IÞÝD yazýsý nasýl yazýlýr?

Yukarýdaki sorunun hiçbir orijinal tarafý olmadýðý ortada. Zira iki gündür gazetelerde onlarcasýný okuma fýrsatýný bulduk. Hemen hepsi oldukça tutarlý, bilgi veren, analiz yapan ve ufku olan yazýlardý. Bu kadar çok farklý kalemin Irak’a ve IÞÝD’e dair yazmasýna raðmen yazýlarýn neredeyse birbirinin aynýsý olmasýnýn medyadaki özgürlük tartýþmalarýyla bir alakasý yok! Bu durumu Irak meselesindeki icma olarak görmek gerekiyor. 

Neler mi yazmýþlar Irak konusunda? Hemen hepsi Afganistan demiþ. Afganistan meselesine ciddi kafa yorduklarýný anlýyoruz. Bu konudaki titizlikleri gerçekten takdire þayan. ‘Türkiye Ýran olmayacak, Malezya olmayacak’ zeka düzeyiyle karþý karþýya deðiliz. Zira bu sefer ‘olduk’ diyorlar! Komþuyu Afganistan yapýp, Türkiye’ye de Pakistan payesi kondurmak, dürüst olalým kolay akla gelmezdi. Hele Akdeniz’i de iþe karýþtýrýp Braudel’in kemiklerini sýzlatmak zaten ihtimal dýþýydý. 

IÞÝD’i Türkiye’nin besleyip büyüttüðü þeklinde çok önemli bir istihbarat bilgisini bizimle paylaþýyorlar. Bir delil göstermemiþler. Muhtemelen ellerindeki muhkem bilgilerin ve delillerin tamamýný Türk rehinelerin can güvenliði için yazmamýþlardýr. Aksi takdirde bu denli sorumsuz ve ciddiyetsiz bir iddiayý dile getirmeleri düþünülemez. Ayný þekilde Suriye’deki IÞÝD ile Irak versiyonu arasýndaki farklarý yakinen bildiklerinden olsa gerek, asýl meselenin PYD olduðunu söylüyorlar. Özellikle Suriye muhalefetinin neredeyse tamamýnýn Esed rejimi ile mücadelede PYD ile ayný fonksiyonu ifa ettiðini söylediði ÝÞÝD’i, yazarlarýmýz daha yakýndan tanýmamýzý saðlýyorlar.

Bu konuda sadece Suriye muhalefetinden de deðil, Ýngilizce medyadan da ayrý düþüyorlar. Türkiye’nin PYD ile kuracaðý iliþkinin, IÞÝD sorunundaki hayati önemine dikkat çekiyorlar. Muhtemelen Batý medyasý, köþe yazarlarýmýzýn Irak ve IÞÝD yazýlarýndaki bu önemli detayý anlamadýðý için alýntýlarýnda kullanmamýþ. Yoksa Türkçe gazetelerden kaç gündür bütün bilgileri intihal edip, sayfa sayfa yayýnlayan Batý medyasý, hayati PYD analizlerini atlamalarýný açýklamak imkansýz.

Bir de, IÞÝD uzmanlarý, Musul krizinden dolayý Ahmet Davutoðlu’nu hedefe koymuþ. Dýþiþleri bakanýný, 2003’te Türkiye, Afganistan ilan ettikleri Irak’a ABD ile birlikte girsin diye her türlü rezaleti yapanlarýn; bugün pespaye bir oryantalist aðýzla ‘Ortadoðu bataklýðý’ dedikleri yere ‘sokmakla’ itham ediyorlar. IÞÝD meselesini ‘Þii ittifaký’ (ne demekse) ile çözmeyi öneren, zamanýnda Barzani ile meseleleri ‘tepesinden uçak uçurup camlarýný kýrmakla’ halleden bir zeka ve ahlak düzeyinin, Davutoðlu’yla her anlamda ünsiyet kuramamasý normal. 28 Þubat dönemi spikeri ile 1990’lardaki Kemalist tefessühün simgesi yayýn yönetmenini buluþturan dünyanýn; ne maddi bilgi düzeyinde ne de ahlaki olarak Türkiye’ye veya bölgemize dair ‘laf sokmalarýn’ ötesinde söyleyeceði fazlaca bir þey bulun muyor.

Ýþte bu yüzden Musul sonrasý ‘ana akým’ gazeteler en marjinal fanatik ulusalcý-sol gazetelerin dipnotlarý þeklinde çýktýlar. Hasýlý kelam, ‘merkez’ medyada bir IÞÝD yazýsý için, en az ihtiyaç duyacaðýnýz þey Irak malumatýdýr. Biraz dragomanlýk biraz spekülasyon az da her meselenin ilacý jenerik cümlelerin rehberliðinde mantýksal yürütmeler yaptýnýz mý, yazýnýz hazýr demektir. 

Son tahlilde ‘Kardak medyasý’ gibi göz ardý edilemeyecek bir tecrübe ve ahlakýn içerisinde ‘rezil olma ihtimali yok edildiðinden’ endiþelenmeniz için bir sebep de yok demektir. Sykes-Picot düzeninden mütevellit olanlarýn, mezkur düzenin çöküþ sancýlarýyla travma yaþamalarý normal. Davutoðlu’na baþka baþkentler adýna sorgu memuru tadýnda, ellerine tutuþturulan, akýllarýna sokulan tercüme sorularý sormalarý tam da bunu göstermiyor mu?