İspanya modeli’ni uzun zamandır konuşuyoruz, çoğu zaman da doğrusunu yanlışını ayırmadan, ezberlerimizi kılavuz yapıp konuşuyoruz. “İspanya modelini alalım”, tamam ama Türkiye için uygulanabilir mi, orasına pek bakmıyoruz. Tecrübe paylaşımı elbette önemlidir. Etnik sorunlarda çatışma çözücü bir çıkar yola imkan verebilir. En azından mevcut sorunu çözme ve kendi özgün modelimizi oluşturma noktasında ilham verici olabilir. Bir adaptasyonsa yapacağımız şey, derde deva olmayacağı kesin...
Çok bölgeli idari sistem, bahsi diğer. İspanya’dan konu açmam asıl başka maksatla. İspanya toplum olarak biraz bize benziyor. Sıcakkanlı insanlar, hoşsohbetler, bizdeki gibi yol sorana adrese teslim tarif vermeseler de ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Türkiye’ye karşı bir önyargıları yok, hatta “Türk Tutkusu” adında çok satan bir roman İspanya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısını epey artırmış. Türkiye’nin İspanya’ya merakı ise en başta o topraklar üzerinde kurulmuş olan ve yaklaşık 800 yıl yaşayan Endülüs Devleti’yle ilgili.
Mağdur eden eşitlik
Bir şey daha var, İspanya ve Türkiye’yi yaklaştıran. Geçtiğimiz hafta bu yakınlık dolayısıyla AK Parti Kadın Kolları Başkanı Özlem Topal, İstanbul İl Yönetimi’nden kadın temsilcilerle birlikte Malaga ve Sevilla’da Endülüs Bölgesi ve İspanya genelinde iktidarda olan partinin kadın üyeleriyle bir dizi görüşmeler gerçekleştirdi. 22 Kasım’da Taksim’de gerçekleştirdikleri “Kadına şiddete sıfır tolerans” eyleminin bir devamı olan bu temaslarda, Halk Partili (Partido Popular) kadınların İspanya’da kadına karşı şiddeti önlemek için uygulamaya koydukları politikalar ve kadın üyelerin bu amaçla yürüttükleri sivil toplum çalışmaları hakkında bilgi alındı, karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşıldı. Doğrusu İspanyollar ve Türklerin birbirlerine ne kadar benzediğini bir kez de kadınların makus talihi üzerinden görmüş olduk.
Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri İspanya’nın da en dikkat çekici sorunlarından biri. Yılda ortalama 100 kadın, eşi ya da sevgilisi tarafından öldürülüyor, kötü muamele ve şiddetin istatistiği ise tutulamayacak boyutta. Ekonomik kriz kadına yönelik şiddeti de artırmış. Kemer sıkmak zorunda kalan erkekler hırslarını en yakınlarındaki kadından çıkartıyorlar, besbelli.
Halk Partili kadınlar Malaga ve Sevilla’da kadına karşı şiddeti önlemek için yürüttükleri kampanyaları anlattılar. Kadınlarla ilgili her konuda çalışan dernek tipi örgütlenmeleri var. Hükümetteki kadınlar doğrudan kendileri değil bu dernekler üzerinden yürütüyorlar eşitlik politikalarını. Dikkat çekici bir husus da kadınların eşitlik politikalarından mağdur olabildiklerini dile getirmeleri oldu. Emeklilik yaşı bunlardan biri. Malaga Meclisi’nden bir kadın vekil, Türkiye’den farklı olarak kendilerinde pozitif ayrımcılık olmadığını, kadınların da erkekler gibi 65 yaşında emekli olabildiğini esefle ifade etti.
Heteredoks aileler
AK Parti İstanbul Kadın Kolları ve PP’nin kadın üyeleri İstanbul’da yeniden görüşmek ve ortak bir proje üzerinde çalışmak kararı aldılar.
Türkiye toplumu ile İspanya toplumunun benzerlikleri yanında farklılıkları da dikkat çekici. Ve bence bunlar Türkiye lehine farklılıklar. Türkiye eşitlik politikalarını yasal zeminden toplumsal zemine taşıyacak sosyal projelerle ve en önemlisi de eğitim yoluyla, kadına karşı şiddeti çok aza indirebilir. Bu konuda din de bir eğitim aracı olarak görülmelidir. Diyanet bu tür sosyal politikalarda çok önemli bir işlev üstlenebilir.
Kadını koruyan değil mağdur eden bir eşitlik anlayışının varlığı, heteredoks aile modellerinin yaygınlaştığı ve insandan nefsini sınırlamasını isteyen inanç sistemlerine toplumsal bir rol verilmediği yapılarda kadını şiddetten korumak için elinizdeki araçlar çok sınırlı hale geliyor.