İslamcılık, biraz da Malatya’dır

Biliyorum, benim düzenim değişik. Bunun sebebi, herkesin okuduğu yerden okumayışım olabilir. Ya da, teorilerden, klişelerden çok hayata bakıyorum. Bunun etkisidir.

 

Geçen sefer, merhum Pantoloncu Necdet’i getirmiştim ‘İslamcılık’ gündeminin ortasına. Kulakları çınlasın, Mümtaz’er Türköne’nin benimkilere çok benzeyen hatıralarıyla birlikte iyi bir katkı oldu diye düşünüyorum.

Bugün Malatya’dayım. STAR Gazetesi’nin paneli var. Kürt sorununu ve çözüm sürecini tartışacağız. Malatya yazmak için uygun bir zaman.

Nesini yazayım Malatya’nın?

Düşündüm. Şimdi, hiç yerimden kalkmadan, orta halli bir Malatya Risalesi bile yazabilirim. O kadar çok haşır neşir olmuşum Malatya’yla.

Benim memleketim Trabzon. Ama kendimi yokladığımda görüyorum ki, arkadaşlarımın arasında Malatyalı olanların sayısı, bütün şehirlere galebe çalıyor. Şimdi sadece adlarını sıralasam, bir kaç tane köşe yazısı yetmez.

Eh, herkes ‘İslamcılık’ı tartışırken, İslamcılık’a bir Malatya penceresi açmak, yazıya bir sınır çizmemizi kolaylaştırabilir.

Üstad Necip Fazıl’ın ‘Ayağa kalk Sakarya dedik, bir kişi kalktı, o da amuda kalktı’ dediği rivayet olunur.

O amuda kalkan kişi Malatyalıdır.

Üstad, bu sevimsiz vaka sebebiyle Malatya’da hapis yattı.

İslamcılık’ın öncülerinden birinin, bir şehirde bir süre hapis yatmasının, o şehre mutlaka bir tesiri olmuştur.

Bu, bence, İslamcılık’ın Malatya’ya katkısıdır. Ama asıl konumuz, Malatya’nın İslamcılık’a katkısı.

Malatya’da, Müslümanlığın geleneksel tezahürlerinin tamamına rastlamak mümkündür. Ama ilave bir şey vardır.

Geleneksel İslami çizginin içinde gelişip, o çizgiden taşan bir hoca. Sait Ertürk.

Vaaz kürsüsünde, insanların işitmeye alışık olmadığı şeyler söyler, merhum Sait Hoca. Söylediklerinin içinde, politik şeyler de vardır, ilmi şeyler de. Bildiğim kadarıyla, vaazları zülf-i yare dokunduğu için, hapis de yattı Sait Hoca.

Ve bir Sait daha... Sait Çekmegil.

Terzidir. Üstad’a da birçok defa elbise dikmiştir. Derler ki, para almıyordu Üstad’dan. Soranlara da, ‘Üstad onların parasını toptan ödedi’ diyormuş. Allah garîk-i Rahmet eylesin.

Tabii ki terzilik değil, onu bu yazıda anmama sebep olan. Başka bir şey.

Her şeyi sorgulayan, her şeye tersinden bakabilen, her şeyi tartışabilen kafası...

Çekmegil’in bu özelliği, bir ‘Malatya karakteri’nin oluşmasına sebep olmuştur.

Kategorize ettiğim düşünülebilir. Çünkü kastettiğim çizgi, bu adlandırmaya sığmaz. Ama ben, iki Sait’in öncülük ettiği bu çizgiyi ‘tefsir-meal ekolü’ diye adlandırma kolaylığına müracaat edeceğim.

Bu, tefsir-meal ekolü, Türkiye’deki ‘İslamcılık’ın tamamı üzerinde sağlıklı bir etki icra etmiştir.

Kur’an-ı Kerim üzerinde en çok bu ekolün mensupları kafa yormuştur. Esbab-ı nüzul, hadislerin sıhhati, fıkıhla Kur’an arasındaki irtibat, bu ekolün ortaya attığı sorular sayesinde daha sağlıklı bir şekilde tartışılmıştır.

Bu ekolün, en uzak durduğu şey, tasavvuftur. Ancak, benim gözlemlerime göre, zaman içinde, bu duruş, sertliğini kaybetmiştir.

Ne Malatya’yı bu ekolün içine sıkıştırabiliriz, ne de bu ekolü Malatya’nın içine...

Bu ekol sayesinde, Malatya, İslam’ın ilmi ve siyasi boyutlarıyla çok konuşulup çok tartışıldığı bir şehir olmuştur.

Siyasi bilincin, çarşılara, dükkanlara, kasabalara, köylere, Malatya’daki kadar sirayet ettiği başka bir yer yoktur.

O bilinç, Malatya’yı, 28 Şubatçılar’ın pilot bölgelerinden biri yapmıştır.

Yaklaşık 300 kadar Malatyalı, başörtüsü sebebiyle, idamla yargılandı.

Sadece bu hadise bile, bir şehre onur kazandırmaya yeter.

Şu dar vakitte, Malatya’nın İslamcılık olgusuna katkısını bu kadar özetleyebildim. Bunu bir girizgah sayalım.

Zeki Baba’yı sordum, Malatya’da. Zeki Şengöz’ü. Ağır şeker hastasıymış.

Hala cezaevinde. Yaklaşık 8 yıldır yatıyor.

Hastalığı nedeniyle affedilmesi gündeme gelmiş. ‘Ben, sağlık nedeniyle af istemiyorum’ demiş Zeki Baba. ‘Suç işlemedim.’

 

Niye mi yatıyor? Su işlediği için değil, 28 Şubat’ın millete düşmanlığı sebebiyle yatıyor.

Hiç karşılaşmadım. Bildiğim kadarıyla yukarıda sözünü ettiğim ekolle alakası yok Zeki Baba’nın. Ama işte, gördüğümüz gibi, haksız yere hapiste.

Zeki Baba’ya ve onun şahsında tüm 28 Şubat mazlumlarına selam olsun.

***

Not: Malatya’da, Belediye Başkanı Ahmet Çakır başta olmak üzere birçok siyasetçi ve bürokratla bir araya gelme fırsatımız oldu. Detaylar, elbette gazetemiz sayfalarına haber olarak yansıyacak. Güzel evsahiplikleri için Başkan Çakır’a ve bütün Malatyalılar’a teşekkür ediyorum.