayatın olağan akışına uygun! Düşman gül atmaz, kurşun atar ve düşmanın attığı kurşun adres sormaz, gideceği adresi bilir!

Bu saldırılar, onlardan korkmamız ve onlara teslim olmamız amacıyla yapılıyor. Gayeleri öldürmek değil, teslim almak. Müslüman Anadolu halkının sesine ses olanların teslim alınıp devşirerek halkın iradesini kırabileceklerini biliyorlar.

Saldırı sonrası Star Medya Grubu Başkanı Murat Sancak’ın, “Altı evladım var, şehit vermemiz gerekiyorsa vereceğiz. Vurulmam, ölmem de önemli değil. Ülkem iyi bir noktaya gelecekse, kendimi feda ederim. Hiçbirimizin canı şehit olan askerlerimizden değerli değil” sözleri saldırıyı boşa çıkarmıştır. Es Medya Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak’ın da “Uzun zamandır dik duruşumuzdan, millî davayı savunmamızdan rahatsız olanlar bizi hedef tahtasına koymuşlardı. Hiçbirimizin canı şehit düşen askerlerin canı kadar kıymetli değil” haykırışı Müslüman Anadolu halkı adına umut verici.

“Üst Akıl” şemsiye altında PKK, FETÖ, Kemalistler ve Sol kavgada birlik oldu. Hemen hemen her yazımda soruyorum, biz ne zaman birlik olacağız? Diri olarak birlik olmazsak, düşman mezarda bizi bir araya getirecek! Mezarda birlik olmanın ümmete ne faydası olacağını, ilmim yetersiz olduğundan bilemiyorum!..