Ýran; kendine yönelik uzun yýllardýr karþýlaþtýðý ambargolarla, ABD’nin baþýný çektiði dayatmalar sonucunda, ciddi sosyolojik sorunlarla karþý karþýya kaldý.
Rejimin yönetim þekli ve dayatýlan hayat tarzý ve þartlarý, buna alttan alttan itiraz edenleri pekiþtirdi. Ýslam devrimi ile birlikte toplumdaki zoraki dayatmalar, aksi reaksiyonlarý da devreye soktu. Buna basýndan fazla ses çýkarýlmasa da, giderek rejimin dayatmalarý insanlarda itiraz kültürünü daha da geliþtirdi. Ülkeden gidenlerin çoðunun muhacereti, rejim baskýsý ve dayatmalara karþý itiraz olarak yorumladý.
Lakin Ýran bu itirazlar arttýkça baskýlarý çoðalttý. Ýtirazlara kulak verme yerine idamlarý, tutuklamalarý ve istihbarat yöntemlerini önemsedi.
Ülkede farklý etnik kimliklerin olduðu malumdur. Özellikle Türklerle ilgili Ýran yönetimi uzun yýllardýr insanlarýn istek ve arzularýna, hapishanelerdeki zalim tutumla cevap verdi. Ýran’ýn Azerbaycan eyaletine ait birçok þehir, Azerbaycan eyaleti bölgesinden alýndý. Kendi anayasasýndaki kurallarýna göre her bir halkýn kendi dilinde okuma yazma haklarý sadece göstermelik olarak anayasa sayfalarýnda kaldý.
Tebriz, Erdebil ve Urmiye gibi kadim Türk yurtlarýnda yaþayan, milli kimlik konusunda hassas aktivistler, ciddi baskýlara maruz kaldý! Bir kaç gün önce, sadece Babek kalesine yürüyüþ nedeniyle insanlar hapsedildi.
Kendi dilinde resmen okuma yazma hakkýnýn verileceðinin sözü verilse de halen bu konuda adýmlar atýlmadý. Tam tersi Türklerin varlýðý Ýran’ý, Türkiye ve Azerbaycan’a hep oyun içinde oyun kurmaya itti. Bakýn bir kaç gün önce Azerbaycan’da elektrikler kesildi, çünkü elektrik istasyonunda yangýn söz konusu oldu. Bu olayýn Azerbaycan’da “afet” ihtimalinden daha fazla “Ýran yaptý” ihtimali hâkim oldu. Oysa devletin resmi kaynaklarýnýn belirttiði gibi “ihmal üzerine ortaya çýkan bir sorun” idi! Sözüm o ki; Ýran kendisi ile ilgili bakýþ açýsýný giderek daha fazla olumsuz etkiledi. Suriye’de katil birine verdiði destekle, bölgenin huzurunun bozulmasýna hizmet etti. Þu an ki içerisinde bulunduðu durumun esas nedenlerinden biri kendi halklarýnýn talep ve itirazlarý ile yüzleþemeyen siyasi bakýþ açýsýna sahip olmasýdýr. Ülkedeki ekonomik sosyal durumun giderek olumsuz yönde derinleþmesi, elektrik ve su gibi sýradan meselelerine çözüm bulamamasý, ahalisini “itirazlara ittiði” kesindir. Ýþin vahim tarafý bu gerçek durum; Ýsrail ve ABD gibi Ýran üzerine þu anda kendi hesaplarý olan taraflarý, durumu kullanma hevesini fiili adýmlara dönüþtürebildi. ABD Ýran’daki rejim deðiþikliðini arzu ediyor. Netanyahu’nun, “Ýran halký ile sorunumuz yok, sorunumuz Ýran rejimidir” demesi, Ýsrail’in Ýran’a yönelik hamlelerini de ortaya çýkarmýþ oldu. Ýran; Sovyetler Birliði’nin son yýllardaki hatalarýndan vazgeçemezse, siyasi deðiþim potansiyelini ortadan kaldýramayacak. Türkiye ve Azerbaycan’a bakýþ açýsýnda “masada otururken farklý, kalkarken farklý yöntem” geleneði Ýran’ý hep güvensiz komþu boyutuna sürükledi. Ýsrail, “Ýran’ýn bu tutumunu, bölgede kendi lehine nasýl dönüþtürebilir” sorusuna hep cevap aradý! Ýran; Ermenistan’la ortak yol yürürken, Ýsrail ise “Ermenistan konulu meselelerde, Türkiye ve Azerbaycan’ý göz ardý etmedi.” Oysa Ýsrail’in, Türkiye’ye bakýþ açýsý da herkesçe bellidir. Lakin Ýsrail; Ýran’ýn pozisyonuna, farklý bir durum sergilemekle, esasýnda bölgesel birlikteliklerde hasar oluþturabildi.
“Devlet olmak”, devlet gibi davranýþ biçimi talep eder. Bu ise insana verdiði veya veremediði deðer ile alakalý bir ölçüdür. Ýran’ýn en büyük sorunu, bu notta saklý!