Hicri 3. yüzyýlda yaþayan Müslüman alim Ebu Zeyd Ahmed El-Belhi’nin Türkçeye Endülüs Kitap tarafýndan “Beden ve Ruh Saðlýðý” baþlýðýyla çevrilen eserinden geçen yazýmda bahsetmiþtim. Belhi’nin kitabý aðýrlýklý olarak beden ve ruh saðlýðýnýn korumasý hakkýndayken, kýsmen de bedensel ve ruhsal rahatsýzlýk olduðunda tedavi önerileri de veriyordu. Bugün Belhi’nin, oldukça kýymetli bulduðum, öfke kontrolü için önerilerinden bahsedeceðim.
Öfke kontrol edilmeli: Belhi insanlar öfkeli iken yaptýðý davranýþlardan ve aldýklarý kararlardan dolayý piþman olup hayatlarýnýn zehir olabileceðini söyler. Bu anlamda öfke kontrolsüzlüðünü “rahatsýzlýk” olarak tanýmlar. Özellikle baþkalarý üzerinde gücü olan insanlarýn, örneðin sultanlarýn / yöneticilerin / aile reislerinin, öfkeyle yanlýþ þeyler yapabileceðini söyler. Belhi’nin öfke kontrolsüzlüðünü “rahatsýzlýk” görmesi bugünün psikiyatri taný sistemi tarafýndan da kabul görür. Örneðin psikiyatrik taný kitabý olan DSM-5’te “Aralýklý Patlayýcý Bozukluk” tanýsý kontrolsüz öfke patlamalarýný tanýmlar.
Öfkeye erken aþamasýnda müdahale: Belhi öfkenin hýzlý bir þekilde yükselen tipinin farkýndadýr. Bu sebeple de öfkeye erken dönemde müdahale edilmesi gerektiðini söyler. Bu durumu anlatmak için de “yangýn metaforunu” kullanýr. “Yangýn yeni baþladýðýnda kolayca kontrol altýna alýnýrken, büyümesine izin verilirse sürdürülmesinin zor olduðu hatta belki de söndürülemeyip içindeki her þeyi yakar” der. Modern öfke kontrol programlarý da bugün Belhi ile ayný fikirdedir. Öfke sürecinin her aþamasý için yapýlacak þeyler olsa bile, en etkili müdahale erken döneminde yapýlabilir.
***
Öfke kontrolü için baþkasýndan yardým alýnmalý: Belhi’nin öfke kontrolünde baþkalarýndan yardým alýnmasý fikri orijinal ve iþlevseldir. Belhi dýþarýdan alýnacak desteði þöyle tanýmlar: “Dýþarýdan alýnacak destek, kendisine kýzgýnlýk geldiðinde onlardan aldýðý öðütlerle öfkesini yatýþtýrmak için etrafýndaki kimselerden özel bir grup oluþturur. Bunlar kendisine bu hususta nasihat eder, doðrularý gösterir, affetmenin üstünlüðünden ve bunu yaptýðýnda dünyada yapýlacak övgülerden ve ahirette alacaðý sevaptan bahsederler.” Belhi’nin dýþarýdan yardým alma konsepti bugün özellikle eþ iliþkileri literatüründe kullanýlýr. Eþlere öfke sýrasýnda hem kendilerini hem de eþlerini yatýþtýrmalarý öðretilmeye çalýþýlýr.
Öfke kontrolü için düþünmenin kontrolü: Belhi bugünkü “biliþsel terapiler yaklaþýmýna” benzer bir þekilde ökenin kontrolü için düþüncenin kontrol edilmesi gerektiðini öðütler. Öðütlerinden biri öfkenin zararlarýný düþünerek, onun durdurulmasý gerektiði yönündeki iç motivasyonu saðlamaktýr. Ýkinci önerisi öfkenin sorun çözmede iþlevsiz olduðunun farkýna varmaktýr. Bu yaklaþýmý “Sözüm geçenlere neden öfkeleneyim ki! Ve sözüm geçmeyenlere neden öfkeleneyim ki!” sözünü aktararak destekler. Üçüncü olarak hatalara öfkelenmenin iþlerin düzelmesine yardýmcý olmadýðýný anlamayý öðütler. Belhi’nin dördüncü öðüdü öfkelendiði kiþinin iyi taraflarýný da düþünmek þeklindedir. Belhi’nin öfke ile baþ etmekle ilgili önerdiði beþinci düþünme ise affetmektir. Öfkeli kiþiye affetmenin faziletlerini düþünmeyi öðütler.
Öfkelenilen kiþiden uzaklaþmak: Belhi’nin öfke ile baþ etmek için önerdiði þeylerden biri de öfkelenilen kiþiden uzaklaþmak, mümkünse o dönemde onu görmemek þeklindedir. Modern dönemde bu yaklaþým “mola tekniði” olarak bilinir. Öfke sýrasýnda ortamdan uzaklaþmak ve meseleyi daha sonra konuþmak þeklinde tanýmlanýr.