IŞİD mi daha zalim Şii milisler mi?


İranlı General Kasım Süleymani  komutasındaki Şii milis kuvvetler (el-Haşdu ş-Şa’bî)) Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) kontrolündeki Irak topraklarını geri almak için hareket geçti. 

Operasyona Saddam’ın memleketi Tikrit’ten başladılar.

Gelen haberlere göre Tikrit’in yüzde 75’ini geri aldılar.

Musul’u da IŞİD’in elinden alacaklarını ilan ettiler.

***

IŞİD’in tüyler ürperten infazları hafızalarda canlılığını korurken süren bu operasyonlara ilgi duymamak elde değil.

Lakin Irak’taki siyasi gelişmeler ve ötekileştirici uygulamalar başka şeyler söylüyor.

İran komutasındaki operasyonun şehirleri kurtarmaktan ziyade Şiilerin mezhepçi politikalar güden merkezi hükümete destek amaçlı olduğu seslendiriliyor. Sünniler üzerinde hakimiyet kurmak için IŞİD’in bahane edildiği yorumları yapılıyor.

Iraklı Sünniler Şii milislerin IŞİD’den daha zalim olduğunu, Irak hükümetinin mezhepçi uygulamaları devam ederse IŞİD bitse bile yönetime tepki olarak başka bir örgütün çıkacağını seslendiriyorlar.

***

Nuri Maliki’nin katı mezhepçi politikaları Irak Sünnileri tarafından uzun süre barışçı eylemlerle protesto edildi.

Türkiye bu süreçte uluslararası camiayı sürekli uyardı. Maliki politikalarının ülkeyi kaosa sürükleyeceği ikazında bulundu. Uluslararası camia bu uyarıları dikkate almadı.

Sünniler üzerindeki baskılar, yıldırma politikaları ve hak ihlalleri şiddetini artırarak devam etti.

Barışcı protesto eylemleri 2014’te isyana dönüştü. Bu isyan sürecinde kendisini Sünni saflarında gören IŞİD temayüz etti. Musul o günlerde IŞİD’in eline geçti. Bağdat’a doğru ilerlemeye başladı.

Aslında o isyan içinde IŞİD çok küçük bir gruptu. Organizasyonlarındaki disiplin onları öne çıkardı. Bunun üzerine Saddam döneminin önemli askerleri ve devlet adamları IŞİD’e destek verdi.

IŞİD şu anda başta Musul olmak üzere Irak’ın batı bölgesine, ayrıca Suriye’de başta Rakka olmak üzere önemli bir coğrafyada hâkim görünüyor.

IŞİD bu bölgeleri bir devlet gibi yönetiyor ve 60 devletin katıldığı koalisyona karşı aylardır direniyor.

Bir terör örgütünün bu şekilde şehirlere hakim olması ve devletlere karşı diremesi mümkün değildir. Bu hakimiyet ve direnişin arkasında ciddi bir ordu ve devlet tecrübesi bulunmaktadır!

Irak’ın eski subayları ve devlet ricali!

***

İran destekli operasyonlar ve uluslararası koalisyon IŞİD’i bitirebilir.

Lakin problem bitmez. IŞİD gider başka bir yapılanma çıkar ortaya.

Uluslararası camianın yapması gereken sinek avlamak değil bataklığı kurutmaktır.

Bataklığın kaynağı ise Irak’taki toplumun tüm kesimlerini kucaklamayan, aksine ötekileştirici politikalar uygulayan yönetim ve buna zemin hazırlayan anayasadır. Suriye’de de durum aynı.

Uluslararası camianın yapması gereken, önce bu iki ülkede siyasi istikrarı sağlayacak ve toplumun bütün kesimlerinin adil biçimde temsilini öngören bir sistem ikame etmesi, sonra da IŞİD ve benzeri radikal örgütleri bertaraf etmesidir.

Zaten zulüm bitince bu örgütlere duyulan ilgi de kendiliğinden azalacaktır.

Halk IŞİD ya da Şii milislerden birini mahkum edilmemelidir!

Not:

Türk basınında Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Arapça kısaltılmışını bazıları DEAŞ bazıları DAEŞ bazıları da DÂIŞ şeklinde yazıyor ve okuyor. Resmi kurumlar da aynı hataya düşüyor.

DEAŞ ya da DAEŞ şeklinde okunup yazılması yanlıştır, doğrusu DÂIŞ’dır.

DÂIŞ, Ed-Devletü’l İslamiyyetü fi’l-Irak veş’Şam’ın (Irak ve Şam İslam Devleti) Arapça kısaltılmışıdır. Devlet kelimesinin ilk harfi olan ‘D’, İslam kelimesinin ilk harfi Elif yan yana gelince Arapça DÂ diye okunur. Irak kelimesinin ilk harfı ‘I’ ve Şam kelimesinin ilk 
harfi ‘Ş’ ilave edilince  ortaya DÂIŞ çıkar.

Sadece hatırlatıyorum.