Terör örgütlerinin bazýlarýnýn tek varlýk nedeni, devletleri sevk ve idare etmektir. Yaptýklarý eylemlerle, zarar gören ya da tehdit altýnda olduðunu algýlayan devletlerin uygulamakta olduklarý bir politikadan vazgeçmelerini ya da gündemlerinde olmayan bir politikayý devreye sokmalarýný saðlamaya çalýþýrlar.
IÞÝD, teorideki tanýmlara tam olarak uyan bir örnek. Saldýrýlarý ve vahþi infazlarýyla ilk olarak Dünyanýn Afganistan ve Pakistan’la birlikte El-Kaide’yi unutmasýný saðladý. Yani beterin beteri olabileceðini gösterdi; Radikal Ýslami terörle mücadele edecek güçlerin El-Kaide’yi býrakýp baþkalarýyla uðraþmasý saðlandý.
Diðer bir yaptýðý ise Suriye’de “halk hareketi” yoluyla Esad’ýn devrilmesi halinde iktidarýn “beterin beterinin” eline geçme ihtimalini ortaya koymasý oldu. Bu ihtimal karþýsýnda Esad rejiminin desteklenmesinin tercih edileceði düþünülmüþ olabilir. Ancak “Batýlý” güçler IÞÝD karþýsýnda bile Esad’ý desteklemediler. Bunun üzerine IÞÝD, Suriye’nin bölünmesine yol açacak bir eylem planýný devreye soktu; bu bölünmeyi tetikleyecek en önemli hedef olarak da Suriye Kürtlerini seçti.
IÞÝD’in Kürtleri hedef olarak seçerken özenle kaçýndýðý konu ise maðdur durumdaki Kürtlere Rusya’nýn, Ýran’ýn ya da Esad’ýn deðil baþkalarýnýn sahip çýkmasýný zorlamak oldu.
Yönlendirici baský
Þimdi bakalým, IÞÝD Kürtlere kimlerin sahip çýkmasýný zorluyor diye. Yakýn tarihe baktýðýmýzda Kürt siyasi hareketinin en fazla desteklendiði ülkeleri Avrupa’da bulmak mümkün. Baþta Fransa olmak üzere, Belçika, Ýtalya ve bazý kuzey Avrupa ülkelerinin geleneksel Kürt dostu olduðu bir vaka; bunu kenara koyalým.
Son bir kaç günde yaþanan eylemlere geri dönelim ve IÞÝD’in kimi nereye sevk etmeye çalýþtýðýný anlamaya çalýþalým. Kobani’yi yeniden hedefe koyduðuna göre, IÞÝD’in “Kürt sorunu” ya da Kürtleri merkeze alan bir misyonu olduðuna kuþku bulunmuyor. Yaptýðý tüm eylemlerle esasen Türkiye’yi harekete geçirmeye ve müdahale zorlayan bir örgüt söz konusu; bu da açýk. Ancak Türkiye direndi; IÞÝD’in kendisine yaptýrmak istediðini gördü ve buna razý olmadý.
IÞÝD’in Kürtleri koruma sýnavýna tabi tuttuðu Türkiye, bu arada uluslararasý bombardýmana da maruz kaldý; IÞÝD’e yardým yapmakla suçlandý. Oysa Türkiye, Kürtleri IÞÝD’den kurtarmaya deðil, bu gerekçeyle Suriye bataðýna askeri olarak çekilmeye direndi. Ancak bir kez daha Kobani’ye saldýrarak IÞÝD Türkiye’nin tercihlerini deðiþtirmeye zorladý.
Ýþbirliði olasýlýðý
Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi, ancak bir koalisyonla olur; yani uluslararasý meþruiyetini ancak böyle saðlayabilir. IÞÝD, bu konuda da ýsrarla bir adres gösteriyor. Suriye dýþýnda nerede eylem yapýyor diye baktýðýmýzda, karþýmýza Fransa dýþýnda baþka ülke çýkmýyor Fransa’da çok sayýda IÞÝD eylemi oldu, o da yetmedi Fransa’nýn “gözdelerinden” biri olan Tunus’ta da oldu.
Yap-bozu tekrar edelim. IÞÝD Türkiye’yi zorda býrakýyor, Fransa’yý tehdit ediyor. Kürtler konusunda bu iki ülkeyi farklý biçimlerde de olsa tercihe zorluyor; bir yandan da Suriye’nin bölüneceði gerçeðini teyit ediyor. IÞÝD neden ayný zamanda hem Türkiye hem de Fransa’yý zor durumda býrakýp baþka devletlerde eylem yapmýyor diye sorulduðunda ise karþýmýza tek yanýt çýkýyor. Sadece Fransa ve Türkiye Esad karþýsýnda açýk pozisyon almýþlardý.
Sonuç olarak IÞÝD Türkiye ve Fransa’yý ortak bir müdahaleye zorluyor. Muhtemelen Suriye’de saðý solu bombalayan bir ABD olduðuna göre bu tür bir koalisyonun NATO þemsiyesinde olma olasýlýðý yüksek. Dolayýsýyla Türkiye müdahale edecekse, bunu hangi çerçevede yapacaðý belli. AB konusunda pazarlýk için en uygun zaman.....