Suriye meselesinde, tavýrlarýyla “büyük devlet” sýnavýndan sýnýfta kaldýðýna inandýðým Ýran’ýn, yeni süreçte tutumlarýna dair kafa yorarken þunu unutmamak gerekiyor.
Ýran, Orta Doðu coðrafyasýnda yeni ve kendinin de müdahil olduðu tarihi dönemin, uzun vadede Ýran’ýn çýkarlarýnýn konjonktürel deðil, kalýcý menfaate dönüþmesine gayret etmektedir.
Türkiye ile bakýþ açýlarý Suriye meselesinde birçok maddede ayrýþsa da, Suriye’nin toprak bütünlüðü konusunu, Türkiye gibi desteklediðini söylüyor. Lakin yakýn vadede, Suriye’deki savaþýn bitmesini de kendince þartlara baðlamaktadýr. Esat iktidarýný garantiye alana kadar da, terörist tanýmýný “DAEÞ’le mücadele” bahanesiyle muhalif güçlerin yok edilmesi üzerinden dizayn edeceðine dair emareler ortada. Ayrýca menfaatine uygun bu savaþ ortamýnda, Suriye dýþý konularda da kalýcý bölgesel güç olma argümanlarýný oluþturmakta.
Azerbaycan Cumhurbaþkaný’nýn son Ýran ziyareti sonucunda imzalanan anlaþmalar, Rusya’nýn bu ziyarete verdiði önemi ve Rusya - Ýran eksenli yeni eko-strateji alyansýn kurgulanma çabasý da, derin Ýran aklýnýn ilerideki dönem için hazýrlýk yaptýðýnýn göstergesidir.
Orta Doðu coðrafyasýnda, Kürt - Türk çatýþmasý hayalinin gerçekleþmesine, Ýran’dan gelen bir tebessümün söz konusu olduðunu da unutmamak lazým!
Ýran’daki son parlamento seçimi sonrasý, Güney Azerbaycan’ýn Sulduz bölgesinden Kürt kökenli vatandaþýn milletvekili adayý gösterilmesi ve seçilmesi sonucunda, bölge ahalisinin sokaklara çýkarak buna itiraz etmesi bile, baþlý baþýna derin Ýran provokasyonu olarak görülmelidir. Olayýn büyümemesi için Türk faallerinin devreye girmesi, bu provokasyonun farkýna varýlmasýna delalet etmiþtir.
Güney Azerbaycan bölgesinde ahalinin tamamýný Türkler oluþturmakta. Tahran yönetiminin bu bölgede demografik deðiþim yapma çabasý, Kürt kardeþlerimizle Türklerin karþý karþýya getirilme niyeti olarak yorumlanýyor. Belki bugün deðil, lakin ileride Türklerle Kürtler arasýnda, bir zamanlar Araplarla Türkler arasýnda yapýlan suni ayrýþýma benzer bir oyunun gerçekleþmesine, Ýran da zemin oluþturmakta.
Türkiye ile Ýran arasýndaki iliþkilerin iyi olmasýndan, bu coðrafya elbette ki kazanýrdý. Lakin Ýran’ýn mezhepçi tutumu ve Türkiye aleyhinde yayýnlarý, maalesef samimiyet testinde Ýran adýna olumlu sonuç vermemektedir.
En zor günlerinde kendisine desteðini eksik etmeyen Türkiye Devleti’nin ilkeleri hep aynýdýr. Dürüsttür, ahlaklýdýr ve “dost” dediðine hiç sýrtýný dönmedi. Buna, Ýran bizzat tanýklýk etti.
Konjonktürel olarak mevcut durum, Rusya ile Türkiye arasýndaki halen devam eden gerginlik, Suriye’deki mevcut savaþ ortamý, ABD’nin Orta Doðu ile ilgili ne yapmak istediðini anlamakta zorlandýðýmýz reel tutumdan, Ýran kendince yeni hamleler üretebilir. Lakin bu Ýran’ýn, hiç bir zaman Ýslam coðrafyasýnda fener rolünü yapamayacaðý gerçeðini ortadan kaldýramaz.
Ayrýca Ýran, Türkiye içerisinde mezhepçi projelerini üretirken, Suriye’de Türkiye düþmaný PKK ve türü terör örgütlerini desteklerken, Türkiye’nin Ýran içerisindeki 35 milyon akrabasýnýn olduðunu unutmamasý gerekiyor. Umarým bu hakikatin, Ýran için bir anlamý vardýr...