Ýsmi üstünde ‘eksik’ bir film

80 darbesi sonrasý parçalanan bir ailenin izini süren Eksik filmi Türk sinemasýnýn siyasi örneklerinin bütün eksiklerini üzerinde barýndýrýyor. Yine de film Barýþ Atay’ýn yönetmenliði adýna umut veriyor.

Türk sinemasýnda 90’lardan sonra gerçekten siyasi sinema var mý tartýþma götürür. Barýþ Atay’ýn ilk yönetmenlik denemesi Eksik, bu anlamda son örneklerden biri ve kendinden öncekilerin tüm eksikliklerini barýndýrýyor. 35 yýl önceki bir darbeyle günümüzde hasaplaþýlýyor olmasýný bir kolaycýlýk olarak görüyorum. Hadi geç olsa da 12 Eylül’le ilgili filmler yapýlýyor. Peki ama o dönem yapýlan iþkenceler kadar 12 Eylül’ün sebebi, öncesi ve sonrasýný anlatabiliyorlar mý? Seyrettiðim filmlerin propaganda veya duygu sömürüsünün ötesine geçtiðini görmedim. Eksik filmi üstünden ne demek istediðimizi anlatalým.

Film darbenin olduðu gece baþlýyor: Örgütlü olduðu anlaþýlan bir genç sokaktaki askerlerden kaçar. Babasýnýn evine eþinin ve çocuðunun yanýna varýr. Tam kaçmak için bavullarýný toplarlarken asker evi basar ve hem genci hem de hamile eþini tutuklar. Bu sýrada gencin babasý askerleri durdurmaya çalýþýr ve emekli bir albay olduðunu söyler. Ama askerler dinlemez tabii. Sonunda hem genç hem eþi iþkence görür. Hamile genç kadýn iþkence sonrasý bir hastane önüne býrakýlýr. Fakat gençten haber alýnamaz. Emekli albay kayýnpeder ise tüm bunlardan oðlu ve gelini ile onlarýn arkadaþlarýný suçlar. Hamile genç o gece çocuðunu doðurur ama iþkence çocuða da zarar vermiþtir. Kayýnpeder kýzý evden kovar, annesinin yanýna, Antakya’ya gönderir. O sýrada 8-9 yaþýnda olan diðer çocuklarý Deniz’i ise annesine vermez. Yýllar geçer ve Deniz baþarýsýz, alkolik ve içine kapanmýþ bir yetiþkin olarak karþýmýza çýkar. Ýþini de kaybedince Ýstanbul’u terkedip annesinin yanýna gelir. Annesi ve özürlü kardeþi Devrim ile yaþamaya baþlar. Deniz, Ýstanbul’dan tek baþýna gelmemiþtir Antakya’ya, yanýnda ailesine duyduðu öfkeyi de taþýmýþtýr.

Sonrasýnda ise çözülmeler ve hesaplaþmalar gelir. Þimdi, böyle bir hikayede karakterler üzerindeki hatalar bütün tadý kaçýrýyor. Öncelikle Deniz karakterinin apolitikliði, yönetmenin 80 sonrasý jenerasyonlara gönderdiði bir eleþtiri. Ama hem bir albayýn torunu hem de annesi, babasý belirli bir bilince sahip olan çocuðun bu kadar lümpen olmasý gerekçelendirilemiyor. Gelelim anneye; çocuðu elinden alýnan ve özürlü bebeðiyle yaþama tutunan bu kadýnýn olgunluk halinde hiç bir siyasi tavýr göremiyoruz. Kadýn gençliðinde bu kadar siyasi ise ve bu kadar bedel ödemiþse nasýl etkisini göremeyiz olgunluk döneminde. Mutsuzluðunu görüyoruz ama ya kýzgýnlýðý? Güya devrimci olan bu kadýn bütün o siyasi görüþünü bir ceket gibi çýkarýp askýya mý astý?

ÇÖLDEKÝ BÝR KAÇ AÐAÇ GÝBÝ

Burada Barýþ Atay’ýn kiþisel bakýþýnýn etkileri görülüyor. Atay emekli albay ile filminde yer verdiði sýnýfýn içinin boþaltýlmýþ olduðunu ve siyasi bir yanýnýn olmadýðýný söylemeye çalýþýyor. Bu da onun tarafgirliðinin bir göstergesi. Zaten bence Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri bu: Kendisini siyasi olarak niteleyen insanlar da siyasal alt yapýya sahip deðil. Türkiye’de herkes kendini muhalif olarak ifade ediyor. Halbuki siyasi olarak dolu deðilseniz muhalif olamazsýnýz. Muhalefetten siyaset çýkmaz, siyasetten muhalefet çýkar. Filmdeki karakter Deniz, annesine ve babasýna öfke duyuyor ve “Siz daha bir aileyi bir arada tutamamýþsýnýz, bu ülkeyi mi düzeltecektiniz?” diyor. Özürlü kardeþinin adýnýn Devrim olmasý çok zayýf bir mesaj. 12 Eylül zihniyetinin sakatladýðý bir devrim ve umutsuzluðu anlatýyor.

Ülkemizde, kiþiler hangi siyasi görüþe sahip olursa olsun asla özeleþtiri yapamaz. O zaman da katmansýz, tek düze iþler seyretmeye devam ederiz. Bütün bu eleþtirilerime raðmen sinemamýzý bir çöl iklimine benzetirsek Eksik filmini birkaç aðacý bulunan vaha olarak da adlandýrabiliriz. Yönetmenin kendini aþmasýný ve bu filmin gelecekte daha kompakt yapýmlarýn habercisi olmasýný ümit ederim.

FÝLMÝN KÜNYESÝ

Yönetmen: Barýþ Atay

Senarist: Mehmet Kala, Þeref Nokta

Oyuncular: Özgür Emre Yýldýrým, Nur Sürer, Barýþ Atay, Toprak Saðlam, Þebnem Sönmez

Yapým: 2015, Türkiye

VÝZYONDAKÝLER

Kanunun Kuvveti

1975 Marsilya! Genç polis memuru Pirere Micheal, bölgeye yeni atanmýþtýr ve organize suçlarla baþetmek ilk hedefidir ve bu yüztden ünlü mafya babasý Gaetan Zampa’nýn hedefi haline gelir. Her ikisi de biribirinden kurtulmak için daha once denenmemiþ olaný denemek zorundadýr.

Ejder Yuvasý

Elfler ve insanlar Altera topraklarýnda barýþ içinde yaþarlarken, kötü kalpli Elf Elena, karanlýk daðlarda uyuyan kara ejderin uyandýðýný ve insan topraklarýna saldýrmak için ordusunu toplamaya baþladýðýný söyler. Güzel ve çekici Elf prensesi Nerwin ve muhafýzý Liya, ejderhaya karþý birlikte savaþmak insan topraklarýna, kralýn yanýna gider.

Tek Aþkým

Boþanmanýn eþiðinde olan Ethan ve Sophie, evlilik terapistlerinin önerisiyle doðayla iç içe, güzel bir kýr evine tatile giderler. Romantik ve eðlenceli baþlayan bu hafta sonu kaçamaðý, beklenmedik sonuçlar doðuracaktýr.

Kuzular Firarda

Kuzular, çiftlikteki iþlerden sýkýlmýþ, tatil yapabilmenin hayalini kurmaktadýr. Bir gün hem çiftçi sahiplerini hem de çoban köpeðini atlatýp tatil yaparlar. Fakat uyuyakalan çiftçinin karavaný, þehre kadar gidip gözden kaybolur. Kuzular, köpek dostlarýyla birlikte sahiplerini bulmak için þehre gider ama bu o kadar kolay kolay olmayacaktýr...

Senden Bana Kalan

18 yaþýna girdiði gün, dedesinden kalan mirasý alabilmesi için yerine getirmesi gereken vasiyet gereði köy okulundan mezun olmasý gereken Özgür, geldiði köyde hayatýnýn en büyük sýrrý ve aþkýyla tanýþacaktýr. Elif, Özgür’ü geçmiþi ve yeni geleceðiyle tanýþtýracaktýr. Ancak Elif’in de bir sýrrý vardýr...

Mihrez: Cin Padiþahý

Ýlk kez bir filme konu olan cin padiþahý yýllar önce gerçekleþmiþ bir olaydan yola çýkarak senaryolaþtýrýldý. Bir grup gencin daveti üzerine aralarýna katýlan cinler, hayatlarýnda yok saydýklarý bir olayýn bedelini ödetmek için peþlerini býrakmaz...

Polis Akademisi: Alaturka

Ýpini koparan herkesin alýndýðý bir polis akademisinin aþýrý disiplin merakýyla tanýnan müdür muavini Beton Haþmet’in baþýna gelen bir dizi komik olay seyirciyi bol gülmeli bir serüvene sürüklüyor.

Sebahat & Melahat

Film, çapkýnlýk yaptýklarýný öðrendikleri kocalarýný bulmak için Karadeniz’den Ýstanbul’a uzanan iki kadýnýn yolculuðunu konu ediyor. Sebahat ve Melahat’i sinemaya taþýmanýn en büyük hayalleri olduðunu belirten Seymen Aydýn ve Adem Yýlmaz, “Bu hayalimizi hayata geçirme fýrsatý verdiði için Mint Yapým ve Birol Güven’e teþekkür ediyoruz” diyor.