Irkçı olmakla gurur duyuyorlar

Bundan 18 sene evvel bir gün internette gezinirken “The Spotlight - America’s Last Real Newspaper” (Spot Işığı - Amerika’nın Son Gerçek Gazetesi) diye bir haber sitesi keşfetmiştim.

Sitede çok ilginç haberler vardı.

En ilginci: 1950’li ve 1960’lı yıllarda Yemen’den işgal altındaki Filistin topraklarına göçler sırasında, Yemenli Yahudi ailelerin hastalanan çocukları, İsrailli görevliler tarafından hastanelere kaldırılmak üzere ailelerinden alınmış, daha sonra bunların pek çoğu için sahte ölüm raporları düzenlenmişti. Ailelerine öldüğü bildirilen bu çocuklar, gerçekte, ‘medenî bir şekilde yetişsinler’ -yani Yemenli Yahudiler gibi yabani (!) olmasınlar- diye Aşkenaz (Doğu Avrupa Yahudisi) ailelere evlatlık verilmişlerdi. Onyıllar boyunca gizli kalan ayrımcı uygulamanın ortaya çıkması üzerine Yemenli Yahudiler protesto gösterilerine başladılar...

Bu dehşet verici haberin dünyayı ayağa kaldırmış olması gerektiğini düşünerek, ABD ve Avrupa gazetelerindeki ilgili haberlere bakayım dedim; ama hiçbirinde tek satır bile yoktu bu skandal hakkında.

***

İsrail’deki ayrımcılığın ve ırkçılığın üstünü örtme çabaları sürüyor.

The New York Times gazetesinin, internet sitesinde yayınlamak üzere ABD’li gazeteci Max Rosenthal’a sipariş ettiği bir belgeseli, herhalde İsrail’i Amerikan ve dünya kamuoyu nezdinde güç durumda bırakabileceğini düşünerek, yayınlamadan rafa kaldırdı.

Konu, İsrail’deki Afrikalı göçmenler.

Rosenthal’ın İsrailli gazeteci David Sheen’le beraber hazırladığı belgeselin adı, The New York Times yöneticilerinin tüylerini diken diklen etmeye yetmiş olmalı: “İsrael’s New Racism: The Persecution Of African Migrants In The Holy Land”.

Türkçesi: “İsrail’in Yeni Irkçılığı: Afrikalı Göçmenler’in Mukaddes Ülke’de Maruz Kaldığı Zulüm”.

Belgeselde, Yahudi olmayan Afrikalı göçmenler aleyhinde düzenlenen gösterilerden, ırkçı hahamların ‘Afrikalı göçmenleri boykot’ konulu toplantılarından, ‘İsrail başka ülkelere benzemez, biz bir Yahudi devletiyiz, Yahudi olmayan nüfus istemeyiz’ diyen meşhur bir siyasetçinin konuşmalarından kesitler var.

Bir protesto gösterisinde histerik bir kadın bağırıyor: “Evet ırkçıyız ve ırkçılığımızla gurur duyuyoruz.” Etrafındakiler onu müthiş bir tezahüratla destekliyorlar...

Göstericilere “Bu yaptığınız ayıp!” diyen bir kadıncağızın üstüne yürünüyor; “Kocan Sudanlı filan mı? Hadi itiraf et, pis bir zenciyle evlisin, değil mi? Defol, Sudan’a git!” gibi laflar ediliyor...

“Pis zenci” diyorlar, evet.

Ku Klux Klan İsrail.

Sadece kukuletaları eksik.

***

Bir grup marjinal mı?

Değil işte.

İsrail hükümetlerinde yıllarca iktidar ortağı olarak yer alan -eğitim bakanlığına bile vaziyet eden- Şas Partisi, “Araplar böcektir, onları ezmeliyiz” diyen Haham Ovadya Yosef’in izinde.

Geçenlerde ölen Ovadya Yosef, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan da iltifat görürdü.

Nitekim Netanyahu, tıpkı selefleri gibi, Gazze ve Batı Şeria ahalisini tam da Ovadya Yosef’in dediği gibi gördüğünü, “Bunlar böcektir, ezelim” şiarıyla hareket ettiğini defaatle ortaya koydu.

Sorun bir sistem sorunu: Irkçılık, Siyonist İşgal Rejimi İsrail’in özünde var.

Mazlum Yahudi’nin bittiği yerdir İsrail.

Amerikalı Yahudi aktris Roseanne Barr diyor ki: “İsrail bir Nazi devleti... İsrail’de Yahudi ruhuna işkence edilmiştir...”

***

İsrail’deki “yeni tarihçiler” akımının öncülerinden Moşe Zimmermann’a da kulak verelim: “İşgal altındaki topraklarda hizmet etmek üzere gönüllü giden askerler, kahramanlar olarak görülüyor, halbuki gerçekte bu gönüllülük, SS’de görev yapmak için gönüllü yazılan Almanlarınkiyle kıyas edilebilir. (...) Yahudi halkının büyük bir kesimi var ki, ben bu kesimi tereddütsüz Alman nazilerin bir kopyası olarak tarif ediyorum. Halil kenti Yahudi yerleşim birimlerinde oturanların çocuklarına bakın, onlar tıpatıp Hitler gençliğine benziyorlar. Çocukluklarından itibaren onların kafaları her Arab’ın kötü olduğu ve Yahudi olmayan herkesin bize karşı olduğu fikriyle dolduruluyor. Rehevan Ze’evi, bütün Filistinliler’in işgal topraklarından sürülmesini istiyor. Nazi Partisi’nin resmi programı da işte bu idi: Alman Yahudileri’ni sürmek...” (Kaynak: İSRAİL: MİTLER VE TERÖR, Roger Garaudy)