Ýslam’dan Müslümanlýða...

Yayýn yönetmenliðini yaptýðým Altýnoluk dergisi 31’inci yýlýna girdi. Ben Altýnoluk’un yayýn muhtevasýný Ýslam - Ýnsan, Ýslam -  Müslüman ve Ýslam - Toplum iliþkileri alanýnda ortaya çýkan açý farklarýný görmek, onu insanýn önüne taþýmak ve bir muhasebe yapmasýna imkan vermek olarak tanýmlarým.

Bu noktada Ýslam ile onun hayata yansýyan boyutu demek olan müslümanlýk, kiþilerin hayatýnda bazen üst üste oturmaz. Müslümanlýk yaþanýrken Ýslam’dan fire verilir. Kural çok çok güzeldir mesela, kiþi o kuralýn güzelliðini de ifade eder çoðu zaman ama kendi hayatýna bakýldýðýnda, farklý pozisyonlara göre o kuralýn çok uzaklarýna düþmesi mümkün olabilir.

Yunus onun için “Derviþlik olaydý tac ile hýrka biz dahi alýrdýk otuza kýrka” der. Derviþlik kýlýk kýyafetle olmadýðý gibi Ýslam kalitesi de sakalla, hacý-hocalýkla ya da kýlýk kýyafetle ölçülemeyebilir.

Bu sapmalar, açý farklarý diyeceðimiz hadise, genellikle sahip olunan pozisyonlarla baðlantýlýdýr. Ýnsan, pozisyonuna göre kuralý ýskalar, esnetir, görmezden gelir vs.  

Altýnoluk dergisinin Kasým sayýsýnýn kapak dosyasý Yunus’un o sözünden yola çýkýyordu. Oradaki yazýmýn þu bölümünü sizlerle paylaþmak istiyorum:

“Bir reklam filminin ana sloganý þöyle idi:

“Açken sen sen deðilsin!”

Evet, bazý zamanlar olur ki insanýn kimyasý deðiþir.

- Mesela öfkeliyken siz siz misiniz?

- Mesela bir çýkarýnýzýn haleldar edildiðini düþündüðünüzde siz siz misiniz?

- Mesela ayaðýnýza basýldýðýnda, mesela bünyenizden bir kýymýk koparýldýðýnda siz siz misiniz?

- Baba iken evlatlýk sorumluluðu hakkýndaki düþüncelerinizle evlatken babalýk hakkýndaki düþünceleriniz ayný mý? Yaþlý anne - babanýzýn yerinde olsaydýnýz evlatlarýnýzdan neler bekleyeceðinizi düþünüp, evlatken onlarý yerine getirebiliyor musunuz?

- Gelinsiniz kayýnvalide olabileceðiniz günleri, kayýnvalidesiniz gelinkenki beklentilerinizi hatýrlýyor musunuz?

- Satýcý iken alýcý iken ayný insan mýsýnýz?

- Ýþverenken iþçi iken düþünceleriniz ayný mý? Ýþçilikten iþverenliðe çýktýðýnýzda iþçilerinizin hukuku üzerinde iþçi ikenki düþüncelerinizi koruyor musunuz?

- Amirken memurken...

- Ýktidarken muhalefet iken...

- Yönetici iken yönetilen iken...

- Trafikte yolu paylaþýrken...

Hayatýn içindeki birbiriyle iliþkisi bulunan tüm rollerde... ayný soru söz konusu...

Çok çok okudunuz, çok çok dini terbiye aldýnýz, çok çok mürþid önünde diz çöktünüz... Bayaðý oldunuz yani... Peki hayatýnýzýn bütün kývrýmlarýnda, öðrendikleriniz, terbiyesini aldýklarýnýz aklýnýza geliyor mu, yoksa nefis ve þeytan bir yerlerden devreye girip damarlarýnýzda dolaþmaya baþlýyor ve her þeyi, hatta o zamana kadar tüm öðrendiklerinizi, meseleyi kendinize doðru yontmanýz yolunda size yol mu gösteriyor?

Davalý iken davacý iken ayný “kul hakký” hassasiyetlerini sergileyen insan mýsýnýz?”

Ne dersiniz?

Hayattaki pozisyonunuz ne ve siz, her durumda ölçüleri hatýrlayýp, ona göre hareket edebiliyor musunuz?

Yoksa ölçüleri hep baþkasý için hatýrlayýp, kendinizi hep yargýlayýcý konumda mý görüyorsunuz? Bazen kendi kendime diyorum: “Biz Kur’an’ý hep baþkalarý için okuyoruz ve Rasulullah’ýn hayat ölçülerini hep baþkalarýna hatýrlatmak için hatýrlýyoruz.”

Bu söylediklerimi þu sýralar siyaset alanýnda yaþananlara bakýp bir deðerlendirin. Mesela Ýslam’ýn mü’minlere telkin ettiði kardeþlik ölçülerini herkes kendi yüreðine sorsun bir: Ötekini yargýlamak için deðil, öncelikle kendini o ölçülerin süzgecinden geçirmek için. Kardeþlik iliþkileri noktasýnda Ýslam nerede, biz neredeyiz ve neleri nasýl meþrulaþtýrýyor, kendi pozisyonumuza haklýlýk kazandýrýyoruz? Baþka yerde baþka pozisyonlarda olsaydýk da þu anda takýndýðýmýz tavýrlarý sergiler miydik? Kaç kiþiyi sözle, dedikodu ile siyaseten katlettik? Sonra onlarla helalleþtik mi? Yoksa birilerini siyaset yaparken Ýslam’dan mý silip çýkardýk? Ve Ýslam bu hakký bize veriyor muydu?

Ne dersiniz bu sorgulama çok mu yersiz?