-Öfkeden oy çýkarmak:
“Kestirmeden söyleyeyim” diyor adam. “10 Ekim’deki ‘kanlý Cumartesi’nin yarattýðý öfkeyi 1 Kasým’da ‘oy’a dönüþtürmek yükümündeyiz” diyor. (Cumhuriyet, Aydýn Engin, Týrmýk 12 Ekim 2015) Bu kadar açýk, bu kadar hoyrat. “Bir tek okurun aklýný çelebilirse.... Týrmýk iþe yaramýþ olacak” diyor. Ölümü böylesine araçsallaþtýrmaktan utanmayarak...
Demirtaþ da hemen ertesi gün, ölülerin anýldýðý meydanda 1 Kasým için oy çaðrýsý yapmýþtý.
Acýlarýn böylesine araçsallaþtýrýldýðý bir baþka ideolojik zemin bulunur mu bilmem. Ama bizde þimdilerde “Erdoðan karþýtlýðý” etnik - mezhebi sol örgütlenme ile bir çok farklý odaðý ayný çuvalýn içine sokabiliyor.
Mesela bakýyorum, vahþete yorum yaparken Cumhuriyet gazetesi ile Zaman atbaþý gidiyor. Bu, acayip bir fesat denklemi.
Ben bu çizgide, ölümler karþýsýnda zerre miktarý bir samimi hüzün göremiyorum. Sýfýr.
Ölümler o kesim için, sadece ürettiði öfke ve seçimlerde sandýða gireceði oy itibariyle anlam taþýyor. O yüzden de bu eylem, IÞÝD veya baþka bir örgüt kim tarafýndan yapýlmýþ olursa olsun, adeta bir seçim kampanyasýna dönüþüyor.
-Hayret!
Halay ile patlama anýna iliþkin videoyu izlemiþsinizdir. Hayret, nasýl bir senkron var “Bu meydan kanlý meydan” nakaratý ile bombacýnýn pimi çekmesi arasýnda? Hayret!
-Bahçeli fenomeni:
Memleket “Fuatavni” vb. gibi fenomenden geçilmiyor ya, þu sýralar en medyatik fenomenin Devlet Bahçeli olduðunda kuþku yok. Hükümet arayýþlarý sýrasýndaki “Hayýr”larý üzerinde pek bir þey yazmamýþtým. Ama Cumartesi günü yaþanan korkunç terör hadisesi karþýsýnda Baþbakan’ýn, ardýndan Kýlýçdaroðlu’nun “Görüþme çaðrýsý”na yine “Hayýr” dedi ya, bu artýk, onun siyasi duruþunu masaya yatýrma gereðini gündemimize oturtuyor. Hani kimi insanlarýmýz haklý - haksýz þöyle bir akýl yürütüyor: “Devlet bey, devleti çok düþünür. Bunun için fedakarlýk yapmaktan kaçýnmaz. Bu, deðiþik olaylardaki tavrýyla müsellemdir. Devlet Bey için siyasi istikrar önemli. Oysa oylarýn parçalanmýþlýðý ve Meclis’e dört partinin girmesi tek baþýna iktidarý önlüyor, dolayýsýyla siyasi istikrara mani oluyor. Belki de memleket istikrarý adýna MHP’nin baraj altýnda kalmasýný ve tek baþýna iktidar çýkaracak bir sonucun Meclis’e yansýmasýný düþünüyordur. Toplum beklentilerini dýþlayan tavýrlarýn baþka izahý olamaz. Devlet Bahçeli, terörle mücadele konusunda devletle iþbirliði yapmayacaksa ne zaman yapacak?”
-Terör örgütünün çatýþmasýzlýk kararý:
KCK adýna seçimler öncesinde böyle bir karar açýklandý. “Bu süreçte planlý eylemler yapmaktan uzak duracaðýný, mevcut konumunu koruma dýþýnda bir hareketlilik içinde olmayacaðý” belirtildi. KCK Eþbaþkaný Bese Hozat bu kararýn açýklanmasýndan önce “HDP’nin zaferine katký sunmak için örgütün tarihi bir tutum takýnacaðýný” söylemiþti. KCK Yürütme Konseyi Eþbaþkaný Cemil Bayýk da, “Seçimlerde bugüne kadar HDP’ye destek destek verdik, bundan böyle de destek vereceðiz” dedi.
Bu kararýn iki gerekçesi var: Bir, örgüt operasyonlarda büyük zayiat verdi, toparlanmak istiyor. Ýki, örgüt terörünün HDP’ye verilen oylarda ciddi çözülmeye sebep olduðu anlaþýldý.
Peki devlet ne yapacak bu eylemsizlik kararý karþýsýnda:
Bana göre hiç dikkate alýnmayacak bu karar. Çünkü devlet, yýlanýn deliðinden bir kere - belki çok kere- sokuldu ve artýk sokulmayacak. Zaten örgüt “kazanýmlarý korumak þartýyla” rezervini koyuyor. Yani þehirlerdeki KCK yapýlanmasý ve silah yýðýnaðý korunacak, diyor. Devletin þartý “silahlarýn topraða gömülmesi ve üzerine beton dökülmesi.” Yani çözüm sürecinin olmazsa olmaz þartý. Devlet, terör Türkiye gündeminden çýkýncaya kadar bu noktadaki kararlýlýðýný sürdürmeli. Deðilse örgüt bölge halkýna yine “Biz buradayýz, seçimlerden sonra siz düþünün” tehdidini yöneltmeyi sürdürecektir.