"Teröre karþý Ýslam ittifaký” diye bir yapý. Suudi Arabistan öncülüðünde ve komuta merkezi Riyad olmak üzere.
Türkiye de yapýnýn içinde, Mýsýr’la birlikte.
Ýran, Irak, Umman yok.
Amerika destekliyor bu yapýyý. Rusya kuþku ile bakýyor.
Hemen akla gelen pek çok soru var, kuþkusuz. Dün Diriliþ Postasý’nda Ýsmail Yaþa, haklý olarak bunlardan bazýlarýný sýralamýþ bile.
Mesela þunlar;
- Böyle bir yapýnýn oluþma sürecinde Türkiye’nin bilgisi var mýydý, önceden görüþmeler vs. yapýldý mý?
- “Teröre karþý Ýslam ittifaký”ndan söz edildiðine göre “terör ne, terörist kim?” sorularýnýn cevabý belli mi?
- Mýsýr’a ve BAE’ye göre Müslüman Kardeþler Teþkilatý terörist olarak kabul ediliyor, bunda ittifak var mý? Tayyip Erdoðan’ýn bütün mitinglerde halkla paylaþtýðý “Rabia” iþareti terör
sembolü mü?
- Ýttifak içine giren 34 ülke ve dýþarýdan destek veren 10 ülke, mesela PKK’yý terör örgütü olarak kabul ediyor mu?
- Koalisyonun Ýsrail terörüne, Rusya ve Ýran terörüne karþý mücadele etmesi söz konusu mu?
Ýsmail Yaþa’nýn yazýsýnýn son paragrafý þöyle:
“Abdülfettah Sisi’yle, Muhammed Bin Zayed’le ve Muhammed Dahlan’la omuz omuza verip hangi teröre karþý mücadele edeceðiz?”
Tüm bu sorular, “Ýttifak”a karþý kuþkulu yaklaþýldýðýnýn iþareti. Ayrýca haksýz sorular da deðil. Belli ki ittifak konusu bir hayli su götürür nitelik taþýyor. Ýslam dünyanýn en hayati sorunlarýnda devreye girip çözüm üretemeyen Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý gibi yapýlarýn iþlevsizliði dikkate alýndýðýnda bu tür oluþumlarýn ölü doðma kuþkusu Ýslam dünyasýnda hep var olagelmiþtir. Yukarýdaki sorular da, bu kuþkunun formülasyonu içinden çýkmýþtýr.
Ancak oluþumun bölgedeki geliþmeler noktasýnda anlaþýlabilir bir yanýnýn bulunduðu da düþünülebilir.
Rusya - Ýran - Esed ekseni ve onun Irak, Umman, Ermenistan gibi uzantýlarý yanýnda Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ekseni ve uzantýlarý... Amerika burada mý, Mýsýr nerede ve Ýsrail nereye konabilir?
Ya DAEÞ?
DAEÞ herkesin ortak düþmaný olmak zorunda. Yani bu coðrafyada hangi tür oluþum içinde görünürseniz görünün, ilk deklare edeceðiniz duruþ “DAEÞ karþýtlýðý” olmalý, bu tartýþýlmaz.
Ancak kim gerçekten DAEÞ’le mücadele etmek için yola çýkýyor, kim bölgede nüfuz - etkinlik hesabý ile hareket ediyor, bu ayrý bir konu.
ABD Savunma Bakaný Carter “Rusya DAEÞ’le mücadele ediyor gözüküp muhalifleri vuruyor” derken nasýl Rusya’nýn nüfuz hesabýný ifþa ediyorsa, Amerika’nýn Esed terörü karþýsýnda yarým yamalak duruþunun da DAEÞ’le mücadeleden çok öte hesaplarý içerdiði muhakkaktýr.
Türkiye için de Suudiler için de konu sadece DAEÞ’le sýnýrlý deðildir ve herkes bunun bilincindedir.
Bu baðlamda bakýldýðýnda Suudiler öncülüðünde”Teröre Karþý Ýslam Ýttifaký”, bir yandan “Teröre karþý” olmak gibi bir “ilk þart”ý yerine getirmiþ oluyor, bir yandan da, Rusya - Ýran eksenine karþý bir yeni eksen oluþumuna yöneliyor. Burada Türkiye ve Mýsýr’ýn bulunmasýný, Suudiler’in bu iki büyük Ýslam ülkesi arasýndaki çatlamayý onarma yolunda yürüttüðü diplomasinin uzantýsý olarak görmek gerekir. Bunu Amerika’nýn da istediði unutulmamalý. Benzeri bir çabanýn, belki Amerika tarafýndan Türkiye - Ýsrail iliþkilerini onarmak için de gösterildiði tahmin edilebilir. Buradan bakýldýðýnda “Ýslam Ýttifaký” hadisesinin Ortadoðu’nun yeniden yapýlanma sürecinde bir hamle olarak okunmasý mümkündür.
Ne kadar fonksiyonel olur sorusu hala bakidir. Suudiler’in son zamanlarda bölgede daha etkin oyuncu olmaya yöneldiði de gözleniyor. Türkiye belki böyle bir hamlede “ikincil pozisyon”da kalmayý tercih etmiþ olabilir.
Olayýn dikkat çekici yönü, Ýran’ýn dýþarýda kalmasý bakýmýndan, Ýslam dünyasýnda bir ayrýþmaya iþaret etmesidir. “Ýslam Devrimi” sürecinde Ýran’ýn Ýslam dünyasýna açýlým politikasý can çekiþiyor, “Fars - Þii kilitlenmesi” duruma hakim. Bakalým Rusya ile ne kadar yol yürüyecekler.