Bir lafýn doðru anlaþýlabilmesi için evvela o lafýn kim tarafýndan söylendiðine, saniyen o lafla neyin murad edildiðine bakmak lazým.
“Dinde reform!” isteyen birilerinin aðzýndan “Ýslâm’ýn güncellenmesi” gibi bir laf döküldüðünde bundan neyin murad edildiði aþikârdýr.
Lakin “Ýslâm’ýn güncellenmesi” lafý, “Dinde reformu” sapkýnlýk olarak gören birinin aðzýndan çýkmýþsa, o lafla murad edilenin ne olduðu da þeksiz-þüphesiz bilinir.
Cumhurbaþkaný’mýzýn bu bahiste nerede durduðu herkes tarafýndan bilinir.
Dini anlayýþlarýn ve yorumlarýn zamanýn deðiþmesiyle birlikte deðiþeceði ilkesinden hareketle söylenilen “Ýslâm’ýn güncellenmesi” lafýnýn, gerçekte Ýslâm’ý çaðlar üstü kýlan anlayýþýn doðru bir tanýmý olduðunu bilmem hatýrlatmaya gerek var mý?
Zira bu iþin erbabý olan herkes bilir ki “Ezmânýn tagayyürü ile ahkâmýn tagayyürü inkâr olunamaz” ilkesi, Ýslâm’ýn deðiþime açýk, dinamik ve evrensel yüzünün ifadesidir.
Kuþkusuz Ýslâm’ýn deðiþmez sabiteleri vardýr.
Bunlar her asýrda aynen geçerlidir.
Lakin kimi hükümler var ki zamanla/dönemle mukayyettir.
Zaman deðiþtikçe anlayýþlar ve kurallar da deðiþir.
Bu deðiþimin kendisi sabitelerle uyumlu olmak zorundadýr.
Ýçtihat denilen þey bu ihtiyaçtan kaynaklý bir gerekliliktir.
Dinin bizatihi kendisi ile dini anlayýþlarý birbirinden ayýrmak lazým.
Dini anlayýþ ve yorumlar (içtihatlar) dinden neþet etse bile dinin bizatihi kendisi olarak kabul edilemez.
Dini anlayýþlarý ve yorumlarý dinin kendisiymiþ gibi dayatmak da bir tür sapkýnlýktýr.
Dindarlarýn o yorumlardan herhangi birini benimsemeleri ne kadar haklarýysa, o yorumlarý dinin bizatihi kendisiymiþ gibi dayatmalarý da haksýzlýk ve hadsizliktir.
Bu baðlamda herkesin benimsediði anlayýþý ve yorumu dinin bizatihi kendisiymiþ gibi dayatmamasý þartýyla özgürce savunmaya ve bu doðrultuda amel etmeye hakký vardýr.
Baþkalarýnýn da o þekilde düþünenleri dini ve dindarlarý topyekûn hedef tahtasýna oturtmamak þartýyla eleþtirmeye hakký vardýr.
Bu çoðulcu ve özgürlükçü bakýþ açýsýndan sapmamak gerek.
***
Zamanýn deðiþmesiyle beraber ahkâmýn, yani anlayýþ, yorum ve kurallarýn da deðiþebileceðine vurgu yapmak dinin bizatihi özüne uygun bir anlayýþýn ifadesidir.
Dini, geçmiþte veya halihazýrda ortaya konulan kimi anlayýþ ve yorumlardan ibaret zannetmek, dine yapýlabilecek kötülüklerin baþýnda gelir.
Dini anlayýþlarýn kendisi nass hükmünde deðildir.
Naslarýn yorumlarý da beþeridir.
Ýçtihat alanýna giren konularda yapýlan tüm yorumlar kim tarafýndan yapýlmýþ olursa olsun nass mertebesine yükseltilerek kutsal ve iliþilmez kýlýnamaz.
Toplumu dinden soðutacak veya uzaklaþtýracak tarzdaki dini anlayýþ ve yorumlarý dinin kendisiymiþ gibi savunup dayatanlar ne kadar yanlýþ yoldalarsa, dine yaslanýlarak ileri sürülen kimi anlayýþlardan dolayý dinin kendisini ve topyekûn dindarlarý itham edenler de yanlýþ yoldadýrlar.
Ne dinin toplum nezdinde itibarsýzlaþtýrýlmasýna, ne de dindarlarýn öyle üç beþ fetva üzerinden lince tabi tutulmasýna müsaade etmemek gerekir.
Cumhurbaþkaný’mýzýn bu hassasiyet temelinde ortaya koyduðu tavrý baþka yöne çekenler, dahasý ve en fenasý Cumhurbaþkaný’mýza sözümona dindarlýk kisvesi altýnda hadsiz ve densiz ithamlarda bulunanlar bilinmelidir ki asla iyi niyetli deðildirler.
Cumhurbaþkaný’mýzýn yaptýðý þey, doðru bir anlayýþýn ortaya konulmasýndan ibarettir.
Yaptýðý eleþtiriler ve getirdiði öneriler de kimsenin þahsýna yönelik olmayýp dinin doðru temelde anlaþýlmasýný ve dindarlara yönelik haksýz algýyý ortadan kaldýrmayý amaçlamaktadýr.
***
CHP’nin bu bahiste baþýný uzatýp sanki Cumhurbaþkaný’mýz tarafýndan Ýslâm’ýn sabiteleri/nasslarý deðiþtirilmek isteniyormuþ algýsý oluþturmaya kalkýþmasý da sahiden traji-komik bir durumdur.
Kendi tek parti iktidarlarý döneminde “dinde reform” adý altýnda nasýl sapkýn bir anlayýþý dillendirip uygulamaya koyduklarýný hatýrlarlarsa, bu bahiste konuþmaya haklarýnýn olmadýðýný anlarlar.
Ezanýn dilinin deðiþtirilmesinden mi bahsedelim, camilere týpký kiliselerde olduðu gibi sýralarýn konulmasý önerilerine mi deðinelim?
Bari siz susun ya...