IÞÝD kim; 2003’te El Kaide’ye baðlý olarak Irak Ýslam Devleti adýyla, iþgalci ABD ve ona baðlý Baðdat yönetimine karþý kuruldu.
Saddam kalýntýsý Baasçýlar doðal müttefikleri oldu; ardýndan özellikle Baþbakan Nuri Maliki’nin 20 Mayýs 2006’dan bu yana ‘Baassýzlaþtýrma’ politikasýný ‘Sünnisizleþtirme’ olarak uygulamasýna tepkili Sünni gruplar ve aþiretleri de bir ölçüde yanlarýna aldý.
Dýþ desteði de, Baðdat’taki istikrarsýzlýktan memnun olan Suriye’den aldý...
IÞÝD’in Baðdat yönetimine karþý eylemleri, Maliki’nin Sünnileri dýþlamasýný gölgeledi; bu yönüyle Maliki’ye “Sünni karþýtý” politikalarýný meþrulaþtýrma bahanesi üretti.
2011’de Suriye’de karýþýklýk baþlayýnca, Suriye’de Irak Þam Ýslam Devleti (IÞÝD) adýyla örgütlendi. Rejime karþý El Kaide güçlerinin yanýnda olduðu varsayýlýyordu, ancak kýsa sürede Esad rejimine karþý savaþan El Kaide dýþýndaki muhalif gruplarla çatýþmaya baþladý. Esad’ýn cezaevlerinden salýverdiði El Kaide tutuklularýnýn ve daha sonra Irak’taki ünlü Ebu Gureyb cezaevini basarak dýþarý çýkardýðý 500 civarýndaki El Kaidelinin katýlýmýyla güçlendi. Suriye’nin petrol bölgesi Deyr Ez-Zor’a yerleþerek, ‘petrol karaborsasý’ ile ‘finans gücü’ saðladý.
IÞÝD, dünyayý ayaða kaldýran sert yöntemleriyle Esad’a da, “El Kaide tehdidi altýndayým” bahanesi ve muhaliflerle savaþýnda ‘meþruiyet’ gerekçesi üretti.
El Kaide bile bundan rahatsýz oldu ve “IÞÝD’la baðýmýzý kestik” açýklamasý yaptý.
Bu aþamadan sonra IÞÝD, “Hedef Baðdat” dedi, ancak ‘Kuzeydoðu’ya, Musul ve Kerkük’e yöneldi.
Aslýnda Suriye’deki militan sayýsý, aðýrlýkla Afganistan, Tunus, Libya ve Avrupa ülkelerinden gelenlerle 5-6 bin civarýnda olan IÞÝD’in böyle bir iþgal gücü yok. Ancak Irak’ta Maliki’nin ‘Þii’ rejimine tepkili Sünni aþiretlerin desteðini alýyor, önlerinde ‘koç baþý’ oldu.
Aslýnda bu da yeterli deðildi; ancak burada da ikinci desteði Maliki’den aldý. Musul’daki ordu birlikleri ‘üniformalarýný çýkartarak’ çekildi ve kenti IÞÝD’e teslim etti.
Musul ve Kerkük, Irak’ýn en önemli petrol bölgesi ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin, Barzani’nin bölgesi. Petrol IÞÝD kontrolüne geçtiðinde Barzani’nin kaynaklarý da kesilmiþ olacak. Bu nedenle IÞÝD’in yürüyüþünün Kerkük-Yumurtalýk petrol boru hattý ve Türkiye-Kuzey Irak petrol anlaþmasýndan baðýmsýz düþünülemez.
Bu anlaþma hem Baðdat’ý hem de ABD’yi kýzdýrmýþtý!
***
Araya bir parantez alalým;
IÞÝD, Musul’da Türk Konsolosluðu’nu basarak Türk görevlileri ve bölgedeki Türk TIR þoförlerini ve çalýþanlarý alýkoymasý, Türkiye’yi bölgeye çekme çabasý olarak görülüyor. Türkiye IÞÝD’e savaþ açsa, El Kaide ile birlikte tüm Selefi gruplar ve Sünni radikaller, hatta radikal olmamakla birlikte ‘Þiici’ Maliki yönetimine karþý IÞÝD’la hareket eden Sünni aþiretlerin de tepkisini çekecek, hedefi olacak. Ayrýca, Musul ve Kerkük’teki Þii Türkmenler de hedef haline gelecek. Ancak Ankara, karþý karþýya gelmek yerine, NATO müttefikleri, Baðdat ve Erbil yönetimleriyle birlikte çalýþmayý tercih ediyor.
***
Peki IÞÝD Baðdat’a yürüyebilir mi, Afganistan’ý ele geçiren yeni bir Taliban olabilir mi?
IÞÝD ilerleyiþini Baðdat’ýn Þii yönetimine karþý tepkili Sünni grup ve aþiretlerin koalisyonuyla yapýyor. Bu koalisyonun Baðdat’a yürüyecek bir ‘ordu’ya dönüþmesine mümkün gözüyle bakýlmýyor, zira bu ABD ve ‘Batý ittifaký’nýn iznine baðlý!
Eðer IÞÝD bunu baþarýrsa, bir ‘komplo teorisi’ de ciddiyet kazanacak: IÞÝD kullanýlarak, Irak’ýn Kuzey/Sünni ve Güney/Þii diye bölünmesi, bu hattýn Þam’a kadar uzanan bir ‘El Kaide/Selefi/IÞÝD’ kuþaðýna dönüþmesi...
Böyle bir teoriyi düþünenler olabilir, ancak bu bölge yeni bir Afganistan’ýn oluþabileceði iklime sahip deðil.