İslamcı düşünce yeni bir çıkış yapabilecek mi?

"Cüneyd nerede, Cüneyd ne oldu/ Sana bana olan, ona da oldu" (Asaf Halet) 

İnsanlar gibi fikirler de açılır ve kapanırlar.

Trump'ın ziyaretinden sonra ''küre'' politikası Suudi Arabistan'da hız kazandı. Katar Krizini müteakip medreselerde ve bürokraside; görevden uzaklaştırma, ev hapsi, hürriyeti bağlayıcı cezalandırmalar katmerleniyor... Ali El'Ömeri, Selman El'Adve, Avaz El'Karni gibi 20 civarında önemli alim ve kanaat önderi tutuklandı.

Prof. Mehmet Ali Büyükkara'nın Anadolu Ajansı için kalem aldığı konuyla ilgili etraflı makalesini okumanızı öneririm. Tutuklanan alimler; "Sahve  Üstadları", "Sahve Şeyhleri", "Mürşitler" olarak tanınıyordu. Benim için işin daha güncel kısmı, bu alimlerin macerasının aynı zamanda İslamcı Düşünce ve İslamcı Hareket'in macerasını anlamak isteyenler için bir yol haritası olması...

"15 Eylül" çağrılarının Suudi Arabistan halkı için ciddi bir tesir uyandıracağını sanmıyorum.

Yine de 15 Eylül çağrısı, S.Arabistan gibi ağır şekilde baskılanan bir toplum için kayda değerdir. Davetçiler, sosyal medyayı etkin olarak kullanıyorlar, networkleri çok geniş ve canlı, bu bağlamda sadece tutuklanan alimlerle ilgili olmadıkları izlenimleri de geliyor akla. Medine'de, Cidde'de, Riyad'da, Tebük'te, bunun gibi en az 15 şehirde yatsı namazından sonra toplaştılar. Bazı arkadaşların amatör kayıtlarından seyredebildiğim kadarıyla camilerde dua ve şuralardan sonra caddelerde yürüyüş yapılmış, araçlarla kapatılmış alt geçit görüntüleri de vardı...

Son tutuklanma furyasının tanınmış adamlarına baktığımızda, Kral Faysal tipolojisi çıkıyor karşımıza. Diğerlerine benzemeyen bir Kraldı o. 1975'te yeğeni tarafından öldürülen Faysal için İslam Birliği ve İslam Daveti, temel duruş niteliğindeydi. (Kudüs ile ilgili yaptığı cesur ve duygusal cihat çağrısını internet ortamındaki kayıtlardan dinlemenizi isterim) Malcolm X, Muhammed Esed gibi İslam yıldızlarını ülkesinde konuk etmiş, fikriyatlarını desteklemiş bir siyasetçi. Baasçı ve Nasırcı rejimlerin baskılarından kaçıp kurtulmak isteyen alimleri, Medine Üniversitesi'nde, kütüphane ve araştırma merkezlerinde, Rabıta'tül Alemi'l İslamiyye (RABITA) bünyesinde istihdam etmiştir. Faysal'ın büyük suçları vardı: Kudüs'ün bağımsızlığı, İslam Birliği, Mustazafları desteklemek, İslam alemi için dayanışma ve işbirliği örgütlerini yoğunlaştırmak, petrolün Batı tekelinden kurtuluşu, millileşmesi, bunların başındaydı... Canıyla ödedi bu ağır bedeli.

Bugün S. Arabistan'da tutuklanan alimlerin bir kısmı, Faysal'ın İslam Birliği ve İslam Daveti projesinin başkahramanlarındandır.Ülkesindeki baskıdan dolayı 70'lerde S. Arabistan'a hicret etmiş bu alimler, Vehhabi değil Selefidirler, resmi Suudi din algısına ne kadar tesir edebildikleri tartışılır ama dünya İslam gençliğini çok ciddi etkilemişlerdir. Afgan Cihadı başta olmak üzere (takiben Bosna ve Çeçenistan deneyimlerinde de gördük), "cihad" meselesini eğitimli İslam gençliği için baş dava haline taşıyan şuur, bu alimlerin teşvikinde yetişmiştir. 11 Eylül sonrasında yayınladıkları bildirilerle masum sivil halka yönelik tehdiş hareketlerinin cihad olmayacağını söyleyenler de bunlardır... Çok özetle geçtiğimiz son 50 yıllık bu yol, Trump'ın Riyad'a gelişiyle birlikte kurulan "İtidal" (Uluslararası Radikal Düşüncelerle Mücadele) merkezi ile birlikte artık berhava edilmiştir.

***

Osmanlı sonrasında İslam alemini düşünsel ve pratik anlamda etkileyen 3 önemli hukuk ekolü var; Sudan, Suudi Arabistan ve Endonezya/Malezya hatları. (Buna İran'ı eklemedik zira etkisi mezhep mahreçlidir diğerleri gibi evrensel değil) Ne ki Afrika'nın aldığı yoksulluk, kuraklık ve iç savaş yıkımları Sudan ilahiyatını durma noktasına getirmiştir. Keza S. Arabistan da Trump sonrası acil dönüşümüyle Faysalcı davet tarzını tamamen mahkum etmiştir. Bu iki ekole göre daha liberal ve merkez dışı duran Asya fıkhı ise halen canlı, dinamiktir. Bu kavşakta Türkiye'ye büyük vazifeler düşüyor. Sadece mazlum coğrafyalara yardım taşımakla değil, düşünsel anlamda da bir çatı görevi üstlenebilir mi Türkiye... Göreceğiz.          

İslamcı Düşünce'nin son 50 yıllık macerası artık yeni bir açılım bekliyor. Açılım veya çıkış için zorunluluk arz eden 5 mevzu üzerine zihin yormalıyız: 1. Çatı mahiyetindeki siyasi/ekonomik güç 2. Ortak referans karşılığı, müşterek yol haritası 3. Bilimsel kadro 4. İlmiyye cephesi ve eleştirel düşünce 5. Hareket aktörleri ve çağın araçları...