Baþlýðý deðerli bir yazardan ödünç aldým. Dünkü yazýsýnda Kudüs konusunu ele almýþ ve Ortadoðu meselesinin nasýl çözüleceðini/çözülemeyeceðini özetlemiþ ve araya bu cümleyi koymuþ.
Yok ama, öyle bir silahlý kuvvet olsa ve Ýsrail’e saldýrsa bileüçüncü dünya savaþýnýn fitilini ateþlemiþ olacaðýný da kendi üslubuyla anlatmýþ.
***
Ben de ayný kanaatteyim.
Çünkü Ýsrail bugüne kadar hiçbir karara uymamýþtýr. Ne BM kararlarýna ne BMGK kararlarýna, ne de kendisinin altýna imza attýðý taahhütlere.
Uymak bir tarafa tam tersine iþgali sürdürmüþ, Filistinlileri topraklarýndan atmaya devam etmiþ. Kafasýna estiðinde Filistinlilere bomba yaðdýrmýþ/yaðdýrýyor.
Yani Ýsrail’in anlayacaðý tek dil silahlarýn dilidir.
HAMAS’tan korkusunun altýnda da bu gerçek yatmaktadýr.
HAMASgayrimeþru iþgale karþý direnen meþru bir mukavemet örgütüdür.
***
Ama gelin görün ki HAMAS’ý desteklemesi gereken ülkeler Ýsrail ile anlaþýyor ve HAMAS’ý terör örgütü ilan ediyor!
Yani ‘Ýsrail Kudüs'ten ancak silah zoruyla çýkarýlabilir.’ doðru ancak öyle bir silahlý güç mevcut deðildir.
Aslýnda vardýr da onu kullanacak irade yürek ve kararlýlýk yoktur.
Önceki yazýmda temas ettim Kudüs aslýnda resmenÜrdün topraðýdýr. Ürdün televizyonunun seyredin, ordusunun kahramanlýklarýndan bahseder durur.
Peki bu ordu iþgal edilmiþ topraðýný yýllardýr neden kurtarmaz?
***
Golan tepeleri resmen Suriye topraðýdýr. Ýsrail iþgali altýndadýr. Suriye ordusu ne yapmaktadýr? Ýç savaþtan önce de þimdi de kendi vatandaþlarýný kýymakla meþguldür.
Mýsýr Ýsrail’e sýnýrý olan en güçlü devlettir. Ýsrail karþýsýnda acizdir. Darbeden sonra da Filistinlilere Ýsrail’in veremediði zararý vermiþ bir yönetime sahiptir.(Mýsýr’da Filistin’e destek yürüyüþüne katýlan bir göstericinin pankartýndaki yazý þöyle: ”Özür dileriz ey Kudüs, bizi yöneten de bir Siyonist!”)
Lübnan’ý saymýyorum çünkü bir ordusu vardýr denemez!
Peki ya Suudilerin baþýný çektiði Ýslam Ordusu ne oldu?!
Yoktu, olmadý, olacaða da benzemiyor!
***
Peki Türkiye?
Gerçekçi olmak gerekirse Türkiye’nin böyle bir savaþa girmesinin imkâný da yoktur anlamý da.
Ýmkânsýzdýr, çünkü hem sýnýrýmýz yok hem de güneyde ve içerde terör örgütleriyle boðuþmaktayýz.
Anlamý yoktur, Ýsrail’i çevreleyen üç tane Müslüman ülkenin ordularý dururken Türkiye’nin müdahalesi anlamsýzdýr.
Ama Filistin’e en büyük desteði de yine Türkiye vermektedir.
Filistin davasýna her alanda destek veren bu itibarla da Filistin davasýnýn en güçlü savunaný Türkiye olmuþtur halen de öyledir. Öyle de olmasý gerekir.
***
Türkiye silahlý gücünü deðil ama yumuþak gücünü kullanarak Filistin’in imdadýna yetiþmektedir.
Diplomatik gücünü,ekonomik imkânlarýný ve halkýnýn özverisini harekete geçirerek Filistin davasýna olmasý gereken desteði vermektedir.
Siyasi partilerimizin Filistin duyarlýlýðý da Türkiye’nin artýlarýndan biridir.
***
Özetle Ýsrail iþgaline ve ABD’nin iþgali meþrulaþtýrma kararýna karþý Türkiye olarak duruþumuz ve yöntemimiz gerçekçidir, isabetlidir, faydalýdýr ve ümmetin beðenisine mazhardýr.
Bundan sonraki aþamada yapýlmasý gereken önce baþta Ortadoðu olmak üzere Ýslam dünyasýnýn birlikteliðini saðlamak, güçlerini hedeflerini birleþtirmek sonra da Ýsrail’e anladýðý dilden cevap verecek adamlar yetiþtirebilmektir.
Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü fethettikten sonra öyle demiþ, “Biz Müslümanlar adam olursak bundan sonra Kudüs elimizden çýkmaz.”