Türkiye’deki hemen her dönemin diplomasi çevrelerinin ortak kanaati, Ýran ile diplomasinin zor olduðu yönündedir. Ýddiaya göre zorluklarýn bir yönünü Ýran dýþ politika teamülleri oluþturur. Muhataplardan biri bir konuyu kabul ederken, bir baþkasýnýn reddetmesi; yapýlacak anlaþmalara son dakikalarda hükümler eklenmesi, ser verip sýr vermeme davranýþlarý sýkça anlatýlan hikayelere karþýlýk gelir. Ýran tarihi ve devlet yapýsý incelendiðinde, nedenlerini bulmak çok zor deðil.
Öte yandan Ýran’la sürdürülen diplomatik iliþkilerdeki esas zorluðun iki ülke arasýnda hem rekabet ve uzlaþmazlýklarýn hem de ortak çýkarlarýn bulunmasýndan kaynaklandýðý söylenebilir. Diðer bir ifadeyle iki ülke iliþkilerini belirleyen iki sepet olduðu, birinin içinin sorunlarla, diðerinin içinin ise fýrsatlarla dolu olduðu ileri sürülebilir. Bugüne kadar her iki taraf da, bu iki sepeti birbirine karýþtýrmama baþarýsý gösterdi. Ancak günümüz küresel geliþmeleri, her iki tarafý da sepetleri ayrý tutma konusunda zorluyor.
Ýliþkileri hassas dengesinde yürütme kaygýsý, Ýran Cumhurbaþkaný Ruhani’nin ziyaretiyle ve özellikle de yüksek stratejik iþbirliði kurulmasýyla aþýlmaya çalýþýlýyor.
Sorunlar-fýrsatlar
Ýki ülke arasýnda sorun oluþturan konular, esas itibarýyla doðrudan iki ülkeyi ilgilendiren sorunlar deðil, bölgesel geliþmeler ve küresel oyuncularýn rekabeti bir dizi konuda iki ülkeyi karþý karþýya getiriyor.
Sorunlarýn baþýnda, Ortadoðu’da Ýran hangi kesimleri destekliyorsa, Türkiye’nin karþý tarafý destekliyor olmasý geliyor. Gayet tabi her biri, diðerinin faaliyetini kendi alanýný daraltma olarak görüyor. Ýran Esad’ý, Türkiye muhalefeti; Ýran Maliki’yi Türkiye Maliki karþýtlarýný destekliyor. Türkiye Filistin’de Hamas’ý kazanmaya uðraþtýkça Ýran, Lübnan’da Hizbullah’ý güçlendiriyor. Türkiye Azerbaycan’la yeni anlaþmalar yaptýkça, Ýran Ermenistan’la yakýnlaþýyor. Türkiye NATO füze sistemi konuþlandýrdýkça, Ýran Rusya ve Çin’den daha fazla silah satýn alýyor.
Bununla birlikte, iki ülkeyi birlikte davranmaya iten nedenler de az sayýda deðil. En azýndan Ýran enerji konusunda Rusya’nýn ipoteðinden kurtulmayý istiyor; Türkiye de enerji satýn almaya hazýr. Ýran, Kürtlerin ayrý devlet kurmasýný istemiyor; Türkiye de bu projeye sýcak bakmýyor. Ýran, ABD’nin Ortadoðu’da askeri varlýðýndan rahatsýz; Türkiye de bu konuya bayýlmýyor.
Ruhani’nin ziyareti, anlaþmazlýk konularýný, anlaþma konularý içinde eritme arayýþý olarak görülebilir.
Uzlaþmanýn zemini
Anlaþýldýðý kadarýyla, iki ülke arasýnda oluþmuþ olan keskin rekabetin her iki tarafa da azalan fayda saðladýðý konusunda görüþ birliði oluþmuþ. Çýkýþýn iþbirliði olduðuna ikna olan taraflar, üç konuyu anlaþma zemini olarak saptamýþ gibi görünüyorlar. Bunlardan biri, nükleer konusunda Batý ile iþbirliðinin devamý, diðer bir ifadeyle Ýran’ýn ABD ile bir biçimde barýþmasý. Diðer konu, Ýran’ýn enerji ihracatýný çeþitlendirmesi ve Türkiye’yi ‘Irak’a-Kuzey Irak’a’ muhtaç býrakmamasý.
Son anlaþma düzlemi ise El-Kaide ile ifade bulan radikal Ýslami terör ve ilgili örgütlerle mücadelede iþbirliði. Tabi bu konuda bir uzlaþma olmasý demek, Ýran’ýn da kendisine yakýn gördüðü örgütleri desteklemekten vazgeçmesi anlamýna geliyor. Belki Irak’ta son günlerde bu kadar kanlý eylemler olmasý, Türkiye ile Ýran’ýn ‘terör’ konusunda anlaþmasýný sabote etmeye yöneliktir. Ancak, iki ülke bu konuda anlaþýrsa Irak ve Suriye’nin yeni bir döneme girileceði öngörülebilir. Maliki ve Esad, arkalarýna sadece bir ülkeyi alarak iktidarlarýný koruyacaklarýný varsayamaz hale gelebilir, ‘baþkalarý’ ile uzlaþacak yeni yapýlara razý olmak durumunda kalabilirler.