21 Þubat 1965’te Malcolm X kurþuna dizilir ve olaylar geliþir...
Malcolm X’in siyasi varisleri olan Kara Panterler, 1966’dan 1970’li yýllarýn baþýna kadar birçok Afro-Amerikan “getto”sunda idareyi ele alýp yoksulluða, uyuþturucu salgýnýna, ýrkçý polis þiddetine ve -en önemlisi- aþaðýlýk kompleksine karþý savaþtýlar.
Kurduklarý okullarda çocuklara, düzenledikleri eðitim seminerlerinde yetiþkinlere, medeniyetin Thames yahut Seinne nehri kýyýlarýnda deðil Nil nehri kýyýlarýnda doðduðunu öðreterek, müthiþ bir özgüven aþýladýlar.
Ülke çapýndaki konferanslarý, nümayiþleri ve kitap-dergi yayýnlarý ile antifaþist, antiemperyalist, antikolonyalist bir rüzgâr estirdiler.
Nefsi müdafaa için silaha sarýlmayý da telkin ettiler ve bunu bizzat yapmaktan geri durmadýlar.
Çok önemli: Hep güzel giyindiler, temiz ve bakýmlý oldular, asaletli bir konuþma tarzý geliþtirdiler, hal ve hareketleriyle kendi kendine saygý duymayý telkin ettiler halklarýna.
Ossie Davis’in “Iþýldayan siyah prensimiz” diye andýðý Malcolm X’in “Siyah Güzeldir” ve “Siyah Ýktidar” sloganlarýyla tayin ettiði istikamette yürüdüler.
Bu yürüyüþün ihtiþamý sayesinde Afro-Amerikan halký ‘Bizden adam olmaz’ demeyi býrakýp þöyle demeye baþladý: ‘Adam olan biziz; bugüne kadar karþýlarýnda saygý veya korkuyla eðildiðimiz o beyefendi/hanýmefendi kýlýklý Beyaz-Anglosakson-Protestan faþistleri deðil! Ancak Tom Amca misali “iyi zenciler”e -yani sistemle uyum içinde hareket etmeyi marifet belleyen, sistemle hesaplaþmayý akýllarýnýn ucundan bile geçirmeyen siyahlara- tahammül edebilen bu aþaðýlýk güruha ne kadar kötü zenciler ve ne kadar iyi Afrikalýlar olduðumuzu gösterelim.’
Ýhya edilmeyi bekleyen bir siyasi miras.
***
Þehadetinin 49’uncu yýldönümü vesilesiyle, 1999’da yazdýðým kýsa roman “Ebuzer”in Malcolm X’le alâkalý kýsmýný da takdim etmek isterim:
Malcolm X’in vurulduðu yere gittik tabii. Bazen dans partileri, bazen konferanslar için kullanýlan bir salondu burasý. Neredeyse ýssýzdý. Issýzlýðý bozan yaralý bir adam vardý sadece. Salonda mecnûn gibi dolaþýyor ve kafasýný iki elinin arasýna alýp “Malcolm, Malcolm” diye inliyordu.
“Sen Hakim Cemal mýsýn?” diye sordu Ebuzer.
“Evet” dedi Hakim Cemal, “Malcolm X’in hayranýydým ben. Önce Kýzýl Malcolm’ýn hayranýydým. Boston’daki serserilik günlerinden tanýrdým onu. Sokaklarýn kralýydý. En sýký dümenler, en güzel kýzlar, en kýyak tabancalar onundu. Yerinde olmak için neler vermezdim. Fakat Malcolm yerini yadýrgadý. Elijah Muhammed denilen üçkâðýtçýnýn Ýslam Ulusu örgütüne katýldý. Ben de peþinden gittim. Malcolm ne diyorsa o dedim. Siyahlarýn üstün ýrk olduðunu vazeden bir doktrini Malcolm’la beraber militanca savundum. Sonra Malcolm’ý örgütten þutladýlar. Ben de hemen ayrýldým tabii. Neyse... Malcolm, Mekke’ye gitti. Dönüþünde onu havaalanýnda karþýladým. Bana coþkuyla sarýldý. Sana söylediðim her þeyi unut dedi. Ýslam’a dair bildiðim ve öðrettiðim her þey yanlýþmýþ. Hakikat’i yeni öðrendim. Her þeye sil baþtan baþlýyoruz. Sonra cebinden bir zarf çýkardý. Bu zarfýn içinde beþ davetiye var. Beþ kardeþimiz Prens Faysal’ýn misafiri olarak Suudi Arabistan’a gidecek. Orada hakiki Ýslam’ý öðrenecekler dedi. Prens Faysal dediði adam bizi önemsiyormuþ. Bize yardým etmek istiyormuþ. Tamam Malcolm dedim, sen nasýl istiyorsan öyle olsun. Yeni bir hikâyeye hazýrdým. Fakat yeni hikâye baþlamadan vurdular onu. Burada, bu salonda, Esselâmu Aleykum dedikten hemen sonra kurþuna dizdiler. Yarým yamalak kalakaldým. O gün bugündür burada hikâyenin devamýný arýyorum.”
Ebuzer, Hakim Cemal’e sýkýca sarýldý. “Romanýný okudum” dedi. “Derdini biliyorum. Ve sana Malcolm X’in gönül verdiði kitabý takdim ediyorum.”
Cebinden bir mushaf çýkarýp Hakim Cemal’e uzattý.
“Þimdi Varisuddin Muhammed’e git. O, Elijah’ýn oðlu olduðu halde, sonuna kadar Malcolm X’in tarafýný tutmuþtu. Malcolm X’ten öðrendiði hakiki Ýslam uðruna babasýna isyan etti. Yýllardýr American Muslim Mission diye bir örgütün baþýnda bulunuyor. Ona git. Sana hikâyenin devamýný anlatsýn.”
Hakim Cemal gitti. Ebuzer, tam Malcolm X’in vurulduðu noktada ellerini göðe kaldýrýp þöyle dua etti:
“Ey Rabbimiz! Burada, bu ýssýz yerde andýðýmýz o güzel adama rahmet et. Mazlum ve yoksul sokaklarýn intikamý, kibirli bulvarlarýn korkulu rüyasýydý o. Duruþu adam gibiydi, yýkýlýþý da adam gibi oldu. Cennetinden bir bahçe ver Malcolm kardeþimize.”