Arap Baharý fýrtýnasý baþlayalý neredeyse 3 yýl oldu... Sözde bahar ile huzura, mutluluða ve demokrasiye ulaþmýþ bir tek Arap ülkesi bile yok...
Tunus’ta baþlayan dalga bazý otokratik liderlerin deðiþmesine neden oldu, ancak Arap dünyasýnda bir tek sorunun dahi çözülmesini saðlamadý... Tam tersine demokrasi ümitleri bölünmeye, kutuplaþmaya ve hatta çatýþmaya dönüþtü... Ülke ekonomileri ise dibe vurdu...
Mýsýr’da askeri darbe, Libya’da kaos, Suriye’de ise iç savaþ Arap Baharý’nýn en acý faturalarý oldu... Uzmanlara göre Tunus, Cezayir, Yemen, Lübnan ve hatta Körfez Ülkeleri’nde þu ana kadar yaþananlarýn tekrarlanmasý, hatta daha büyük felaketlerin yaþanmasý kimseyi þaþýrtmayacak...
Arap Baharý’yla birlikte Batý’nýn Ýslam dünyasý demokrasi gibi bir derdinin olmadýðý anlaþýldý. Kaos ve istikrarsýzlýk nedeniyle meydana gelen bölünmeleri dýþ dünya demokrasi lehine deðil, kendi ulusal çýkarlarý lehine destekledi, hatta bilerek derinleþtirdi...
Arap Baharý ile Ýslam dünyasýnda laik-dindar kutuplaþmasý derinlik kazandý... Diðer taraftan mezhepler arasýndaki farklar ön plana çýkarýldý ve özellikle Þii-Sünni kutuplaþmasý alevlendi... Tüm bunlara ek olarak Körfez kaynaklý Selefi düþünce ‘yeni Hariciler’ olarak tüm bölünmelerin üzerinde bir bölünme haline getirildi...
Böylece Ýslam dünyasý en az 3 ayrý noktadan bölünme tehlikesi ile karþý karþýya kaldý. Buna bir de etnik ayrýlýklarý eklerseniz iþin ne kadar vahim bir noktaya sürüklendiði kolayca anlaþýlabilir...
***
Görebildiðim kadarýyla ekonomik krizlerle boðuþan ve bariz bir gerileme sürecine giren Batý dünyasý, Arap Baharý’yla birlikte Müslüman ülkelerde doðrudan müdahale yerine maþa kullanmayý tercih etmeye baþladý... Bu baðlamda mezhep ve inanç merkezli kutuplaþmalar Batý’nýn iþine geliyor...
Suriye’de bunun açýk örneklerini gördük: Amerikalý bazý yorumcular Suriye’de kendileri için zaferin sonu gelmez bir iç savaþta olduðunu ikrar etti bile. Ayrýca ABD yönetimi de iç savaþýn devamýna destek veren eylemleriyle hangi görüþte olduðunu kanýtladý.
***
Tüm bu bilgiler ýþýðýnda, Batý ile Ýran arasýnda yaþanan yakýnlaþma hiç de hayra alamet gibi durmuyor. Ýran-Irak-Suriye-Hizbullah hattý bölgenin derinliklerine doðru bir kýlýç gibi ilerlerken, Suudi Arabistan merkezli bir karþý cephe inþa ediliyor. Ön cephede kavga El Kaide ve Hizbullah arasýnda gibi görünüyor, fakat bunun bedelini ülkeler ve sýradan insanlar ödüyor...
Diðer taraftan Mýsýr, Cezayir ve Tunus gibi ülkelerde mezhep ve inanç farklarýna ilaveten laik-dindar karþýtlýðý üzerinden askeri darbeler piþiriliyor. Kuzey Afrika’da yakýn dönemde patlamalar olur ise bu durum hiç kimseyi þaþýrtmasýn...
En son ortaya çýkan raporlara göre Ýran’ýn Lübnan’daki kolu olan Hizbullah ile ABD arasýnda görüþmeler devam ediyormuþ... Görüþmelerin planlayýcýsý ise Ýngiltere... Belki de Suriye’de çok sayýda kanlý eyleme imza atan Hizbullah, yakýn bir zamanda El Kaide’ye karþý Batý ile anlaþacak. Kim bilir?...
Birileri bölgemizde büyük bir iç savaþ piþiriyor. Suriye’de yaþananlar tüm Ortadoðu’ya, hatta tüm Ýslam dünyasýna taþýnmaya çalýþýlýyor...