Ýran’la uzlaþma

2008’den beri Uluslararasý Atom Enerjisi Kurumu, yaklaþýk bir buçuk yýldýr da 5+1 ülkeleri (BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi olan ABD, Rusya, Çin, Fransa, Birleþik Krallýk ile Almanya) ile Ýran arasýnda süren müzakerelerde son dönemece girildi.

Son derece zorlu geçen görüþmelerin sonunda haziran ayýnda nihai bir anlaþmaya imza atýlmasý konusunda anlaþmaya varýldý, bu arada Ýran nükleer çalýþmalarýný enerji saðlamaya yönelik seviyede tutmayý garanti ederken Batýlý ülkeler de ambargonun kaldýrýlacaðýný bildirdi. Dolayýsýyla nükleer silah üretip üretmeyeceði bilinemeyen Ýran, önce bu bilinmezlik üzerinden cezalandýrýldý, sonra yine bu bilinmezlik üzerinden ödüllendirildi.

Söz konusu sürecin nükleer silah üretme riskiyle olan iliþkisi önemli. Ancak müzakerelerin tek baþlýðýnýn bu konu olduðunu söylemek zor. Esas mesele, büyük ölçüde Ýran’ýn siyaseten Rusya, ekonomik olarak Çin ve Avrupa ülkelerinden bazýlarýyla olan iliþkilerini yeniden düzenlemeye yönelikti.  Kabaca belirtmek gerekirse, süreç daha çok Ýran’ýn Avrupa baðýný gevþetmek ve hattýn içine ABD’nin de dahil olmasýný saðlama; Ýran’ý siyaseten Rusya’ya ekonomik olarak da Çin’e muhtaç hale gelmekten kurtarma amacý taþýyor gibiydi.

Bugün uzlaþma saðlandýðýna göre, amaçlarýn bir kýsmýna ulaþýlmýþ denebilir.

Karþýlýklý beklentiler

Ýran’ýn yeniden ve bu kez ABD’nin gözetiminde “Batý” ile yakýnlaþmasý, ambargolarýn kaldýrýlmasý karþýlýðýnda “Batý” lehine bazý uygulamalar yapacaðý anlamýna gelir. Ayrýntýlarý bölgeden bölgeye deðiþse bile, genel olarak Ýran’ýn radikal Ýslami örgüt ve yapýlara karþý verilen mücadelede edindiði yeri, “Batý” ile paylaþma garantisi verdiði tahmin edilebilir. Diðer bir ifadeyle Þii ekseni çerçevesinde Ýran, kazandýðý cepheleri “batý” ile iþbirliði içinde yeniden yapýlanmalarý için zorlayacak.

Eðer pazarlýklar bu zemin üzerinden yapýldýysa, Ýran’ýn ayný zamanda ABD-Rusya iliþkilerinin çatýþmasýz bir dengede yürümesini garanti eden ülke durumunda olmasý kaçýnýlmaz olur. Ayrýca ekonomik olarak desteklenme garantisiyle Irak ve Yemen baþta olmak üzere bir dizi yerdeki agresif siyasetinin dozunu da düþürmesi beklenir.

Uzlaþma konularý arasýnda bu minvalde baþlýklar varsa, Çin’in kendisine yeni müttefikler aramak durumunda kalacaðý da söylenebilir. Dolayýsýyla Obama ABD’sinin “Avrupa’yý kendisine entegre, Rusya’yý ortak, Çin’i ise rakip” belleyen siyaseti açýsýndan Ýran’ýn kazanýlmasý yaþamsal önemde bir baþarý olarak kabul edilebilir. 

Ýran halkýnýn sevinçle kutlamalar yapýldýðýna bakýlýrsa, Batý’dan kopmuþ bir Ýran artýk istenmiyor; ayrýca halk nükleer silah sahibi olmaya da meraklý deðil. Ancak öte yandan Ýsrail ve Suudi Arabistan’ýn üzüntü içinde olduklarý görülüyor. Ýran’ýn nükleer silah üretmekten men edilmesi bu iki ülkeyi sevindirmeliydi; ne de olsa nükleer tehlike altýnda olmayacaklar.

Ancak üzüntülerinin önemli bir nedeni var. O da taraflar arasýnda kaleme alýnacak nihai anlaþmanýn bir uluslararasý nükleer silah edinmeme-bulundurmama anlaþmasý þeklinde olacak olmasý. Yani Ýran’da nükleer silah olmayacaksa, BM’nin 5 daimi üyesi dýþýndaki hiçbir baþka ülkede de olamayacak.

Ayrýca Ýran’ýn ekonomik olarak güçlenmesi söz konusu olur diye de bir telaþ olduðu anlaþýlýyor. Ekonomisi iyiye giden bir Ýran’ýn bölge siyasetinin normalleþmesi, daha az agresif olmasý beklenir. Bu da Suudi Arabistan ve Ýsrail üzerinde “normalleþme” baskýsý yaratýr. Ortam, birini Filistin konusunda adým atmaya zorlar; diðerinin de “örgütler üzerinden” siyaset yapmasýný daha az meþru hale getirir.

Umalým ki Haziran’a kadar anlaþmayý kadük kýlacak bir olumsuzluk yaþanmasýn.