İslam coğrafyası ve Büyük Çatışmaya dinamiği

Yakın çevremizde olanları “Türkiye şöyle yapmasaydı böyle olmazdı, şunlar yaşanmazdı” kısır döngüsünde yorumlayanlara bir çağrım var; aşağıdaki çıkarımlara bir göz atın ve sonra bir daha düşünün;

1- Huntington’ın ortaya attığı ilk tez dünyayı “3 parça-3 medeniyet” olarak görüyordu...

- Hıristiyan-Judaik

- Müslüman

- Budist-Uzak Doğu

2- Burada ana fikir “medeniyetlerin” çatışması değil, kendi içine kapatılan Uzak Doğu-Doğu’nun yanısıra “İslam Coğrafyasının” kendi içinde bölünerek bir çatışmaya sürüklenmesiydi!

3- Amaç “çatışmanın” izole edilmesi, Budist-Uzak Doğu dinamiğinin içine kapanması ve BATI’nın bu iki diğer parça üstünde üstünlük elde etmesiydi!

4- Bugün bunu yaşıyoruz! MEDENİYETLER ÇATIŞMASI tezinin özüne dikkatli bakanlar, “ana çekirdek” olan İSLAM COĞRAFYASINDA çatışma özünün, bugün hayata geçirildiğini görebilirler!

5- İslam Coğrafyası, tamamen bir mühendislik ürünü olarak , 1000 yıl öncesine, BÜYÜK ÇATIŞMA DENKLEMİNE sokulmaya çalışılıyor! Mezhepler, etnik kökenler “bilinçli” bir şekilde “ayrıştırılmış kimlikler” haline getirilip “tarafların” sınırları keskinleştiriliyor.

6- Amaçlanan Sadece mezhep çatışması değil, bu coğrafyada yaşayan bütün unsurların birbiriyle çatışması ve mümkün olduğunca bölünerek “karşıt parçalar” haline gelmesi! Kabile savaşları dahil ana plana dahil planlanan birçok çatışma öngörülebilir. 

7- En önemli detaylardan biri de şu; bu çatışmaların içinde hedeflenen iki ana eksen çatışma; Şii-Sünni ve Kürt-Arap çatışması ve bölgede yer değiştiren örgütlerin sıcak çatışma içine çekilmesi! Bu açıdan bakınca Türkiye’nin konumu, etkinliği ve yürüttüğü çözüm süreci çok önemli!

Sevgili dostlar, malesef İslam Coğrafyası 40-50 yıl sürebilecek bir çatışma dinamiğine sokulmak üzere, planı uygulayanlara göre hatta sokuldu! Bu çatışma tesis edilirken en çok kullanılan yöntemlerden biri de sosyal medya! Bir detay daha var; İslam coğrafyası unsurları BATI dünyasına karşı “savaş-şiddet-kan-gözyaşı” ile özdeşleştirilerek “itibarsızlaştırma” kampanyası yürütülüyor!

Sonuç: “Türkiye şöyle yapmasaydı” diye konuya “kısır bir noktadan” girenler, BÜYÜK RESMİ görmeyi deneyin ve lütfen olanları bir daha detaylı düşünün!

Son söz: “Büyük Çatışmayı” önleyebilecek tek merkez Türkiye! Türkiye’nin attığı adımlara bir de bu açıdan bakın ve lütfen eleştirmek yerine “nasıl önleyebiliriz” ortak çabasına ortak olmayı deneyin!

Önemli not: Türkiye’de yaşayan her etnik kökenden, her dinden, her mezhepten kardeşlerimiz yaşanabilecek her türlü provokasyon ve ayrıştırmaya karşı çok dikkatli olmalılar ve “algılamalarını” temiz tutma yolunda çaba göstermeliler. Bu altın kural bölgemizin içinden geçtiği dar tünel içinde hepimiz için geçerli... Tuzak kuranlar “kendi tuzaklarında” başarısız olacaklar ve DOĞU’nun BATI’ya hakimiyeti mutlaka tesis edilecek, eskiden olduğu gibi...