Ýtalya’nýn finale gelene kadar çýkýþý, inanýlmaz bir performans gerektiriyordu. Bu da futbolcularýn vücutlarýný çok zorladý. Hak ederek finale adlarýný yazdýrdýlar.
Ýspanya ise sahada “Barcelona forma mý deðiþtirmiþ?” denecek kadar, ayný futbolu oynayarak, çok zorlanmadan finale ulaþtý. Böyle olunca, finalde daha diri, daha oturaklý, vücutlarýný zorlamadan futbol oynayan Ýspanya’nýn, favori olmasý kaçýnýlmazdý. Bütün maç boyunca bu açýkça gözüktü.
Ýtalya’nýn Pirlo’su vardý. Ama Ýspanya’nýn, Pirlo’larý daha çoktu. Ýniesta, Xavi, Xabi Alosno ve Fabregas gibi...
Ýspanya o kadar çok pas yaptý ki, zaten yorgun olan Ýtalyanlar iyice yoruldu. Ve Ýspanya nefis 2 gol atarak ilk yarýyý önde bitirdi. Ýtalyanlar’ýn en çok umut baðladýklarý Mario Balotelli’yi Ýspanya savunmasý iyi kapatýnca, Boðalar kalesinde çok gol pozisyonu görmedi.
Ýkinci yarý karþýlýklý gol pozisyonlarý ile baþladý. Ama Ýspanya’nýn Pirlo’yu iyi kapatmasý ve Pirlo’nun da yorgun düþmesiyle Ýtalyanlar maçý oluruna býrakýr bir görüntü çizdi.
Bu yorgunluðun üzerine, bir de Ýtalya Teknik Direktörü Cesare Prandelli’nin yaptýðý erken deðiþikliklerin, takýma zarar vermesi eklendi. Üç oyuncu deðiþikliði hakký erken kullanýldýðý için, Motta da sakatlanýnca, Ýtalyanlar son yarým saati 10 kiþi oynamak zorunda kaldý. Bu, Ýtalya’nýn maça ve kupaya resmen havlu atmasý anlamýna geliyordu.
Fizik gücünü iyi kontrol edemeyen takýmlar, Barcelona; dolayýsýyla da Ýspanya’nýn oyun sistemine karþý duramýyorlar. Ýspanya, çok pas yaparak rakibini yoruyor, ondan sonra da hakimiyeti ele geçiriyor.
Bence Ýspanya çok zorlanmadan ve kendisini yormadan finale geldi. Turnuvanýn flaþ takýmý Ýtalya karþýsýnda da çok zorlanmadýlar ve hak ettiklerini aldýlar, ayrýca üst üste 3 büyük turnuvada þampiyon olarak bir rekor kýrdýlar.
