Eskiden ne söylediði merakla izlenirdi. Artýk merak uyandýrmýyor.
Þimdi sadece nerede kaldýðýný öðrenmek için okuyoruz.
Nerede kaldý?
Niçin intibak edemiyor?
Ýntibaksýzlýðýnýn oluþturduðu havayý daðýtmak için arada sýrada ironiye baþvuruyor, meselenin “hem içindeymiþ, hem dýþýndaymýþ gibi” yapýp “kafa karýþýklýðý” yaratýyor ama tartýþtýðý meselenin hiçbir yerinde deðil. Çünkü “yukarýlardan bir yerlerden” bakýyor. Bunu göstermeye çalýþýyor.
Bunu göstermek istediði için de, yeni bir þey söylemiyor. Eskinin tekrarýna dayalý sözleri tüketip duruyor.
En yeni yaklaþýmý, 15 Temmuz’a getirdiði farklý bakýþ açýsý...
Darbenin arkasýnda bit yeniði arýyor. “Bu kadar acemice darbe” filan gibi laflar ediyor ve bizden de kuþku duymamýzý bekliyor.
En azýndan ortaya koyduðu farký görmemizi istiyor.
Görüyoruz elbette... “15 Temmuz kurgudur” diyen Fetullah Gülen’le, “bu kadar acemice darbe” demeye getiren Murat Belge arasýndaki yaklaþým (!) farkýný görüyoruz.
Dolayýsýyla, söylenenlerin ayný kapýya çýktýðýný da görüyoruz.
Darbenin arkasýnda bit yeniði arayan ve bulan (!) kronik ironik Murat Belge, siyasi iktidarýn referandum sonrasý tasavvuruna iliþkin de farklý þeyler söylüyor.
Okuyalým: “Referandum olup bittikten sonra (nasýl olsa ezici bir ‘evet’le sonuçlanacaðýný biliyoruz)‘hayýr’ diyerek suç iþleyenleri toparlamak iyi olur. Referandumdan sonra ‘hýzlandýrýlmýþ cezaevi’ programýný devreye sokmalý... ‘Referandumda hayýr diyerek vataný bölmeye teþebbüs ettiðini itiraf etmiþtir’türünden cümleler yazýlacak demektir, yeni iddianamelerde. Yüzde on beþ, on altý oranlarýnda oy almýþ bir partiye bu þekilde davrandýktan sonra, yüzde diyelim kýrk dokuz oy almýþ ‘hayýr’cýlara da ayný muamele çekilebilir. Ýktidar, kendisiyle ayný inançlarý, ayný görüþleri paylaþmayan insanlarýn serbest bir þekilde sokaklarda dolaþmasýndan hoþnut deðil. Gerçekten ‘özgür’bir Türkiye kurulmasý için bu insanlardan bir þekilde kurtulmanýn yolunu bulmak gerekiyor. ‘Toplama kamplarý’nda toplamak bunun bir yolu olabilir. Tabii baþka yollar da bulunabilir.”
Murat Belge, bazý siyasilerin, “Referandumda hayýr diyenler suç iþlemiþ sayýlacaktýr” dediðini varsayýyor.
Bunun üzerine kurguladýðý bir fanteziyi aktarýyor: “Toplama kamplarý.”
Ýroni yaptýðýný zannediyor ama gülünç duruma düþtüðünün farkýnda bile deðil.
Hangi siyasi böyle bir beyanda bulundu? Hatýrlamýyorum.
Murat Belge hatýrlýyorsa söylesin.
Benim hatýrladýðým þu: Bazý siyasiler, arada sýrada, “hayýr” cephesinde kimlerin yer aldýðýný sýralýyor: Uzunca bir terör örgütü listesi ve bazý meþru siyasi yapýlar.
Bunlar “hayýr” oyunda birleþiyorlar.
Daha doðrusu, siyasi iktidara karþý, ayný cephede savaþýyorlar.
Bunu dillendirmek niçin ayýp ya da yanlýþ olsun?
DEAÞ’ý, FETÖ’sü, PKK’sý, CHP’si, HDP’si, liberali, sosyalisti, ulusalcýsý, bir kýsým dindarý “hayýr” cephesinde buluþmadýlar mý? Anayasa deðiþikliðinin gerçekleþmemesi için ortak hareket etmiyorlar mý? Ortak hareketlerine “dýþ dünyadan” (mesela AB ülkelerinden) paydaþlar ve yandaþlar bulmadýlar mý?
Bir varsayým üzerine fantezi kurgulayan ve “toplama kamplarý” diyecek kadar elini bol tutan Murat Belge, varsayým olamayacak kadar açýk beyanlar karþýsýnda niçin susuyor? Niçin oralara hiç girmiyor?
Mesela Kemal Kýlýçdaroðlu, “Evet’çiler vatana ihanet suçu iþliyor” demiþti.
Belge, bu beyanatýn da, en az öncekiler kadar “tehlikeli” olduðunu düþünüyor mu?
Düþünmüyorsa, düþünsün...
Bu ülkeyi “toplama kamplarý” gerçekliðiyle tanýþtýran parti CHP’dir.
Böyle þeyler yaptýlar çünkü. Vatana gevþek baðlarla baðlý olduklarýný düþündükleri azýnlýklarý “toplama kamplarý”nda tecziye ettiler.
Bu tecziye yöntemine niçin yeniden baþvurmasýnlar!
Ýktidarýný bildiðimiz bu partinin nerede duracaðýný, cezalandýrmayý nerelere vardýracaðýný bilmiyoruz çünkü ve þerlerinden emin olamýyoruz!