Son dönemde gündeme gelen tartýþma konularýndan birisi de Ýslamcýlýk’dýr. Türkiye’de bu konuda uzman sayýlabilecek birçok akademisyen ve yazar var. Bunlarýn birbirine zýt gibi görünen tüm görüþlerinin deðerli olduðunu düþünüyorum. Çünkü Ýslamcýlýk bu ülkenin önemsenmesi gereken bir tasavvurudur ve bugünleri anlayabilmek için bu konuyu gözardý etmemek gerekir.
Ýslamcýlýkla ilgili Ýsmail Kara’nýn hazýrladýðý kitaplar en temel eserlerdendir. Ali Bulaç’ýn meseleye bakýþý her zaman entelektüel bir derinlik taþýmýþtýr. Bugün hükümete yönelik farklý çýkýþlarýyla gündeme gelen Ýhsan Eliaçýk’ýn Adalet Devleti de mutlaka incelenmesi gereken bir kitaptýr. Ýslamcýlýðýn öldüðünü iddia eden Mümtaz’er hocanýn yaklaþýmlarý da tartýþmaya deðer boyutlar içermektedir.
Ýslamcýlýk baþlýðý altýnda farklý ülkelerde farklý modeller, yöntemler, anlayýþlar, hareketler gündeme geldi. Bunlarýn hepsini ayný kefeye koymak elbette mümkün deðil. Ýdeolojiler çaðý olan 20’nci yüzyýlda Ýslam’ý da bir ideoloji þeklinde formüle eden anlayýþlarýn farklý yöntemleri öne çýkardýðý da biliniyor. Siyasi Ýslamcýlýðýn batýdaki algýsý, içinde silah ve þiddet bulunan radikal hareketler þeklindedir. Oysa demokratik (siyasi) zeminde faaliyet gösteren hareketlerden sosyo-ekonomik boyutlarý öne çýkaran hareketlere kadar geniþ bir yelpaze bulunmaktadýr.
Bugünün Türkiye’sinde büyük kitlelere hitap eden Nurculardan Süleymancýlara, tarikat gruplarýndan küçük düþünce gruplarýna kadar farklý kategoriler varlýðýný devam ettiriyor. Bu gruplar Ýslamcýlýk tartýþmalarý yokken de vardý, bugün de varlar.
***
Siyasal Ýslam baþlýklý kitabýmda Türkiye’de Ýslamcýlýðýn geliþiminin þu sebeplerle iliþkili olduðunu belirtmiþtim: Altkültürlere kimlik sunmasý, Kentleþme ve sosyal sorunlarýn etkisi, Radikal Ýslam’ý Ilýmlý Ýslam’la dengeleme politikalarý, Demokratikleþme, Tercüme faaliyetlerinin etkisi...
Siyasal Ýslamcýlýðýn demokratik versiyonu olarak nitelendirdiðim Refah Partisi’nin baþarýsýný ise þöyle özetlemiþtim: Diðer Partilerin derinleþen sorunlara çözüm üretememesi, Umut vaadi, Ilýmlý Ýslamcýlýðýn yayýlmasý, Rüþvet ve yolsuzluða karþý dürüst yönetim vaadi, Mahalli Ýdare Seçimlerinin önem kazanmasý ve yerel yönetimlerdeki baþarýlar, Kimlik sunmasý.
Bugün bazý yorumcular kötüleyici þekilde AK Parti’nin Ýslamcý olmadýðýný söylüyorlar. Oysa biz yýllardýr farklý sebeplerle AK Parti’nin Ýslamcýlýk kategorisinde tanýmlanmasýnýn doðru olmadýðýný söylüyoruz. AK Parti, RP ile temsil olunan Ýslamcý siyasi çizgiden AB, özelleþtirme gibi temel politikalarda ayrýþmýþtýr. Siyaset tarzý, yöntemi ve üslubu açýsýndan da AK Parti farklýdýr. Nitekim Kürt partisi, Alevi partisi, Ýslamcý partisi gibi kavramlarýn moda olduðu dönemde kimlik siyasetine soyunmamasý da bunun bir göstergesidir.
Ýslamcýlýk dünya genelinde büyük bir canlýlýk ve dinamizm üretmiþ, ortaya bir iddia koymuþtur. Hayata, dünyaya, küresel sisteme, modernizme yönelik bir bakýþ açýsý getirmek, ezilen kesimlere tutunma imkaný saðlamak kesinlikle küçümsenemez. Ýslamcýlýk hem kültürel canlanmaya ve sosyal dayanýþmaya vesile olmuþtur, hem de siyasi iddia sahipliðiyle bir aktörlük üretmiþtir.
Frankfurt okulundaki sosyalistlerin modernizm eleþtirisinin daha büyüðünü Ýslamcý aydýnlar yapmýþtýr. Ali Bulaç’ýn veya Abdurrahman Arslan’ýn çýkýþlarý, bazý dergiler bünyesindeki gençlere farklý ufuklar açmýþtýr.
Modernleþmenin, küreselleþmenin, kapitalizmin Ýslamcýlýk üzerine olumsuz etkileri üzerine elbette çok þeyler söylenebilir. Bugün de eleþtirilecek, sorgulanacak birçok konu tabii ki vardýr.
Mesela eskiden “devlet mürebbi deðildir, müdahaleci olmamalýdýr” diye tartýþmalar vardý, hakim deðil hakem devlet vurgusu yapýlýrdý. Þimdi ise herþeyi devletten (hükümetten) bekleyen bir anlayýþ var.
Oysa Ýslamcýlýðýn durumunu hükümetten sormak, hükümetle iliþkilendirmek veya geliþmeleri ona fatura etmek doðru deðildir. Hükümetler ön açar, teþvik eder, mayýnlarý temizler, imkanlarý geliþtirir. Bugün Ýslamcýlýk sivil toplum kurumsallaþmasý içinde hayatýn her alanýnda varlýk gösterebilmekte ve önemli fonksiyonlar görmektedir.
Geçmiþte çýkardýðýmýz ve bugün gururla andýðýmýz birçok Ýslamcý dergide Ýslam devleti tartýþmasý yapar, Kur’an’ýn formel bir devlet yapý öngörmediði, belli deðer ve ilkeler vaaz ettiði þeklindeki yorumlarý deðerlendirirdik.
Müslüman birey, hayatýn her alanýnda bu ilke ve deðerleri kuþanmak durumundadýr. Eðer bu birey siyasetçiyse siyaset yaparken (adalet, hakkaniyet, meþveret, meþruiyet) gibi deðerleri gözetmelidir. Aslýna bakarsanýz AK Parti’nin reel politikaya teslim olmamasý ve normatif politikayý elden býrakmamasý da bunun bir iþaretidir. Yoksa bütün dünya Ýran’ýn üzerine giderken ahlaki duruþundan taviz verebilirdi. Medeniyetler Ýttifaký projesiyle dünya çapýndaki Ýslam algýsýný deðiþtirmeye çalýþmasý, Ýslamofobi tartýþmalarý baþlatmasý, Ortadoðu’da kolay olaný deðil zor olaný seçmesi de böyledir.
Rahmetli Erbakan hocanýn katkýlarýný takdirle yad edebiliriz, ama onun tarzý daha çok kendi tabanýna mesaj vermek ve gösteriþli söylemlerde bulunarak tabularý yýkmaya çalýþmak þeklindeydi. Taksim’e cami tartýþmasý çok ses getirdi, ama cami falan yapýlamadý. Bugün ortada siyasi tartýþmalar yok belki ama yapýlan camiler var. Erbakan hoca da Kürt meselesinde çok duyarlýydý ve Ýslam kardeþliðini hep öne çýkardý. Ama bugün bu kardeþliðin somut tezahürlerini ortaya koyan ve sorunu çözüm noktasýna getiren bir iktidar var.
AK Parti, milletin deðerlerini geliþtirmeyi varlýk sebebi saymakla birlikte bir Türkiye partisi olarak hareket etmekte ve tüm toplum kesimlerini (bu kesimlerin tüm sorunlarýný) siyasetinin konusu yapmaktadýr. AK Parti iktidarý, bütün toplum kesimlerinin meselelerine el attýðý gibi dindar/muhafazakar kitlenin konularýna da sahip çýkmýþ, birçok Ýslamcý hareketin yapamadýðý katkýlarý yapmýþtýr. ÝHL’lerin, Kur’an kurslarýnýn kapatýldýðý, cemaatlerin korkarak hizmet yürüttüðü bir Türkiye’den Kur’an ve siyer dersinin tüm okullara konduðu bir Türkiye’ye ulaþýldýysa bunda AK Parti siyasetinin saðladýðý normalleþmenin payý büyüktür.