'Ýslâmcýlýk öldü!' diye sevinç gösterileri yapanlarýn anlayamadýklarý..

Pazar günleri, sütunumu görüþ ve eleþtirileri etrafýnda sohbete ayýrdýðým bir diðer 'Okuyucularla Hasbihal'e daha baþlarken, 'Ben Müslümaným..' diyen bütün okuyucularýma, önümüzdeki Ramazan Bayramý dolayýsýyla tebriklerimi, Ramazan'ýn bize kazandýrdýðý, verdiði yüksek insanî idrakin bereketine hep birlikte nail olmamýzý Allah'u Teâlâ'dan niyaz ediyorum.

Bu vesileyle hemen baþka konulara geçmeden, birçok okuyucunun Ramazan ve iftar sofralarý konusunda dile getirdikleri ortak görüþ ve eleþtirilere deðinmeliyim:

Evet, Ramazan'ýn bize ferdi olarak cismanî ve manevî açýdan arýnma, bünyemizdeki ve tefekkür, tasavvur ve tahayyülatýmýzdaki gereksizliklerden uzaklaþmak, fazlalýklarý atmak; ve sosyal açýdan ise, en fazla da 'diðerkâm' / kendimiz dýþýndakileri de düþünmek hasletlerini bahþetmesi gerektiðini tekrarlayalým. Bu konuda ne kadar baþarýlý olduðumuz konusunu, herkes kendi vicdanýna sormalý, kendi iç muhasebesini yapmalý, nefis tezkiyesinden geçmelidir. Ramazanýn þer'an övülen kazanýmlarýný gelecek Ramazanlara kadar ulaþtýrmak gerekiyor..

Almanya'dan Adnan Zahireci isimli okuyucu diyor ki: 'Türkiye'de yapýlan mahallî seçimler, Batý dünyasýnda büyük sevinç dalgasý oluþturdu ve hattâ daha da ileri gidilerek bazý medya organlarýnda bu seçimin, 'Türkiye'de Ýslamcýlýðýn öldüðünün ilâmý'dýr þeklinde yorumlar, makaleler bile yazýldý. Bu görüþe katýlýr mýsýnýz?

Evet bu kardeþime hemen belirtmeliyim ki, Müslümanlar ve Ýslam dünyasý, kendilerini Batý medeniyeti olarak isimlendiren dünyanýn ezelî bir kâbusu ve korkulu rüyasýdýr, ve Ýslam dünyasýna karþý devamlý bir husûmet duygusu vardýr. Halbuki, bizim onlarý toptan yok etmek diye bir hedefimiz de yok.. Ve kimseye kendi inancýmýzý, dayatmak diye bir vazifemiz yoktur ve hattâ bundan, 'Dini zorla kabullendirmek' çabasýndan da kaçýnmamýz emredilir.. Ama, Haçlý (Salibî) ruhu ve kültürü, iflah olmaz, þifa bulmaz bir hastalýktýr.. Düþünelim ki, alman felsefesinin en büyük isimlerinden sayýlan Leibnitz, 1675'lerde Paris'e gidiyor ve Avrupa'nýn kurtulmasý için, 'Osmanlý devletinin ortadan kaldýrýlmasý gerektiði' görüþünü aktarýr, muhatabý Fransa Ýmparatoru'na..

250 sene sonralarda ise, Osmanlý parça parça ediliyordu.

Evet, emperyalist dünya, Müslüman halklarýn kendilerine gelememesi için her yolu denediler. Yerinde ve saðlýklý kullanýldýðýnda Müslümanlarýn tek bir irade altýnda toplanmasýna muazzam bir güç odaðý olan Hilâfet kurumu ise, 100 sene önce, 3 Mart 1924' günü bertaraf ediliverdi. Ve bugün, ,Müslüman dünyasý iki milyarý bulan dev bir kitle, ancak, baþý yok.. Ama, bu yokluðun acýsý giderek ve Bosna, Keþmir, Türkistan, Çeçenistan, Arakan, Filistin gibi bölgelerdeki çok aðýr ve acý felaketlerle de olsa zihinleri zorluyor.

Ama, Ýslâm, Allah'ýn dinidir ve Ýlk Peygamberden bu yana bütün 'Enbiyaullah'ýn /ilâhî peygamberlerin ortak dinidir ve ona ebediyet vaat olunmuþtur. Ve Hakk ve baatýl, mükevvenatýn halk edilmesindeki iki zýt kutuptur. Nemrud'un zorbalýðýna karþý bir Hz. Ýbrahim ve, Firavunlarýn sonu gelmez zulüm ve entrikalarýna karþý bir Hz. Musâ.. Altýn gücüne dayanan Samirî Yahudilere karþý bir Hz. Ýsâ.. Ebû Cehl ve Ebû Leheb gibi þirk dininin önderlerine karþý bir, Hz. Muhammed (S)..

Evet, bütün ilâhî peygamberlerin hayatýnda da en zýt kutuptakiler de hep vardý.. Nemrud ve firavunlar, Ebû Leheb'ler evet, ölüp gitmiþlerdir, ama, zihniyetleri devam etmektedir. Ve onlarýn þeytanî dünyalarýna karþý da, 'her Firavuna karþý bir Musâ' hep olmuþtur ve olacaktýr.

Bu bakýmdan birilerinin, 'Ýslam'a göre bir dünya kurmak' hedefi taþýyan Müslümanlar için kullanýlan 'Ýslamcýlýk' isimlendirmesinden duyduklarý korkular yüzünden, 'Ýslamcýlýk öldü..' diye boþ yere sevinmelerine bakýp kaygýlanmaya gerek yoktur. Bir Fransýz yazarý 'O. R', bir kitabýnýn adýný 'Ýslamcýlýk öldü..' þeklinde vermiþti. Ama, o zamandan sonra, nice Ýslâmî arayýþlarý gördükçe, söyleyecek söz bulamamýþtý..

Emperyalist güçler, eski kolonyalist/ sömürgeci yöntemlerin artýk geçerli olmayacaðýný anladýklarý zaman, yerli halkýn içinden, onlarýn dilleri, yaþayýþ tarzlarý açýsýndan onlardan farksýz olmayan, ama, kafalarýnýn için emperyalizmin ölçülerine indekslenmiþ yerli kuklalarýný 'New colonialism' anlayýþý içinde Müslüman halklarýn baþlarýna diktiler.

Bizde de 'Ýslam bitti.. Onu hayattan kovduk..' diyenler çoktan yok olup gittiler.. Moðol Ýstilasý'ndan sonra Ýslam bitti sananlardan bugün hiç bir haber yok.. Birinci Dünya Savaþý'ndan sonra Osmanlý'yý parça parça edince, 'Ýslam'ýn iþini bitirdik..' diye sevinenlerin hayalleri de gerçekleþmedi; Müslüman dünyasý içten içe kaynýyor.. Bu, onun hayatiyetine iþaret etmektedir.

Bugün de Fransa'da en faþist cephenin lideri Marine Le Pen, Fransýz okullarýndaki büyük tehlikeden söz ediyor, Ýslam saldýrýsýndan dem vuruyordu, geçen hafta.. Ne miydi, 'Ýslam saldýrýsý..' dediði?

Müslüman ailelerin kýz çocuklarýnýn okullara Ýslâmî örtü gereklerine riayet etmeleriydi.

Evet, emperyal-þeytanî odaklarýn 'Ýslamcýlýk öldü..' þeklindeki sözleri, gerçekte, korkularýný yansýtýyor.

Kezâ, Müslüman'a ümitsizlik içinde olmak haramdýr. Biz, bir ölür, bin diriliriz.. Ve de, 'aþk yolcusu yorulmaz.. Daðlarý aþar -gider..'