Hiçbir dayatma altýnda kalmadan, hür iradeleriyle 'Müslüman' olduklarýný söyleyenlerin -Müslüman olmanýn bütün gereklerini yerine getiremeseler bile-, asgarî sorumluluðu, Ýslâm'ýn temel hükümlerini bilip öðrenmek ve o hükümleri hayatlarýnda aslî ölçü almak niyetlerini asla terk etmemeleridir.
Kur'ân-ý Mûbîn'in Hucûrât Sûresi'nde, 6'ncý âyetinde, -meâlen-, 'Ey iman edenler.. Fâsýk bir kimse size bir haber getirirse, onu tahkîk etmeden, araþtýrmadan kabul etmeyin.. Yoksa, bilmeden bir topluluða haksýzlýk edersiniz de, sonra piþman olursunuz..' buyrulmaktadýr.
Bu aslî ölçüyü, Ýran'ý konuþurken de unutmamak zorundadýr Müslümanlar..
*
Ýran Cumhurbaþkaný Ýbrahîm Reisî, Dýþiþleri Bakaný Huseyn Emîr Abdullahiyan, ve Tebriz Cuma Ýmâmý ile Tebriz Valisi ve diðer 4 kiþinin bir helikopter kazâsýnda vefat etmeleri, sadece Ýran ve bizim kamuoyumuzda deðil; hemen hemen bütün dünyanýn ilgisini çeken bir durum ortaya çýkardý.
Bu haberleri, hele de içinde bulunduðumuz çaðýn iletiþim teknolojisindeki korkunç yoðunluk açýsýndan hemencecik inanmak veya reddetmek imkânsýzdý.
Ama, hem bizde, hem de dünya kamuoyunda yazýlýp çizilenlere, yapýlan deðerlendirmelere bakýlýnca.. Tablo daha bir karmaþýk hale geldi.. Kimileri, sýradan teknik bir kazâyý esas alýrken, niceleri en akýl almaz iddialarý dile getirdiler.. Hattâ, 'Ýnkýlab Rehberi' diye anýlan en üst yetkili olan Ali Khameneî'nin duruma hâkim olmak için, 'bir generali cumhurbaþkanlýðýna getireceði'ne dair tahminlerini (gerçekte ise, temennilerini) ileri sürenler bile oldu..
Kimi çevreler de, saatlerce bulunamamasýný, Ýran'ýn nasýl bir olumsuz durumda olduðunu söylediler.. Dahasý, Ýran'ýn Türkiye'den yardým istemesini bile, bir tarafý rahatsýz edecek cümlelerle ifade edenler bile oldu. Bunlarý söyleyenler, 15 sene öncelerde, (merhûm) Muhsin Yazýcýoðlu'nun düþen helikopterine 3 gün boyunca ulaþýlamadýðýný hatýrlamadýlar..
Kýsaca, bu deðerlendirmelerin pek çoðunda 'baþa kakýcý' basit ve utandýrýcý görüþler ulaþtýrýldý, halkýmýza..
Bundan ayrý olarak, Ýran'da mevcut yönetime þiddetle muhalif olanlarýn, bu kazâyý öðrenilince, 'havaî fiþekler atýldýðý, kutlamalar yapýldýðý' þeklindeki deðerlendirmeleri bile yayýlmaya çalýþýldý.. Dahasý, Reisî'nin yargýçlýk yaptýðý yýllarda, 'bazý sanýklara veya mahkûmlara zulümler yaptýðý' iddialarý bile yayýlmaya çalýþýldý.. Zannedilir ki, 1925'lerden sonra bizdeki 'Ýstiklâl Mahkemesi' denilen cinayet mekanizmalarýnýn baþýnda yer alan (Kel) Ali Çetinkaya ve diðerlerinin çaðdaþ bir tekrarý söz konusu.. (Sovyet Rusya Komünist Ýmparatorluðu' döneminde, 1987'lerde, Azerbaycan baþkenti Bakû'dan Tahran'a gelen bir radyo-tv sorumlusu, -bu satýrlarýn sahibine- 'Azerbaycan'dan kara yoluyla Ýran'a geçtiðim andan, taa Tahran'a kadar, yollarýn iki tarafýnda, dâraðaçlarýnda sallandýrýlmýþ insanlarý göreceðime o kadar inandýrýlmýþtým ki.. Ama, öyle bir tek örneðe bile rastlamadým.' itirafýnda bulunmuþtu.)
*
Elbette Ýran'da, idâm yapýlmadý denilemez. 1977 ortalarýndan 1979 baþýna kadar 1,5 sene içinde, Þah rejimi tarafýndan 150 bin kadar insanýn öldürüldüðü bir ülkede, o rejim yýkýlýnca, suçlulardan ele geçirilebilenlerden hesap soruldu, elbette.. Ama, Ýnkýlab'ýn ilk lideri Ýmam Rûhullah Khomeynî, Ocak -1979 baþýnda Þah'ýn ülkeden kaçmasýndan sonra, Ýran'da bazý kiþi veya gruplarýn, kendiliklerinden linç vs. cezalandýrmalara girdiðini duyunca, Ýran'a dönüþünü erkene almýþ ve 15 yýllýk bir sürgünden sonra Þubat-1979 baþýnda Ýran'a geldiðinde de, 'Millet, suç sanýklarýný yakalayýp bize getirecek ve biz onlarý kuracaðýmýz Ýslâm mahkemelerinde yargýlayacaðýz, ama, mahkeme hükmü olmadan, birilerine bir sille bile vuranlar olursa, onlar da aynen Þah gibi zâlimdirler..' diyerek duruma hâkim olmuþtu..
Ýran'da Mahkemelerin bu gün de, Ýslâm hükümlerine ve -elbette kendi fýqhî tefsirlerine göre idâm cezasý verdiði-, hele de 'kýsas' uygulamasýnýn devam ettiði açýktýr. Ama, onlar bile þahsî dâvâlarda, 'kýsas' hükümleri uygulanmadan, maðdur tarafýn kan hakký sahiplerine, 'Affederlerse, bunun daha hayýrlý olacaðý'na dair Kur'an hükümleri hatýrlatýlýr ve nice idâm mahkûmlarýnýn, dâraðacý altýnda, boynuna ip geçirildikten sonra affedildiði müjdesiyle kurtulduklarýna dair yýðýnla örnekler vardýr.
*
Bu arada, Siyonist Ýsrail rejiminin 'bu helikopter kazasýnda dahlinin olmadýðý' açýklamasý, dahlinin olduðu iddiasýný yapsaydý, o kadar inandýrýcýdýr.. Çünkü, böylece 'Bu gibi eylemleri yapabilme gücünü' hatýrlatmýþ oluyor.
Reisî'yi , "Binlerce siyasî mahkûmun yargýsýz infazýnda kilit rol oynamak ve korkunç insan haklarý ihlaline karýþan acýmasýz bir katýlýmcý.. Ellerinde kan var!" diye tanýmlayan ABD Savunma Bakaný Austin'in "Bu kazada hiçbir rolümüz yoktu; bu açýk ve basit bir gerçek.." þeklindeki açýklamasý da bir traji-komikliði sergiliyor..
Ayrýca, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby'nin, 'Ýran'ýn kendilerinden de yardým istediði, ama, büyük ölçüde lojistik sebeplerden dolayý bu yardýmý saðlayamadýk." açýklamasý ve Türkiye'nin kazâ mahallini belirlemekteki etkili rolünün dünya medya organlarýnda geniþ olarak ele alýnmasý da elbette önemli..
*
Evet, bütün bu deðerlendirmeleri, Hucûrat Sûresi, 6'ncý âyeti bir daha hatýrlayarak..
*