Üç ülke.. Ýran, Rusya ve Türkiye..
Birbirleriyle asýrlarca karadan sýnýr komþusu idiler, Sovyetler Birliði'nin 1991'de daðýlmasýyla, Rusya sadece denizden; (Ýran'la Hazar Denizi'nden, Türkiye'yle de Karadeniz'den) komþu haline geldi.
Üçünün de kendi iç yapýlarýndan tarihin derinliklerine doðru uzanan büyük bir geçmiþleri var.
Ve üçünün de tarih boyunca, birbirleriyle, sosyal bünyelerini derinden etkileyen ihtilaflarý , rekabetleri, güç gösterileri, tehditleri ve düþmanlýklarý , savaþlarý, zafer ve yenilgileri var..
Ve bu savaþlarda, sonuç olarak aðýr basan taraf, neredeyse daima Rusya olmuþtur. Osmanlý'nýn varlýðýný ve sosyal hayatýnýn derinden tehdit eden en büyük yenilgileri Rusya'dan taddýðýnýn en derin etkili olaný, 1877-78'deki ve (Hicrî takvimle, 1293 yýlýna rastladýðý için), tarihimizde '93 Harbi' diye marûf savaþýn olduðunu; Çarlýk Rusyasý ordularýnýn Balkanlar'da, Romanya'yý Osmanlý'dan koparmaya, Bulgaristan'ý da yarý muhtar/ özerk bir hâle getirmeye yol açan ve oradan da, taa Ýstanbul önlerine, Ayastefanos'a (Yeþilköy'e); Doðu'dan da Kafkaslar'ý aþýp, Batum, Kars, Ardahan, Van, Erzurum, Bayburt'a kadar ilerleyen ve Osmanlý'yý bir kýskaç içine alan ve neredeyse, her aileden bir 'þehid'in verildiði meþ'ûm yenilgiyi; nasýl unutabiliriz?
*
Ýran da, Hazar Denizi'nin batýsýnda, Kafkas'larda asýrlarca elinde bulunan ve bugün Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan denilen coðrafyalarý ve Hazar Denizi'nin doðusunda bulunan ve taa Buhara, Semerqand ve Herat'a kadar uzanan bölgeleri Rusya'ya terketmek zorunda kaldýðý ve Ýran halkýnýn siyasî hâfýzâsýnda 'qarardâdha'y-ý nengîn' (utanç verici) diye yer eden, 200 yýl öncelerdeki Türkmençay ve Gülistan Andlaþmalarý'yla, Birinci ve Ýkinci Dünya sýralarýnda Hazar Denizi'nin güney sahillerinin, yýllar boyu Rusya iþgalinde olduðu nasýl unutabilir?
Görüldüðü üzere, bu üç devlet'ten, diðer ikisine aðýr yenilgiler taddýran, hep Rusya olmuþtur.
*
(Bu arada belirtelim, bizde -belki de, þiî Müslümanlarýn bazý tavýrlarýna yersiz bir tepki olarak-, 'Ýran zâten Ýslâm tarihi boyunca hep Müslümanlarla savaþmýþ, Ýslâm'a zarar vermiþ; hiç kâfirlerle savaþmamýþtýr!' gibi sözleri yazýk ki, Turgut Özal ve tarihî konularda iddialý görüþleriyle bilinen 'K. M' gibi aklý baþýnda kimseler bile dile getirmiþlerdir, defalarca.. Bu görüþ, doðru deðildir. Halbuki, Ýran, aðýr yenilgilere uðradýðý Rusya ile savaþlarýndan ayrý olarak, Güney Ýran'da, Hürmüz Boðazý civarýnda Ýngilizler'e karþý 5 yýl kadar süren Tengistan Savaþlarý'ný verdiði gibi, Portekizlilerle ve ayrýca Hindistan'la da yýllarca savaþmýþtýr.
Ama, müslümanlar arasýnda, -ana cadde farklýlýðý mesâbesinde olan- þiîlik- sünnîlik ayrýmýnda, Ýran'ýn bir diðer caddeye geçmesinin tarihi sadece son 500 yýllýk bir hikâyedir, Þah Ýsmail'den beri.. Yoksa, Safevîler Devleti'ni kuran ve Þah Ýsmail'in de büyük dedesi olan Þeyh Safiyuddin Erdebilî de, bir Naqþbendî þeyhi, yani, sünnî müslüman idi.. Yani, Ýran, Ýslâm'ýn ilk 900 yýlýnda, Ýslâm kültür ve medeniyetinin en önemli havzalarýndan olup, baþta Ýmam Gazzalî olmak üzere nice büyük ulemâ, daniþmendler, irfan erleri, sanat ve edebiyatta dünya çapýnda isim yapan dev isimler de bu coðrafyada yetiþmiþtir.)
*
Evet, insanlarýn ferd olarak geçmiþleri, isteseler de- istemeseler de, devamlý kendilerini devamlý takib ettiði gibi, bu durum, sosyal bünyeler, toplumlar için de böyledir.
Bugün ise, Ýran, Rusya ve Türkiye'nin Amerikan emperyalizmiyle derin problemleri var.
*Rusya, Amerika ile taa baþtan, problemli.. Dünya liderliðini ele geçirmek veya elde tutmak planlarýyla..
*Ýran'ýn da, milâdî-1979'da Þahlýk rejimini deviren Ýslâm Ýnkýlabý Hareketi'nden beri, Amerika ve müttefiklerince nasýl sýkboðaz edilmeye çalýþýldýðý ortada..
*Türkiye ise, hem Amerika ve NATO dünyasýyla müttefik; hem de bu emperial gücün, Türkiye'nin kuyusunu kazmaya çalýþan entrikalar zincirinin baþýnda olduðu gerçeðiyle karþý karþýya..
*
Son günlerde Amerikan Temsilciler Meclisi'nin, Türkiye'ye satýlacak olan ve parasý çoktaaan alýnmýþ 'F-16 savaþ uçaklarý'nýn verilmesini þartlara baðlamasý, bu ihtilaflarý daha bir derinleþtirdi.. Çünkü, Suriye, Irak, Libya, Ýran, Yunanistan ve PKK konusunda Türkiye'nin, Amerikan siyasetlerine ve menfaatlerine aykýrý hareketler içinde olduðunu bizzat Amerikan Baþkaný Biden'ýn defalarca dile getirdiði biliniyor.
*
Böyle bir dünyada, Ýran, Rusya ve Türkiye Baþkanlarý'nýn Tahran'da buluþmalarý elbette önemli.. Ve konuþulan temel konu da, Suriye Buhraný..
Her üç Devlet'in Baþkaný da, kendi siyasetlerinden geri adým atmayacaklarýný bazan açýkça, bazan kapalý cümlelerle ifade ettiler.
Rusya Baþkaný Putin, 'Suriye'de asýl mesele yasadýþý yabancý askerlerin bulunmasýdýr..' dedi, özetle.. Bununla kasdolunanýn, sadece Amerika deðil, Türkiye'nin de olduðu açýk.. Ukrayna'nýn toprak bütünlüðünü nasýl çiðnediði açýk olan Putin'in Suriye'nin toprak bütünlüðünden söz etmesi traji-komikti..
Ýran C. Baþkaný Reisî de, benzer cümleler kurdu.. Yani, Rusya ve Ýran, Beþþar Esed rejiminin daveti üzerine, Suriye'de legal olarak bulunuyorlar; Türkiye'nin ise, açýkça söylenmese de, yasa dýþý yolla orada olduðu anlatýlmýþ oldu..
Türkiye Baþkaný Erdoðan ise, 'DEAÞ ve PKK arasýnda fark görmüyoruz ve terör örgütlerine karþý kararlýlýðýmýz kesindir..'dedi.
*
Burada hangi tarafýn sözüne güvenilebilir?
En baþta, Suriye'deki Beþþar Esed rejimi, kendileriyle ilgili bir toplantýda olamadýðýna göre, kaðýt üzerinde bir rejimdir.
Fýrat'ýn batýsýnda bulunan ve Rusya'nýn hâkimiyet alaný olan Münbiç ve Tel'Rifat ise, Türkiye'nin asýl rahatsýz olduðu terör yuvalanmalarýnýn olduðu yerler..
Fýrat'ýn doðusunda ise, Amerika hükümfermâ.. PKK /PYD /YPG gibi terör odaklarýnýn direkt olarak Amerika tarafýndan da nasýl desteklendiði de biliniyor.
Bu arada, Rusya, Türkiye'nin dostluðunu yitirmek istemiyor.. Hele de Ukrayna Savaþý devam ederken.. Ama, yine de, 'Suriye'de nihaî sözü ben söylerim' havasýný vermeye çalýþýyor.
Ýran da özellikle enerji hatlarýnýn geçiþ ülkesi olan Türkiye'yle irtibatýný kötüleþtirmemeye çalýþýyor.
Ama, hem Ýran, hem Rusya, Türkiye'nin Suriye'yle olan 910 km'lik sýnýr boyundan terör odaklarý tarafýndan tehdit edildiðini yine de görmezlikten geldiler; Türkiye'nin güçlenmemesini istercesine.. Böyle hassas bir konuda, bu üç ülkenin baþkanlarýnýn görüþebilmesi, yine de olumlu bir geliþmedir.
*