İş kazalarına dur denecek!

İş kazalarından kaynaklanan sıkıntıların çözümü için sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu dün yeni iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemeleri açıkladı.

Bu hafta Meclise sunulması beklenen iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yeni düzenlemeler ise önemli üç aşamadan geçecek. Buna göre öncelikle zihniyet değişecek, süreç yönetilecek ve yasal düzenlemeler yapılacak. Ülkemizde iş kazalarının en önemli nedeninin çalışan-işveren ve kurumların eğitim eksikliği olduğu değerlendirildiğinde başta eğitim ve bilinçlendirme olmak üzere yapılacak çalışmalarla ciddi bir farkındalık oluşturulması gerekmektedir. Yeni düzenlemenin esasları ise aşağıdaki konularda düzenlemeler getirilecek.

1- Çok tehlikeli işlerde çalışan 2 milyon 700 bin çalışana mesleki yeterlilik belgesi alması gerekecek,

2- Meslek okullarında ve üniversitelerde zorunlu iş sağlığı ve iş güvenliği dersi getirilecek,

3- Yapı denetim firmalarına iş sağlığı ve güvenliği konusunda sorumluluk getirilecek,

4- İnşaatlarda şantiye şeflerine iş güvenliği uzmanı olma zorunluğu getirilmesi, Sertifika sahibi olmayanlar şantiye şefi olamayacak,

5-Yaptırımlarda ödül, ceza dengesi gelecek. İş kazası olmayan iş yerleri ödüllendirilecek. İş kazası olan yerlere ceza getirilmesi, 3 yıl iş kazası olmayan yere kesilen işsizlik sigortası primi yüzde 2 yerine yüzde 1 olması, başka iş yerinde ölümlü iş kazası meydana gelirse aynı prim yüzde 3 olarak tahsil edilecek,

6-İdari para cezalarında ciddi artışlar getirilecek,

7-Standartlara uygun kişisel koruyucu donanım sağlamayana idari para cezası uygulanacak,

8-Kamuda rödovans olacak ama bütünüyle başka işverene devredilemeyecek. Özel sektörde rödovans olmaması, rödovans sözleşmelerinin 15 yıldan az olmayacak şekilde yapılacak,

9-İnisiyatife bırakılmadan işin durdurulması söz konusu olacak, (örneğin madende en az 2 odanın yer üstü bağlantısı sağlanmazsa iş durdurulacak),

İşveren ölümlü iş kazasında kusurlu bulunursa ceza kanununda yer alan cezaya ilaven 2 yıl kamu ihalelerinden men edilecek,

10-Yeraltı maden işlerinde çalışanların kaydı için bir çip sistemi kurulacak. Madencilerin sürekli bir elektro ciple dolaşması gerekecek,

11- Madenler iki yoldan yer üstüne bağlanması şartı aranacak,

12-Yeraltı çalışmalarında hazırlanan planların 3 boyutlu olması zorunlu hale getirilmesi gerekecek,

13-Maden ve inşaat sektöründe iş sağlığı teftişleri görüntülü ve fotoğraflı olacak. Müfettişlerin bizzat görüntülemesi söz konusu olacak,

14-Maden çalışmalarında her aşama elektronik ortamda kaydedilecek. Bilgiler bilgisayara işlenecek. Aynı anda Enerji Bakanlığı’nda bilgiler geçilmesi, an be an durumun takip edebilecek,

15-Yılda 1 olan acil durum plan ve tatbikatlarının 6 ayda bir yapılacak. Tatbikat yapılıp bildirimle yetinilmeyecek. Sadece madenlerdeki şikayetleri değerlendirmek için ayrı bir hat kurulacak,

16-Sadece madenlerdeki şikayetleri değerlendirmek üzere Alo 170’e ek bir hat kurulacak, Maden şirketleri bir geçiş sürecinde olacağından, madencilere yaşam sigortası yaptırılacak, Maden sahalarının denetimi, faaliyetlerinin düzenlenmesi akredite bağımsız kurtuluşlar tarafından yapılacak, Küçük işletmelerin birleşmesini teşvik edip ve havza madenciliğinin genişlemesine yönelik çalışmalar yapılacak, Ruhsat harçlarını maden türü ve büyüklüğüne göre yeniden değerlendirilecek.

İş güvenliğinde öneriler

Başbakanımız sayın Ahmet Davutoğlu’nun İş Güvenliği Eylem Planına küçük de olsa bir katkıda bulunmak istiyoruz. Buna göre;

1- İş Sağlığı ve Güvenliği Üst Kurulu kurularak mevzuat, denetim, uygulamalar ve iş kazalarıyla mücadelede önemli bir kazanım sağlanmalıdır. Hem kamu, hem özel sektör ve uygulamacılar, hem de akademisyenlerden seçilecek üyelerle oluşturulacak İş Sağlığı ve Güvenliği Üst Kurulu tamamen bağımsız olarak mevzuatı ve kuralları düzenleyeceği gibi, etkin bir denetim standardı da sağlayacaktır. Özellikle piyasa deneyimi ve akademik birikimlerin de katkısı ile iş kazası ve meslek hastalıklarıyla mücadelede etkin bir ortam oluşturulabilecektir.

İş güvenliği uzmanlarının eğitiminde farklı metotlar geliştirilmeli, zorunlu olarak farklı sektörlerde asgari bir yıllık stajlar eklenmelidir. Mevcut 220 saatlik bir eğitimden geçerek iş güvenliği uzmanı olanların maalesef uygulamada yetersiz kaldıkları görülmektedir. Müfredatın yeniden gözden geçirilerek uygulamanın artması gerekmektedir.

Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan A-B-C sınıfı iş güvenliği uzmanı ayrımı derhal kaldırılmalı ve sektörel iş güvenliği uzmanlığı getirilmelidir. Mevcut durumda sektörel tecrübeye bakılmadan SGK’ya ödenmiş prim günlerine bakılarak bir sınav yapıldı. Bir sınavla bu sertifikaların dağıtılması sağlandı. Bu piyasadaki A ve B sınıfı ihtiyacını karşıladı fakat ciddi bir tecrübe açığını ortaya çıkardı. Öyle ki, bazı A grubu uzmanlar C grubu uzmanların gözetiminde ve refakatinde işi öğrenmeye başladı. Bakanlık burada yaptığımız uyarıları ciddiye almayarak önemli bir soruna sebebiyet verdi. Bunun yerine eğitim aldıkları alanlarda hizmet verilebilmesi sağlanmalıydı. Örneğin maden işletmelerinde sadece maden mühendislerinin hizmet vermesi sağlanabilir. Ayrıca aynı iş güvenliği uzmanının hizmet vermesi yerine işverenlere farklı uzmanlardan hizmet alma imkanı sağlanmalıdır. Örneğin 50 saat iş güvenliği uzmanı çalıştıracak bir işveren, 20 saat makine mühendisi, 20 saat endüstri mühendisi ve 10 saat elektrik mühendisi belgesi olan uzmanlardan hizmet edebilmelidir.

İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin uzaktan (e-learning) verilmesine olanak sağlanmalıdır. Türkiye çapında ve çok sayıda çalışanı olan bankalar, sigorta şirketleri, marketler gibi az tehlikeli işkolundaki firmalarda sınıf eğitimi olanaksız hale gelmektedir. İş güvenliği uzmanları için uzaktan eğitime müsaade edilirken, işçilere uzaktan eğitime izin verilmemesinin bilimsel bir dayanağı da bulunmamaktadır.

İş güvenliği uzmanları ve iş yeri hekimleri için bakanlık tarafından rehber niteliğinde acil durum planları, risk analizleri, iş güvenliği eğitimleri gibi dokümanlar hazırlanmalıdır. AB ülkelerinde olduğu sektörlere özgü rehberler hazırlanmalı ve müfettişler de denetimlerde bunu baz almalıdırlar.

İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin çalışma süresi tamamen çalışan sayısına bağlı kalmamalıdır. Örneğin 50 kişinin çalıştığı bir şantiyede iş güvenliği uzmanının hizmet süresi ayda 10 saattir. Bu sürede inşaatta yeterli ve sağlıklı iş güvenliği hizmeti sunulamamaktadır. Örneğin bu tarz işletmelerde (şantiye büyüklüğüne göre, çalışan sayısı dikkate alınmadan) asgari bir süre (haftada bir gün) konulmalıdır. Örneğin inşaat-maden-madeni eşya ve metal sektörü gibi en çok iş kazası yaşanan yerlerde en azından kişi sayısından bağımsız ve normal kişi sayısına bağlı süreye ilave olarak haftada bir gün olmak üzere iş güvenliği uzmanı çalıştırılmalıdır.

İş güvenliği profesyonellerinden 10 yılı doldurmuş olanların da İş Müfettişi olmasının sağlanması halinde hem piyasa deneyimi teftiş kuruluna girmiş olacak ve hem de farklı bakış açılarıyla sorunların çözümüne katkı sunulabilecektir.

İSG hizmetleri yönetmeliğinin 12. maddesinin 8. bendinde yer alan OSGB malzeme listeleri azaltılmalıdır. Çünkü OSGB’ler firmalara giderek hizmet vermekte ve kurulum için gerekli olan teknik ekipmanlar kullanılmamaktadır. Ortalama 8.500 TL’ye mal olan tıbbi malzemeler asla kullanılmamakta ve ülkemiz tıbbi malzeme mezarlığına dönmüş bulunmaktadır.

İSG hizmetleri yönetmeliğinin 13. maddesinde “OSGB’ler, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin tamamını veya bir kısmını başka bir kişi veya kuruma devredemezler” hükmü vardır. Bu hüküm OSGB’ler arasında işbirliği ve sinerjinin önünü kapatmaktadır. Bu düzenleme ile farklı illerde kurulu OSGB’lerin bir firmanın farklı illerindeki işyerlerine hizmet vermesini engellemektedir. Bu hüküm kaldırılsa hem OSGB’ler arasındaki işbirliği ve hizmet kalitesi artar, buna karşılık kazalar azalır ve hem de OSGB maliyetleri düşer, ülkemiz de OSGB mezarlığına dönmez. Bu bent yüzünden yüzbinlerce lira vergi ödeyen, onlarca personel çalıştıran OSGB’ler haksız ve hukuksuz olarak kapatılmaktadır. Bakanlığın keyfi ve hukuki dayanaktan yoksun tutumu firmaları ve OSGB’leri mağdur etmektedir.

İş müfettişleri işverene ceza yazmak yerine rehberlik yapmalıdır. Eksiklik üzerine değil güvenlik kültürü ve davranış odaklı denetime geçilmelidir. Bütün dünyada denetimler, güvenlik kültürü ve davranış odaklı olarak yapılmaktadır. Özellikle ÇSGB bünyesindeki deneyimli müfettiş ve iş sağlığı güvenliği uzmanlarının bu birikimlerini sahada değerlendirmeleri ve proje çalışmaları kapsamında işletmelere rehberlik yapmalarında yarar vardır.