Iþýklar içinde okuyun!

Masa lambasý ne iþe yarar tarife hacet var mý?

Ama hacetin yokluðu dert imiþ anladýk. 

Masa lambam benim kahrýmý epeyce çektikten sonra aramýzdan ayrýldý. Ne kahrým varmýþ benim? Öyle demeyin insan yükü aðýr oluyor. Ve Tanpýnar’ýn deyiþiyle; “rüyasý ömrümüzün çünkü eþyaya siniyor...”

Masa lambamla aramda duygusal bir bað yok. Öylesi þairanelikler peþinde deðilim. Kelimenin ilk manasýyla bozuldu, artýk çalýþmýyor o kadar. Bendeniz evde yaþamaya ayarlanmýþ bir oyuncak gibiyim. Ne yaparsam evde yapayým, dýþarý çýkmayayým isterim. Sanki dýþarýda soluk alamam o kadar ev baðýmlýsýyým. Lamba bozulunca da hanýma durumu söyledim o da, “...hafta sonunu bekle.” dedi. 

Dört gün böyle geçti.

Hafta sonu geldi. Kýzým ile haným alýþveriþ merkezine gittiler. Ben bekliyorum ki masa lambam gelecek. Beklediðimle kaldým. Haným lambayý almamýþtý. Neymiþ efendim; “O kadar para el kadar lambaya verilir miymiþ? Baþka yerden alýrlarmýþ.” Ben lambasýz kaldým yine ortada.

Oðluma dedim ki “Oðlum sen çarþýya çýk, falanca adreste benim ahbabým var. Ondan bir masa lambasý al.”. “Baba yarýn imtihaným var. Onu atlatayým alýrým.” dedi. Bir gün de onu bekledim.

Oðlum esnaf arkadaþa gitmiþ, selamýmý söylemiþ. Masa lambasý isteyince; “Elimdeki mal abime yaramaz on güne kadar yeni lambalar gelecek” demiþ. Ve oðlum da lamba almadan geldi.

Sinirlendim, yahu bir lamba edinmek bu kadar zor olmamalý deðil mi? 

Neyse on gün yeni mal gelmesini bekledim. Askerde þafak sayan erler gibi lambam için gün saydým. Sonunda oðlumdan rica ettim bir kere daha esnaf arkadaþýma gitti. Lambalar gelmiþ. Oðlum bir tanesini beðenip almýþ. Lamba eve gelince gözlerim yaþardý dersem yalan olur ama bayaðý etkilendim. Sonunda kitap okurken tepemden gelen ýþýða mahkum olmayacaktým. “Oðlum kur lambayý aç bakalým” dedim. Kurmasý kolay da hani ampul? Oðlum lambayý almýþ ampulü almamýþ. “Ben evde vardýr diye düþündüm” diyor. Ben mi hayattan çok þey bekliyorum oðlum mu biraz safça anlayamadým. Yahu lamba alýnýr da ampul alýnmaz mý? 

“Oðlum bu iþi yine sen temizleyeceksin haydi bakalým git ampul al gel.”dedim.

Oðlum gelen kadar yeni lambayý inceledim. Boynu bükük efendi bir þeye benziyordu yeni lambam. Ben de sevdim. Oðlum geldi. Ben yine heyecanlýydým. Ama elinde ampul falan yoktu. Meðer bu lambanýn ampulü özelmiþ ve o ampulden burada yokmuþ eðer istersek sipariþ verilecekmiþ. Bir hafta sürermiþ gelmesi. 

Deli olacaðým.

Bir hafta da ampul için bekledim. Kendim dýþarý çýkýp aramaya razý olsam altýndan girip üstünden çýkar alýrým bir lamba. Ama dedim ya evden çýkmak bana zulümdür. Hele bu lamba meselesinde iþ inada bindi. Bekleyeceðim ve o ampul gelecek, o lamba çalýþacak bu kadar net.

Bir hafta daha geçti. Ampul almaya yine oðlumu gönderdim. Ben de dayanamadým balkona çýktým yolunu gözlemeye baþladým. Bizim sokakta metre kareye elli çocuk düþer. Kalabalýk hiç eksilmez. Oðlumu karþýdan gördüm. Elinde poþet ile gülümseyerek geliyor. Eve iyice yaklaþýnca çocuklardan bir tanesi hýzla topa vurunca ve top da havalanýnca içim cýz etti. “Bu top gider de benim ampulün paketine çarparsa delirmem ama iyi de olmama herhalde.” dedim. Korktuðum baþýma geldi. Top olanca hýzýyla oðlumun elindeki poþete çarptý. Böyle anlar filmlerde aðýr çekim ile gösterilir. Ama bu öyle olmadý. Top mahsus yapar gibi hýzla ampulü tuz buz etti. Balkondayken oðluma iþaret ettim. “Eve gelme ampulün yenisini sipariþ et öyle gel” dedim.

Masama oturdum eski lambadan kalan karanlýkta tepemde ýsrarla sýrýtan odanýn ampulüne baktým. Sanki bana gülüyordu tavandan sarkan o lamba...

Neyse ‘bu da bir imtihan herhalde’ dedim. Masa lambasý olmadan çalýþmaya kendimi alýþtýrmak istedim. Ama olmuyordu. Gözlerim aðrýyor, gözler sýkýntýlý olunca baþ aðrýsý baþlýyordu. Eski lambamý iyi ki atmamýþým. Onu getirdim eski yerine koydum. “Gölgen yeter aslaným.” dedim kendisine...Lamba ile aramda duygusallýk yok dediydim ya aslýnda varmýþ. Ben sümbül gibi boynu bükük lambamdan sýzan ýþýða meftun imiþim de haberim yokmuþ.

Ýþte o lambasýz günlerimde bir gün “Kargo var” dediler. Kapýyý açtým kargocu çocuk bir kutu uzattý. Açtým baktým ki bir lamba. Bu nereden çýktý diye þaþýrmýþtým ki oðlum sahip çýktý. “Ben sana sürpriz yapayým istemiþtim baba umarým beðenirsin.” dedi. “Oðlum TRT Türkçesini býrak umarým ne demek tabi ki mutlu oldum.” dedim. Sarýldýk oðluþumla. Aradan bir saat geçmiþti ki kýzým geldi elinde bir paketle. “Kýz bu nedir” demeye kalmadý o da paketi açtý ki bir lamba daha. Birbirlerinden habersiz beni sevindirmek için plan yapmýþ yavrularým. Çok mutlu oldum. Bir tanesine muhtaç iken iki tane birden oldu. Eski lambamý ve ampulsüz olaný da sayarsak dört tane lambayý askerde içtima olan askerler gibi karþýma dizdim. Ben lambalarla içtima ederken. Haným geldi. Elinde bir paket var. “Haným sen de lamba aldým deme sakýn.” dedim ama iþ iþten geçmiþti. Haným da bir lamba almýþ. “Yahu bu lambalarý ne yapacaðýz.” dedim. Ama beni evden çýkarmadan lamba meselesini böyle sürprizle halletmelerine çok mutlu olmuþtum. Evdeki tüm masalara birer lamba koyduk. Artýk hangi köþede okumak istesem oraya bir lamba koyabiliyoruz. Lafý uzatmayalým. Allah kimseyi lambasýz, ýþýksýz býrakmasýn zor iþ vesselam...