Irak diktatörü Nuri Maliki herhalde þöyle düþünüyordur: Orta Irak’ta iki senedir devam eden Sünni Arap ayaklanmasýný bastýrmaya polis ve askerimizin gücü yetmedi. Þimdi IÞÝD öcüsü sayesinde bizim yanýmýzda seferber olan uluslararasý güçlerin yardýmýyla bu iþi nihayet halledebileceðiz. Mezhep savaþý atmosferini besleyen Sistani gibi adamlarýn harekete geçirdiði milis güçler de devrede. Sünni þehirleri bir güzel bombalanacak, yaðmalanacak ve isyancýlarýn beli kýrýlacak. Bu arada Kürtler de çatýþmalarda bir güzel kan kaybedecek. Günün sonunda Irak’ýn her karýþý kayýtsýz þartsýz bizim kontrolümüz altýna girmiþ olacak...
Maliki bir türlü akýllanmýyor. Olanlardan bir türlü ders almýyor.
Sünni Araplar kendilerini sadece silahla ifade ediyorlardý; fakat Türkiye’nin yoðun baskýlarý üzerine siyasi sürece dahil olmayý kabul edip seçimlere katýldýlar, hükümetlerde yer aldýlar, yeni Irak’ýn barýþ yoluyla inþasýna katkýda bulunmaya çalýþtýlar. El Kaide unsurlarý haricinde hükümetle veya Þiilerle savaþan Sünni Arap kalmamýþtý. Ne yazýk ki Maliki ve destekçileri bunun kýymetini bilmediler. Barýþý saðlayan Türkiye’ye düþmanlýk ettiler, silahlarýný topraða gömen Sünni Araplarýn ensesinde boza piþirdiler, önde gelen Sünni Arap siyasetçilerinin kapýlarýna tanklarla dayanýp onlarý tutukladýlar veya hicrete zorladýlar. Barýþçý çözüm perspektifi böylece ortadan kalktý ve Sünni Arap kabileleri -Arap devrimlerinin de etkisiyle- isyan bayraðýný çektiler.
Þöyle bir algý oluþtu Orta Irak ahalisinde: Bizim nüfusumuz yüzde 15 ilâ yüzde 20. Þiiler ise yüzde 60’ýn üzerinde. Blok halde ayný partiye oy versek bile durumumuzu demokratik yollarla deðiþtirmemiz mümkün deðil. Þiilerin merhametine ve iyi niyetine muhtacýz, fakat Maliki gibi önde gelen Þii siyasetçileri ve Sistani gibi önde gelen Þii âlimleri maalesef Sünnilere karþý merhamet ve iyi niyetten yoksun. Bizim için tek yol, hukukumuzun Kürtler gibi anayasal düzenlemelerle garanti altýna alýnmasýný saðlamak ve bu çerçevede özerk bir statü kazanmaktýr. Irak bir federasyon olmalý ve biz de bu federasyonda Kürdistan gibi özerk bir yönetime sahip olmalýyýz.
Bu proje Maliki’nin -ve elbette Ýran’ýn- uykularýný kaçýrýyor, ama takip ettiði yol bu projeyi mumla arayacaðý bir yere çýkacak gibi. Musul’un “topluca cezalandýrýlmasý” gibi uygulamalar ve artarak devam eden bombardýmanlar, Sünni Araplarý Irak içinde çözüm aramaktan vazgeçirip baðýmsýzlýk yoluna itecektir. Böyle bir süreçte Kürtlerin baðrýndaki aslan da ortaya çýkýp kükreyecek ve Kürdistan bölgesi de baðýmsýzlýk bayraðýný çekecektir.
Orta Irak ve Kürdistan’ýn baðýmsýzlýk hedefleri kýsa vadede kâmilen gerçekleþmese de, Maliki ve destekçilerinin o kaos ortamýnda Irak’ýn hayrýný görmeleri mümkün olmayacaktýr. Zamanla onlar da bölünmenin en iyi ve hatta tek çare olduðu sonucuna varabilirler.
Irak’ýn bütünlüðü kan ve gözyaþýndan baþka bir þey getirmiyorsa ve getirmeyecekse (ki getirmiyor ve getireceðe de benzemiyor) Irak bölünsün zaten. Bir Ýttihad-ý Ýslam’cý olarak bunu nasýl mý savunabiliyorum? Þöyle: Basra bölgesi Ýran’la bütünleþecek, Orta Irak ve Kürdistan da Türkiye ile saflarý sýklaþtýracaktýr. Ve ayný bayrak altýnda barýþ içinde yan yana yaþayamayan Sünni ve Þii Araplar ayrý bayraklar altýnda müþterek menfaatleri gereði ister istemez -coðrafyanýn dayattýðý- ittifaklar kuracaklardýr. Yani bölünme paradoksal bir þekilde Ýttihad-ý Ýslam’a hizmet edecektir, Allahu âlem.
IÞÝD mi? Göçebe bir kavim gibidir IÞÝD. Gelir geçer. Yakar, yýkar, gider. Devlet-mevlet olamaz. Yerinde duramaz. Yerleþik hayata geçemez. Sýkýlýr. Ýlle de kalacaðým ve milletin ensesinde boza piþireceðim dese bile Orta Irak’ýn Sünni Arap kabileleri daha evvel yaptýklarý gibi o topluluðu çembere alýp marjinalleþtirirler.
Korkunç bir süreçten geçiyoruz ama sonu hayr olacak inþaallah.
