Türkiye'ye uygulanan yaptýrýmlar, artýk yaptýrým olmak haddini aþtý, bir ekonomik savaþla karþý karþýyayýz... Bunun milli mücadeleyi ve fedakarlýðý gerektirdiðini biliyoruz. Kriz dönemleri toplumlarýn kendilerini muhasebe etmeleri için önemli zamanlardýr. Ýnþallah biz de bu zorlu geçitten muvaffak olarak çýkacaðýz.
Ekonomi uzmaný deðilim. Ama her anne gibi, mali sýkýntýlar zamanýnda yapýlacak ilk iþin bütçeyi gözden geçirerek, yaþamsal ve zaruri olanlarýn öncelenip, diðer ihtiyaçlarýn da zaman çizelgesine sokulmasý olduðunu biliyorum. Bunun anlamý, “israf haramdýr” gerçeði.
Çok þey söyleyemem maliye politikalarý hakkýnda. Ama bariz þekilde göze çarpan israflarýmýzdan vazgeçebiliriz. Son 10 yýla damgasýný vuran “AVM”ler, ne yazýk ki bizim toplumsal simgemiz haline geldi. Her devrin kendine has bir ekonomi mimarisi olur. Geçmiþ zamanlarda bu simge, kervansaraylardý, daha yakýn zamanlarda banka binalarýydý, þimdilerdeyse büyük alýþveriþ merkezleri... Çocuklarýmýz bile boþ vakit dendiðinde alýþveriþ merkezlerinde zaman geçirmeyi anlýyor. Harcama, satýn alma ve tüketim, hayatýmýzýn asal temposu, gayesi halinde... Tüketim çýlgýnlýðýndan kurtulmamýz gerekiyor. Alýþveriþ için yaþamak yerine, yaþamak için alýþveriþ mantýðýna dönüþ yapmalýyýz. Gerçek baðýmsýzlýk, israfýn kölesi olmamakla saðlanýr.
Birbirimizle dayanýþmayý yeniden canlandýrmamýz gerekiyor. Akrabalýk, komþuluk ve güven iliþkileri yeniden tazelenmeli. 90'larý da hiç kolay geçirmedik, aðýr IMF borçlarýmýz, iþsizlik, yoksulluk neredeyse rutinimiz halindeydi... O günlerin krizlerini aþarken toplumsal dayanýþmayý hep önemli kalemlerden sayýyordu uzmanlar. Ekonomik refah artarken insani iliþkiler zayýflýyor hatta kopuyor, kardeþin, akrabanýn hýsýmýn, komþunun, arkadaþýn yerini profesyonel hizmetler alýyor. Psikologlarla, makinalarla, otomatiklerle çerçevelenmiþ, egoizmi besleyen yalnýzlýklar baþlýyor ardýndan. Þimdi biz yeniden geleneksel iliþkiler dünyamýza dönersek, zor günlerimizi atlatabilmek büyük ihtimalle daha kolay hale gelebilir...
Devlet büyüklerimiz döviz birikimlerimizi TL'ye çevirmemiz gerektiðini söylüyorlar haklý olarak. Millet olarak bu tedbiri elbette alacaðýz. Ama bu kampanya, herkesten evvel siyasilerimizin öncülüðünde gerçekleþmeli. Toplumun gözü, rol model olan þahýslarýn üstünde... Milletvekilleri, futbolcular, þarkýcýlar, dizi film karakterleri, ihtiþamlý hayatlarýný sürdürmeye devam ettikçe, sade vatandaþtan iktisat ve tutumluluk beklentisi boþa çýkar. Bir milletvekilinin süper havalý otomobilini ama alýnteriyle kazanýldý diye savunamazsýnýz. Bir þeyhin gittiði on yýldýzlý otel tatilini, haram deðil ki kardeþim sözleriyle tevil edemezsiniz... Hasýlý samimi ve dürüst olmak zorundayýz.
Belki yukarý katlardan iyi fark edilmiyor. Ama insanlarýmýz panik kasýrgasýna sokulmakla karþý karþýya. Bunun milli mücadele azmi gerektirdiðini biliyoruz. Lakin bundan sonra kurulacak ikinci cümle nedir. Mesela bankada dövizimiz yoksa ne yapmalýyýz. Bunlarýn bize tane tane sakince anlatýlmasý gerekiyor.
Sözlüklerimizin ne yazýk ki unuttuðu bir kavram var: “Kanaat”... Sözde deðil özde kanaat ehli olmak ne demek... Huzur ne demek. Sadece refah arttýkça saðlanacaðýný zannettiðimiz halde, zenginleþtikçe kaçýrdýðýmýz bir þey huzur da kanaat de... Rekabete dayalý serbest piyasanýn ne siyasetinde ne medyasýnda ne akademisinde zaten iþitmiyoruz bu kelimeleri...
Helali harcamanýn da bir ahlaký var. Siyasilerimizin bu konuda doðru model olmalarýný istiyoruz.